AMERİKA'NIN SESİ - ANKARA - Ankara’da Dicle Fırat Gazeteciler Derneği ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu’nun çağrısıyla Diyarbakır’da 8 Haziran’da gözaltına alınmalarının ardından tutuklanan 16 gazeteci için yapılacak basın açıklamasına polis sert polis müdahalede bulundu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma gerekçesiyle 8 Haziran’da ev ve medya kuruluşlarına baskınlarında gözaltına alınan 20 gazeteciden 16’sı Diyarbakır 1’inci Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararıyla tutuklanmıştı. Bu kapsamda Jinnews Müdürü Safiye Alagaş, DFG Eşbaşkanı Serdar Altan, MA Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Yazıişleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin 16 Haziran’da tutuklanmıştı. Söz konusu gazetecilere “terör örgütü üyeliği” suçlaması yöneltilirken, polis tarafından “suç aletleri” olarak fotoğraf makineleri, kameralar, mikrofonlar gibi aletlerin topluca bulunduğu fotoğraf paylaşımı yapılması dikkat çekmişti.
Diyarbakır’da 8 Haziran’dan bu yana özgürlüklerinden yoksun olan gazeteciler için bugün Ankara’da basın açıklaması yapılması öngörüldü. Bunun için Dicle Fırat Gazeteciler Derneği ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu’nun çağrısıyla basın meslek örgütleri tarafından Ankara Valiliği’nin basın açıklamaları için “uygundur” dediği Ulus’taki Atatürk Heykeli’nin önü adres gösterildi. Basın meslek örgütlerince Ankara Valiliği’ne toplantı, gösteri ve yürüyüşün anayasal hak olması itibariyle bugün saat 12.30’da Ulus’ta açıklama yapılacağı bildiriminde bulunuldu. Ancak gazetecilerin Ulus’ta buluşmasına polis tarafından sert müdahalede bulunuldu. Basın meslek örgütlerine ve gazetecilere “Valilik izin vermedi” gerekçesiyle meydanda buluşma olanağı tanınmadı.
Sıhhiye’de DİSK’e bağlı Basın-İş Sendikası Ankara Temsilciliği’nde basın açıklaması yapılmasına karar verilmesine rağmen polis kendilerine yapılan engellemeyi görüntüledikleri için gazetecilere fiziki müdahalede bulundu.
Gazeteciler Sibel Yükler ve Deniz Nazlım, ters kelepçeyle darp edilerek gözaltına alındı.
Gazeteciler ile polisler arasında yaşanan arbedede yazar Yıldız Tar’ın da gözaltına alındığı ise ilerleyen saatlerde ortaya çıktı.
“Özgür basın susturulamaz” tepkisi paylaşıldı
Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltındaki gazetecilere İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) avukatlarınca hukuki yardım sağlanırken; Ulus’ta yaşananların ardından gazeteciler basın açıklamasını Sıhhiye’de Basın-İş Sendikası Ankara Temsilciliği’nde yaptı. Basın açıklamasına HDP adına Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik de destek verdi.
DİSK Basın İş Sendikası Ankara Temsilcisi Turgut Dedeoğlu, 25 yıl önce Özgür Ülke gazetesi bombalandığında ertesi gün gazetenin “Bu ateş bizi yakar” başlığıyla çıktığını anımsatarak, ancak 2022 yılına gelinmesine rağmen olumlu yönde değişim olmadığını söyledi. Ankara Valiliği’ne gerekli bildirimi yaptıklarını kaydeden Dedeoğlu, gazetecilere güvenli basın açıklaması ortamı sağlanması gerekirken tam tersine polis müdahalesine maruz kaldıklarını ifade etti.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) adına Özgür Paksoy, Diyarbakır’daki meslektaşlarına destek olmak, asılsız iddialar ve tanık ifadeleriyle tutuklu bulunduklarına dikkat çekmek amaçlarıyla Ankara’da basın açıklaması yapmayı öngördüklerini kaydetti. Ancak 2911 sayılı yasa gerekçe gösterilerek polislerce gözaltı işlemi yapıldığını belirten Paksoy, Diyarbakır’da tutuklu olanlar ve bugün Ankara’da gözaltına alınan gazetecilerin derhal serbest bırakılması gerektiğini dile getirdi.
Savunma beyanları ifadelere yansıtılmıyor
DİSK Basın-İş Sendikası’nın aktardığı bilgilere göre; Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ndeki gözaltı sürecinde ise, Türkiye Barolar Birliği (TBB) tarafından da “hukuksuz” olduğu açıklanmasına rağmen üç kişiyle ilgili ifade işlemlerinde avukat beyanları tutanağa geçirilmedi.
TBB, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün (EGM) genelgesiyle polislerce ifade tutanaklarına avukat beyanlarını geçirmeme yönünde tüm emniyet teşkilatına talimat verilmesine tepki göstererek, bunun savunma hakkı ihlali olduğunu belirtmişti.
