Erişilebilirlik

‘Iraklı Eski Baasçılar IŞİD’in İçinde Yeniden Yapılanıyor’


Geçen yaz bir çalışma başlatan New York Pratt Enstitüsü Sosyal Bilimler ve Kültürel Çalışmalar Öğretim Üyesi Sosyolog Doç. Dr. Kumru Toktamış, ‘IŞİD ile Baas Partisi arasındaki ilişki ve IŞİD’ in devlet kurmak için toprak ve kaynak talepleri’ konulu bir sosyolojik araştırma hazırlıyor.

Toplumsal hareketlerde uzman ve aynı zamanda tecrübeli bir siyaset ve sosyal bilimci olan Toktamış, IŞİD’i var kılan unsurlarla sürekliliğini ayakta tutan dünya görüşünün, bir ideoloji ya da bir din değil, çok açık bir sınır, toprak ve kaynak kavgası olduğunu düşünüyor.

IŞİD’in kuruluşundan itibaren olmasa da, şekillenmesinde, elemanlarının eğitilmesinde ve devletleşmesi için toprak ve kaynak edinmesi ve idaresinde, Irak’ın eski Baas Partisi mensuplarıyla Saddam Hüseyin’e sadık bazı eski üst rütbeli askerlerin etkili olduğuna inanılıyor.

Hazırladığı sosyolojik araştırmayı Amerika’nın Sesi’yle paylaşan Toktamış, bu projeye başlamasının iki nedeni olduğunu belirtiyor. Toktamış, eski bir CIA uzmanının, “Irak’ta IŞİD ile toprak konuşulduğu zaman Baas Partisi ile masaya oturulacak” iddiası ve Saddam’ı yargılayan yargıç Rauf Abdül Rahman’ın IŞİD tarafından yakalanıp idam edilmesi sırasında çekilen görüntü ve fotoğrafların analizlerinden bazı bulgulara ulaşmasının, kendisine ve ekibine bu araştırmayı yapmaları için yeterli gerekçe verdiğini söylüyor.

‘Saddam’ın askerleri ve Baasçılar nereye kayboldu?’

Sosyolog Toktamış, araştırmanın öne çıkan bazı ayrıntılarını şöyle anlatıyor: “IŞİD Ortadoğu’da bir güç, bir toplumsal hareket. Hatta kendi iddiasına göre de bir devlet olduğunu iddia eden kurumsallaşma. Bu kavganın kaynağında da toprak ve kaynak talebi yatıyor. IŞİD’i dini bir fanatizm olarak görüyor olabiliriz. Onlar Avrupa’dan daha çok insan toplamak için kendilerini öyle bir çerçeveye oturtmuş olabilir. Pazarlama teknikleri çok güçlü ve kendilerini bu şekilde pazarlıyorlar. Bu çalışmada IŞİD ve Baas Partisi ilişkisini araştırıyoruz. (ABD Merkezi İstihbarat Dairesi) CIA, Baas ile Irak’ta temas halinde midir? Bunu bilemeyiz ama açık olan şu: Irak’ta koskocaman bir Baas yapılanması vardı. Bunlar savaş döneminde ülkelerini savunmak için çok büyük bir direniş ve gerilla hareketi başlatmıştı. Irak’ın ve Saddam’ın bu konuda son derece eğitimli bir ordusu vardı. O ordu Irak’ta yok olmadı. Bu ordu bir yere kaybolmadı bir yere gitmedi, uçmadı. Peki bu sadık askerler, partililer ve Saddamcılar nereye gitti?” diye soruyor.

Kumru Toktamış, Saddam’ın eski komutanlarının IŞİD içerisinde eğitici rol oynadığını iddia ediyor. Toktamış iddiasını da şöyle açıklıyor: “Baas Partisi ve Saddam’a bağlı olan askerlerin IŞİD içerisinde yeniden yapılandığını öngörüyoruz. Onların fanatik ve radikal bir örgütün içerisinde yer almalarındaki motivasyonu tam olarak bilemiyoruz. Baas Partililer dinci midir, değil midir? Özel hayatlarında yaşadıkları dini kamusal hayatta nasıl yaşıyorlar, bunları bilemeyiz. Bunlar yarın öbür gün ayrı bir çalışma konusu olacaktır. Biz bu Baas, IŞİD ilişkisini de eski Şii Başbakan Maliki’ye bağlayabiliriz. Maliki idaresi Irak’ta Sünni halka çok zulüm etti. Maliki döneminde Sünni halk şiddet göstermeyen eylemler yaparken, Maliki kuvvetleri bu insanlara hem şiddetle karşılık verdi hem bunları radikalleştirip marjinalleştirdi. Bu insanlar IŞİD’ in içerisindeki Baas unsurlarında bir şekil kendilerini var ettiler. IŞİD’in yapısını da bölgede sağlamlaştıran bu oldu. Bunu bir dine bağlamıyorum bu bir toprak kavgası ve iktidar kavgası.”

Kumru Toktamış
Kumru Toktamış

‘Saddam’ı yargılayan hakimi IŞİD içindeki Baas Partililer infaz etti’

Saddam Hüseyin’in idam kararını veren Kürt kökenli yargıç Rauf Abdül Rahman’ın IŞİD tarafından idam edildiğini ve yayınlanan videoları, fotoğrafları analiz ettiklerini belirten Toktamış, bulgularını şöyle sıralıyor: “Baktığınız zaman bu hakimi yakalayan ve idam eden kişilerin IŞİD’li gibi durmadıkları ve daha çok Baas Partililer görünümünde olduğunu gözlüyoruz. O döneme kadar IŞİD’i ben bir fanatik örgüt filan gibi biliyordum. Burada IŞİD’çi tiplemeler yerine daha çok dimdik duran, vakur askerler görüyoruz etrafında. Bir askerin silahı tuttuğu gibi tutuyorlar bir IŞİD’çi gibi değil. Duruşları bile IŞİD’cilerden farklı. Bu görüntüleri inceledik ve vücut dillerinin farklı oldukları saptadık. Oradaki görüntü ve fotoğrafları IŞİD’ çiler ile yan yana koyduğunuz zaman farkları anlıyoruz. ‘Saddam’a idam cezasını veren yargıcı kim yakalar? Tabi ki IŞİD değil tabi Baasçılar’ dedim. IŞİD bir türlü Musul’dan çıkartılamıyor. Musul’un en büyük özelliği en sıkı Baasçıların yetiştiği yer olması. Irak direnişine en fazla katılan kişiler de Musul kökenli. ‘IŞİD’i Baas kurdu’ filan diyemem. Bu konuda hiç bir veri yok, ancak bağlantıları var” diye konuştu.

‘Kısa vadede devlet olma şansı yok’

IŞİD’in Irak ve Suriye’de İngiltere’den daha fazla bir toprağı denetimi altında tutuğunu belirten Kumru Toktamış, IŞİD’in yapılanmasını da şöyle tarif ediyor: “Kaynaklarını bir şekilde bir devlet gibi kullanan, halkı vergilendiren ve halka hizmet sunan bir yapılanma. Bu yapılanma devletleşir mi, bunu bilemeyiz. Devlet olması için uluslararası tanınması gerekiyor ve bu şansı kısa vadede çok yok. Sayısını bilmediğimiz çok sayıda gencin Avrupa’dan Suriye’ye geçtiğini biliyoruz. Bunlar IŞİD’e mi geçiyor yoksa orada varlık gösteren bir yığın cihatçı örgüte mi katılıyor veya ne kadarı nereye katılıyor, bunu tam olarak bilemiyoruz. İnsanların politize olması, ilişkiler ve kaynaklarla olur. Avrupa’daki Müslüman gençlerin hepsi cihatçı olmuyor. Milyonlarca Müslüman genç var, bunlar bulundukları ülkelerde topluma uyuyorlar ve var olma kavgalarını orada veriyorlar. Avrupa’daki Müslümanlar’ın çoğunluğu bu durumda. Ancak Müslümanlar arasında bulunan küçük ancak sayısal olarak büyük bir grup daha çok Avrupa’ya olan öfkelerinden, hınçlarından kendilerini bir şekilde dini olarak karşılıklı olarak ifade etmenin araçlarını gösteriyorlar ve bu karşılığı da IŞİD’de görüyorlar”

‘Kafa kesmek IŞİD’ özgün bir şey değil. Suudi Arabistan da kafa kesiyor’

IŞİD’in baş kesme yoluyla yaptığı idamların sadece onlara özgü bir infaz şekli olmadığını ifade eden Toktamış, “Suudi Arabistanda kafa kesiyor. Baas da kafa kesiyor. Kafa kesme kültürü zaten o coğrafyada olan bir kültür ve IŞİD bunu bir propaganda vesilesi olarak çok iyi kullandı. Suudi Arabistan kafa kestiği zaman bunu saklıyor veya göstermemeye çalışıyor. IŞİD kafa kestiği zaman ortaya çıktı ve bu da gençlerin radikalize olmaları için bir araç olarak kullanıldı. Baasçıların IŞİD içerisinde bu kadar aktif olduktan sonra artık bu tür sansasyonel şeylerine karşı bölgesel olarak toprak için masaya oturacak bazı araçların geliştirileceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.

STÜDYO VOA

Türkiye’nin adı Eric Adams iddianamesinde neden fazla geçiyor? – 27 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:57 0:00
XS
SM
MD
LG