Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın görevden alınmasının ardından Türk Lirası’nın ABD Doları karşısında yaşadığı değer kaybı ve sonrasındaki gelişmeler dikkatle izleniyor. VOA Türkçe’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Johns Hopkins Üniversitesi’nden ekonomist Prof. Steve Hanke, Türk Lirası’ndaki değer kaybının engellenememesi halinde bankacılık krizinin yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın geçtiğimiz Cuma gecesi piyasalar kapandıktan sonra görevden alındığının ve yerine Şahap Kavcıoğlu’nun getirildiğinin açıklanmasının ardından, Türk Lirası piyasaların açılmasıyla ABD Doları karşısında yüzde 15’lere varan bir değer kaybı yaşadı. Bu, 2018 yılı Ağustos ayından bu yana tek bir gün içinde yaşanan en büyük değer kaybıydı.
Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Ekonomi Öğretim Üyesi Prof. Steve Hanke, hem Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybını hem de Merkez Bankası yönetiminde iki yıldan daha az bir sürede dört kez yaşanan değişikliği ve bunun yatırımcıya nasıl bir mesaj verdiğini VOA Türkçe’ye değerlendirdi.
“Değer kaybının devam etmesini bekliyorum”
Türk Lirası’ndaki değer kaybının, mevcut yaklaşım değişmediği sürece devam edeceği öngörüsünde bulunan Prof. Steve Hanke, “24 saat içinde Türk Lirası’nın yoğun şekilde elden çıkarıldığını gördük. Önümüzdeki dönemde daha büyük satışlar yaşanabilir. Türk Lirası’nda değer kaybının devam etmesini bekliyorum” diyor.
Merkez Bankasını kimin idare edeceği konusunda kontrolun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’da olduğunun altını çizen Hanke, “Erdoğan’ın ekonomi, faiz ve para birimine ilişkin yaklaşımına baktığımızda, temelde İslami finans ilkelerini takip ettiği görülüyor. Buradaki ana unsur faizin kesinlikle söz konusu olmaması. Erdoğan resimde faizler olsun istemiyor. Ekonomik ilkeler ve çağdaş finans kuralları açısından bakıldığında dünya o şekilde işlemiyor’’ değerlendirmesinde bulundu.
Eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, faiz oranını dördüncü kez artırma kararının ardından görevden alınmıştı. Merkez Bankası başkanlığına yeni atanan Şahap Kavcıoğlu’nun daha düşük faiz oranlarından yana olduğu; bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘’faiz neden, enflasyon sonuçtur’’ görüşünü savunan; ancak ekonomide genel kabul gören yaklaşımla ters düşen bakış açısına yakın olduğu belirtiliyor.
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu, göreve geldikten sonra yaptığı yazılı açıklamada, enflasyonda kalıcı düşüşün sağlanmasını amaçladıklarını; bunun da yatırım, üretim ve istihdamı arttırıcı sürdürülebilir büyüme için de gerekli koşulların oluşmasına katkı sağlayacağını söyleyerek piyasalara güven vermeye çalıştı.
“Görevden alınan Merkez Bankası Başkanı yapılması gerekeni yaptı”
Bu açıklamanın piyasalara ve yatırımcılara güven vermek için yeterli olmadığını belirten Prof. Steve Hanke, görevden alınan Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın dört aya yakın devam eden görev süresi boyunca doğru yönde adımlar attığını belirtti.
Hanke, “Eski Merkez Bankası Başkanı, Türk Lirası’nın istikrara kavuşturulması için tam olarak ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı ama yetmedi. Çünkü dört kez faiz artırımından sonra bile, Türkiye’de enflasyona göre hesaplanan reel faiz oranı hala negatif. Yani hala çok düşük. Reel faiz oranı negatif olduğunda Türk Lirası değer kaybeder, bu da enflasyonun artması anlamına gelir. Bugün Türkiye’de yılda gerçek enflasyon yüzde 30. Bu açıklanan resmi oranın iki katı. Mevcut yaklaşımın devam etmesi halinde, daha büyük sorunların yaşanmasını bekliyorum’’ diyor.
“Ekonomi ve zayıf Türk Lirası Erdoğan yönetiminin en zayıf noktası”
Merkez Bankası Başkanının kısa süre içinde dört kez değiştirilmesinin yatırımcıya “Türkiye’den uzak durun” mesajını verdiğini belirten Steve Hanke, “Bütün sağlam ekonomik politikaların temelini istikrarın teşvik edilmesi oluştururken, atılan bu adımlar istikrarsızlığı getiriyor. İstikrar her şey demek olmayabilir ama istikrarlı bir ekonominiz yoksa düzgün bir iç ve dış politikanız olamaz. Ekonomi ve Türk Lirası’nın zayıf olması Erdoğan yönetiminin en zayıf noktası” diyor.
Sermaye kontrolu adımları olası mı?
Maliye ve Hazine Bakanı Lütflü Elvan, yaşanan gelişmelerin ardından yaptığı açıklamada, serbest piyasa ekonomisi mekanizmalarından taviz verilmeyeceğini; Türkiye’nin serbest kambiyo rejiminde kararlı olduğunu belirtmişti.
Bakan Elvan’ın bu açıklaması, krizin kötüleşmesi halinde sermaye kontrolüne yönelik adımların atılıp atılmayabileceği tartışmasının ardından geldi. Peki, böyle bir ihtimal olası mı?
Prof. Steve Hanke, “Para biriminde kriz yaşadığınızda köşeye sıkışırsanız, yabancı rezervleri korumak için kullanılan araçlardan biri sermaye kontroludur. Türkiye’de şu anda net yabancı rezerv pozisyonu oldukça negatif. O nedenle çok savunmasız bir durum söz konusu” sözleriyle bu ihtimali değerlendirdi.
Bankacılık krizi olası mı?
Türk Lirası’nda yaşanan kriz sebebiyle, bankaların yurtdışından aldıkları sendikasyon kredilerini ödemekte zorlanması durumunda, Türkiye bir ödemeler kriziyle ya da bankacılık kriziyle karşı karşıya kalabilir mi?
Prof. Hanke bu soruya, “Söz ettiğiniz nokta çok önemli. Para birimlerinde yaşanan krizler genellikle bankacılık krizlerine dönüşür. Şu anda Türkiye’de bir bankacılık krizi yok ama bunun yaşanması halinde, oyun biter. Türk Lirası’nda yaşanan kriz daha da kötüleşir ve lira daha da istikrarsız hale gelirse, o zaman bankacılık krizi olasılığı ortaya çıkabilir’’ yanıtını verdi.
“Yabancı yatırımcı için durum belirsiz ve çok riskli”
Türkiye’de son dönemde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeleri birlikte değerlendiren Steve Hanke, yabancı yatırımcının durumu “son derece belirsiz ve çok riskli“ olarak algıladığını; Türkiye’de menkul kıymetlere ya da varlıklara yatırım yapan veya yatırım yapmayı düşünenlerin de bu belirsizlik ve yüksek riski hesaba kattığını vurguladı.
Para kurulu önerisi
Türkiye’nin ekonomide istikrarı sağlaması ve Türk Lirası’ndaki değer kaybının ve enflasyondaki artışın önüne geçebilmesi için, altına dayalı bir Para Kurulu sistemine geçmesi gerektiği yönündeki önerisini tekrarlayan Steve Hanke, bu yöntemle faiz oranlarının düşeceğini; Türk Lirası’nın istikrarlı hale geleceğini; enflasyonun bir hafta içinde ortadan kalkacağını savundu.
VOA Türkçe’ye daha önce verdiği röportajlarda da Türkiye’nin krizden çıkış yolu için para kurulu sistemini öneren Steve Hanke, para kurulu sisteminde Türk Lirası’nın siyasi bir boyutu olmayan altına sabitlenmesi gerektiği ve bunun uzun vadede istikrarlı bir alım gücü sağlayacağı görüşünde.
2019 yılında verdiği röportajda Bulgaristan’da 1997’de bu sistemin başarıyla uygulandığını belirten Steve Hanke, merkez bankası yerine oluşturulan para kurulunda hükümetin para politikasında bir rolünün olmadığını, bu sistemin tarihte hep başarılı olduğunu kaydetmişti.