Ukrayna’nın Almanya ve Alman siyasetçilerin Rusya lideri Putin’le olduğu iddia edilen ilişkilerine yönelik eleştiri ve ithamları artarak sürüyor. Son olarak Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andrej Melynk, Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier‘i ağır sözlerle eleştirerek, "Steinmeier’in Putin gibi düşündüğünü" söyledi.
"Steinmeier’in Rusya ile olan ilişkisi dokunulmaz, hatta kutsal bir boyutta. Ukrayna’ya bir saldırı savaşı başlatılması bile onun bu yaklaşımını etkilemiyor" diyen büyükelçi, Steinmeier’in Putin gibi Ukrayna halkının varlığını yok saydığını öne sürerek, "Alman Cumhurbaşkanı için, Ukrayna halkı, dili, kültürü ve devleti ile esasında yok. Onun için Ukrayna diye bir olgu yok" dedi.
Steinmeier’in 2000’li yıllardan bu yana, özellikle başbakanlık müsteşarı ve dışişleri bakanı olduğu dönemlerde Alman hükümet çevrelerinde ve bürokrasisinde "Rusya’ya bağımlı bir ağ oluşturduğunu" iddia eden Melynk, bu ağda yer alan kişilerin çoğunun şu andaki koaliasyon hükümetinde de olduğunu ve Rusya’ya destek sağladığını belirtti.
Alman Savunma Bakanı Christina Lamprecht’i de eleştiren Ukrayna Büyükelçisi, Almanya’nın ülkesine 308 milyon Euro değerinde silah yardımı yapacağı şeklindeki açıklamanın bakan tarafından söylenen bir "fake news", yani yalan haber olduğunu da öne sürdü. Melynk, Almanya’nın enerji konusunda Rusya’ya bağımlılığı nedeniyle Ukrayna’ya ciddiye alınabilecek bir silah yardımı yapmadığını ifade etti. Lamprecht, Almanya’nın Ukrayna’ya gönderdiği "Strela" tipi uçaksavar füzelerin bir bölümünün kullanılmaz durumda olduğunun ortaya çıkmasıyla eleştirilerin hedefi haline gelmişti.
Cuma günü bir açıklama yapan Polonya Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro da, Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya'yı hedef alan yaptırımlara en fazla muhalefetin Almanya'dan geldiğini söylemiş, "Hepimiz biliyoruz ki Almanya, Rusya'ya yönelik yaptırımların başlıca engelleyicisidir" ifadesini kullanmıştı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski iki hafta önce Alman Meclisi’ne hitaben yaptığı konuşmada, Rusya’ya yeterli tepkiyi vermemekle eleştirdiği Alman hükümetine "ekonominizi Avrupa’nın güvenliğinin önüne koydunuz" demişti. Almanya’nın ekonomik çıkarları nedeniyle insani değerleri önemsemeyen bir ülke olduğunu ifade eden Zelenski, Alman Başbakanı Scholz’u "Rusya’nın Avrupa’nın ortasında yeni bir Berlin Duvarı kurmasına tepki vermemekle" suçlamıştı.
Bu arada Almanya’nın en saygın gazetelerinden Süddeutsche Zeitung da, Cumhurbaşkanı Steinmeier’e Almanya’nın Rusya ile olan ilişkileri ve enerji bağımlılığı konusunda ve kendisinin bu bağlamdaki rolü hakkında açıklama ve özeleştiri yapması çağrısında bulundu. Steinmeier’in özellikle 2013 sonrasında, dışişleri bakanlığı döneminde şu anda da görevini sürdüren Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’la aşırı samimi bir ilişkisi olduğunu anımsatan gazete, Almanya’nın Rus askerlerinin Güney Osetya Savaşı’nda ve Suriye’de işlediği insanlık suçlarına sessiz kalmasının bugünkü durumun nedenlerinden biri olduğu yorumunu yaptı.
Steinmeier gibi sosyal demokrat SPD üyesi olan Almanya eski başbakanı Gerhard Schröder de, 1998-2005 arasında Ruslarla yaptığı anlaşmalarla Almanya’yı doğalgaz için Rusya’ya bağımlı hale düşürmekle suçlanıyor. Gazprom, Rosneft, Kuzey Akım gibi pek çok Rus enerji şirketinin yönetim kurulunda yer alan Schröder, 11 Mart’ta Alman hükümetine haber vermeden, Moskova’da bir dönemler "tertemiz demokrat ve dostum" olarak nitelediği Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile bir araya gelmiş, daha sonra bu görüşmede Rusya ile Ukrayna arasında ateşkes çağrısı yaptığı ortaya çıkmıştı.
