ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, dün Ankara’nın nabzını tuttuğu temasları ardından Rusya’nın Libya ve Suriye’de özellikle de son günlerde İdlib’te oynadığı rolden endişe duyduklarını açıkladı.
Jeffrey’nin Türk yetkililerle dün yaptığı temaslarına ilişkin değerlendirmeleriyle ilgili ABD’nin Ankara Büyükelçiliği tarafından Twitter hesabı aracılığıyla paylaşımlar yapıldı. Bu paylaşımlarda, ABD adına Jeffrey’nin, Türkiye’nin İdlib’te meşru çıkarlarını koruma hakkına sahip olduğunu vurguladığı ifade edildi.
Jeffrey, dün Türk Dışişleri Bakanlığı’nda Bakan Yardımcısı Sedat Önal, Cumhurbaşkanlığı’nda Sözcü İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanlığı'nda Bakan Yardımcısı Yunus Emre Karaosmanoğlu başkanlığındaki Türk heyetleriyle yaptığı toplantılar sonrasında ABD’nin Suriye’deki son gelişmelere ilişkin görüşlerinde Rusya’nın tavrından duyulan rahatsızlığı işaret etti.
Jeffrey, İdlib kaynaklı insani göç dalgası yaşanacağına dikkat çekerek, görüşlerini özetle şöyle açıkladı:
“Türkiye, halihazırda dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkedir. Türkiye ile birlikte, Suriyelilerin yaşadığı insani felaketin artmasına engel olmaya çalışıyoruz. Türkiye sınırlarına bir anda dayanabilecek üç milyon mültecinin tek başına üstesinden gelemez. Türkiye’nin böyle bir şeyin yaşanmaması için gerekeni yapma hakkı vardır ve biz de Türklere bu konuda nasıl yardımcı olabileceğimizi değerlendirmek için buradayız. ABD, Türkiye’nin mülteci akınına karşı varoluşsal menfaatlerini savunma, terörle mücadele etme ve Suriye’de savaş suçlusu Esad rejimiyle devam eden ihtilafa çözüm bulma hususunda haklı ve hukuki gerekçelere sahip olduğu konusunda Türkiye ile tamamen hemfikirdir. Türkiye’nin Suriye’de özellikle de İdlib’de askeri güç bulundurma noktasındaki meşru menfaatlerini anlıyor ve destekliyoruz. Her iki ülkede de (Türkiye ve ABD), Rusya’nın, Libya’da, Suriye’nin genelinde ve İdlib’te gerçekleşen saldırıdaki rolünden büyük bir endişe duymaktadır. İdlib’teki bu eylemin kabul edilemez olduğunu, ülke genelinde ateşkes çağrısında bulunulan Birleşmiş Milletler’in (BM) kilit öneme sahip 2254 sayılı kararını ihlal ettiğini Rus muhataplarımıza net bir şekilde ifade ettik.”