Avrupa Birliği’nin Yunanistan’ı borç krizinden kurtarmak için IMF’ye birlikte hazırladığı paket yatırımcıların tedirginliğini hala tam anlamıyla gidermiş görünmüyor. Avrupa’da bazı borsalarda Salı günü, %2,5’e varan düşüşler görüldü.
Kaygılar, Atina hükümetinin 145 milyar dolarlık IMF-AB yardım paketinin koşulları arasında yer alan kemer sıkma politikalarını tam olarak uygulamaya geçirememe olasılığı üzerinde yoğunlaşıyor.
Brookings Enstitüsü Uluslararası ekonomi uzmanlarından Domenico Lombardi de bu görüşü savunuyor. Lombardi, “Krizin aşılmasında asıl önemli olan nokta Yunanistan’ın yeni önlemler alıp-almayacağı. Yardım paketi Yunanistan’ın üç yıl sonra yeniden ayakları üzerinde durabileceği öngörüsüyle hazırlandı, ama bu süre geçtikten sonra da Atina, hala Avrupalı dostlarının yardımına ihtiyaç duyabilir,” diyor.
Avrupa’da liderlik krizi
Lombardi, krizin patlak vermesinden bu yana yardım konusunda Avrupalı liderlerin yavaş davranması nedeniyle Atina’nın borç krizinin daha da derinleştiğini belirtiyor. Uzman, “Başlangıçta Yunanistan’ın 45 milyar Dolar’a ihtiyacı olduğu varsayılıyordu, ama paketi hazırlamada yavaş davranılması yüzünden masaya getirilen miktar bunun iki katını aştı,” diyor.
Brookings Enstitüsü uzmanı Lombardi’ye göre kriz, Avrupa’da bir liderlik boşluğu olduğunu da ortaya çıkardı ve Almanya Başbakanı Angela Merkel, ülkesinin ekonomik gücüne rağmen, bu boşluğu dolduramadı. Lombardi, “Yunanistan’daki kriz Almanya’ya Euro üzerinde zannettikleri kadar güçleri olmadığını gösterdi,” yorumunu yapıyor.
Anayasa mahkemesi engeli
Almanya’da hükümet, paket çerçevesinde 29 milyar 600 milyon dolar yardım yapılmasını onayladı. Şimdi paketin Alman parlamentosunun iki kanadında da onaylanması gerekiyor. Ancak Brookings Enstitüsü uzmanına göre, Almanya’da paketin önünde bir engel daha var, o da Anayasa Mahkemesi. Lombardi, “Anayasa Mahkemesi Almanya’nın ulusal güvenlik ve çıkarlarının bu paketle zedelendiği gerekçesiyle yardımı engelleyebilir,” diyor.
Brookings Enstitüsü uzmanı, bir bütün olarak bakıldığında ekonomik krizin Avrupa’nın bütünleşme sürecini de olumsuz etkilediği görüşünü savunuyor.