Almanya’da Pazar günü yapılan seçimlerin ardından yürütülecek koalisyon görüşmelerinde, göçmenlik ve vatandaşlık politikaları büyük ihtimalle müzakerelerin kilit noktalarından biri olacak.
Seçimden zaferle çıkan CDU lideri ve muhtemel Başbakan Friedrich Merz’in sert göçmenlik ve vatandaşlık politikaları ile koalisyon ortağı olması beklenen SPD’nin daha esnek ve insani yaklaşımı arasındaki farkların, iki parti arasındaki uzlaşmayı zorlaştırabileceği belirtiliyor.
Friedrich Merz, SPD’li Olaf Scholz hükümetinin getirdiği ve özellikle Türkiye kökenli göçmenlerin yararlandığı "çifte vatandaşlık" yasasına karşı çıkarak, Almanya'nın vatandaşlık sürecinin bu kadar "kolay ve hızlı" olmaması gerektiğini savunuyor.
Seçim kampanyasında, aile birleşimi yoluyla Almanya'ya gelen göçün yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Merz, aynı zamanda vatandaşlık yardımlarına da kısıtlamalar getirmeyi planlıyor.
Merz, sosyal yardım, diğer adıyla “vatandaşlık parası” alan kişilerin iş bulmalarını teşvik etmek amacıyla yaptırımlar uygulanması gerektiğini savunuyor. Merz’in en önemli vaatlerinden biri de Almanya'da sığınmacı başvurusu yapan, ancak başvuruları kabul görmeyenlerin geri gönderilmesi ya da sınır dışı edilmesi.
SPD ise Merz’in politikalarını sert bir şekilde eleştiriyor. Olaf Scholz sonrası dönemde SPD’nin en etkili ismi olacağı tahmin edilen partinin genel başkanı Lars Klingbeil, göçmenlik konusunda bir "kırmızı çizgi" bulunduğunu ve bu çizgiyi aşmayacaklarını vurguladı. SPD’nin tabanın da Merz’in sert söylemlerine mesafeli yaklaştığı biliniyor.
AfD’nin yükselişi göçmenleri endişelendiriyor
Almanya’da seçimin en belirgin sonuçlarından bir diğeri, göçmen ve İslam karşıtlığını siyasi söylem haline getiren Almanya için Alternatif (AfD) partisinin oyların yüzde 20,8’ini alarak büyük başarı elde etmesi.
Almanya Seçim Kurulu‘nun açıkladığı geçici resmi sonuçlara göre, AfD ülkenin doğusunda bulunan ve 1990’da iki Almanya’nın birleşmesinden önce “Doğu Almanya” olarak nitelenen eski Demokratik Almanya Cumhuriyeti topraklarında bulunan beş eyalette en fazla oyu aldı.
AfD, doğudaki eyaletlerden Thüringen’de yüzde 38,6, Saksonya eyaletinde 37,3, Saksonya Anhalt’ta 37,1, Mecklenburg-Vorpommern’de yüzde 35 ve Brandenburg eyaletinde de yüzde 32,5 ile birinci çıktı.
AfD, batı eyaletlerinde de destek bularak oy oranını artırdı. AfD’nin batıdaki eyaletlerden Baden-Württemberg, Bavyera ve Rheinland-Pfalz eyaletlerinde ikinci sırada yer alması dikkati çekti.
"AfD hiçbir bakanlığı yönetmeden kamuoyundaki tartışmalara yön veriyor"
AfD’nin seçimdeki başarısını VOA Türkçe’ye değerlendiren Türkiye kökenli göçmenlerin temsilcileri, aşırı sağcı partinin yükselişinden rahatsızlık duyuyor.
AfD'nin, hükümette yer almadan bile ülkenin siyasi rotasını belirlemeye başladığı görüşünü savunan ve çatısı altında sosyal demokrat dernekleri toplayan Almanya Türk Toplumu'nun Başkanı Gökay Sofuoğlu, şunları söyledi:
"AfD hiçbir bakanlığı yönetmeden, hiçbir hükümet sorumluluğu üstlenmeden kamuoyundaki tartışmalara yön veriyor ve ülkeyi felakete sürüklüyor. Birçok parti, AfD’nin söylemlerine farklı derecelerde kapılarak göçmenlik sorununu çözme vaadinde bulundu, amaçları AfD’yi zayıflatmaktı. Ancak bu girişim tam anlamıyla başarısız oldu. AfD ve onu takip eden partiler, düzensiz göçmenleri hastanelerdeki uzun bekleme sürelerinden, konut sıkıntısından ve güvenlik sorunlarından sorumlu tutarak aslında bu aşırı sağcı ve ırkçı partinin varlık sebebini meşrulaştırıyor. Bu problemlerin asıl sebebi, son 20 yıldaki siyasi başarısızlıklardır. Bu, tüm partiler için rahatsız edici bir gerçektir ve bu gerçekle yüzleşmelisiniz. Çünkü günah keçisi aramak sadece aşırıcıların yöntemidir. Eğer medya ve siyaset, göç politikaları üzerine sahte tartışmaları derhal sonlandırmazsa 2029 seçimlerinde Almanya tam anlamıyla bir felaket yaşayacaktır."
"Umudumuz kapsayıcı politikalar"
AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen çatı örgütü Uluslararası Demokratlar Örgütü ise seçim sonrası yaptığı yazılı açıklamada, seçimlerin Almanya’nın siyasi dengelerinde önemli değişimlere yol açtığı, sonuçların göçmen politikaları, çifte vatandaşlık ve toplumsal uyum açısından kritik bir döneme girildiğini gösterdiği belirtildi.
“Özellikle Türk ve Müslüman topluluklar için eşit hakların korunması, ayrımcılıkla mücadelenin güçlendirilmesi ve demokratik katılımın artırılması büyük önem taşıyor” denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Umudumuz yeni dönemin toplumsal barışı güçlendiren, herkesin eşit haklarla temsil edildiği, göçmenlerin katkılarının değer gördüğü kapsayıcı politikalarla şekillenmesidir. Demokrasinin temel taşı halkın katılımıdır. Çeşitliliğin zenginlik olduğu bilinciyle, ortak geleceğimiz için sorumluluk almaya devam edeceğiz. Almanya’da yaşayan tüm toplumlar için adil, eşit ve kapsayıcı bir gelecek diliyoruz."
"Sorunlar çözülmezse AfD bir süre sonra birinci parti haline bile gelebilir"
Almanya Kürt Toplumu Başkanı Ali Ertan Toprak da oluşan siyasi tabloya bakıldığında göçmen kökenlileri yakın gelecekte zor günlerin beklediği görüşünde.
Toprak, "Bu seçim sonrasında başa geçecek hükümet, belki Almanya’nın yakın tarihinin en kritik döneminde iktidar olacak. Sorunları çözemezse, AfD ana muhalefet partisi olmaktan çıkıp, bir süre sonra birinci parti haline bile gelebilir. O nedenle diğer demokratik partiler büyük sorumluluk taşıyorlar. Toplum içindeki kutuplaşmayı azaltmamız kaçınılmaz" şeklinde görüş belirtti.
Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası (TD-IHK) Yönetim Kurulu Üyesi Bahattin Kaya ise aşırı sağcı AfD'nin oylarını ikiye katlaması nedeniyle tedirgin.
Kaya, bu konuda verdiği demeçte "AfD’nin yüzde 20’lere ulaşması hem buradaki Türki işletmelerimiz hem de vatandaşlar açısından son derece olumsuz bir gelişme. Önümüzde çok zor bir dönem var. Bunun başka bir boyutu daha var. Almanya büyük oranda yabancı kalifiye insana ihtiyaç duyuyor. Alman ekonomisinin en büyük sorunlarından biri kalifiye eleman. Bize kalırsa yabancı düşmanı bu partinin başarısı nedeniyle yurtdışından gelmeyi ve burada çalışmayı planlayanlar, şimdi başka ülkelere gitmeyi hedefleyeceklerdir. Bu da Alman ekonomisi açısından çok büyük bir dezavantaj olacaktır" değerlendirmesini yaptı.
"Merz, Türk ve diğer Müslüman göçmenleri hedef tahtasına oturtan açıklamalar yapacaktır"
Almanya Bilim ve Siyaset Vakfı (SWP) uzmanlarından Dr. Yaşar Aydın, sorunun sadece AfD olmadığını, başbakan olması beklenen Friedrich Merz’in de geride kalan haftalarda göçmen karşıtı söylemleri ile dikkat çektiğini hatırlatıyor.
Yaşar Aydın, VOA Türkçe’ye verdiği demeçte, Merz’in geçmişte göçmenlere yönelik dışlayıcı ve sert söylemleri olduğunu, örneğin çifte vatandaşlığın kaldırılmasını önerdiğini belirterek şöyle devam etti:
“Müslüman göçmen çocuklardan ‘paşalar’ diye bahsetti. Olumsuz bir çizgi izledi ancak sosyal demokratlarla koalisyon yapması durumunda bu söylemlerinin bir nebze dengeleneceğine inanıyorum. SPD’nin çifte vatandaşlık konusunda geri adım atacağını sanmıyorum. Buna rağmen AfD’nin soluğunu ensesinde hisseden Merz, önümüzdeki dönemde de Türk ve diğer Müslüman göçmenleri hedef tahtasına oturtan açıklamalar yapacaktır. Buna hazırlıklı olmamız gerekiyor."
Forum