30 Aralık 2022’de Ankara’nın Çukurambar semtinde öldürülen eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, cinayetle ilgili 26 Nisan’da tamamlanan 145 sayfalık iddianamenin beklentilerini karşılamaktan uzak olduğu görüşünde.
Bugün CHP Genel Merkezi’nde ana muhalefet partisi lideri Özgür Özel’le görüşen Ayşe Ateş, çıkışta gazetecilerin soruları üzerine kendi ifadesine iddianamede yer verilmediğini belirterek iddianamenin kabul edilmemesini talep etti.
Ayşe Ateş, “Benim ifademde de siyasi isimler vardı. Benim ifadem iddianamede yok. Başka ifade veren arkadaşların ifadeleri de aynı şekilde iddianameye eklenmemiş. İçi boş, uç uca eklenmiş sanki çok basit bir cinayet, alacak-verecek kavgası gibi bize servis edilen bir iddianame var ortada. İddianame bile diyemeyeceğim, böyle bir iddianame olmaz çünkü. Bu iddianame ya geri çevrilecek ya da biz bu iddianameyi yeniden yazdıracağız vereceğimiz dilekçelerle, sunacağımız delillerle. Çünkü var olan şeyleri bile eklememişler, koymamışlar” dedi.
“Ülke belki bir iç karışıklığa gidebilirdi, ben bunun önüne geçmek büyük bir mücadele verdim”
Ayşe Ateş, ifadesinde sözünü ettiği “siyasi isimler”i dosya üzerinde gizlilik kararı olduğu için şimdilik telaffuz etmek istemediğini belirtti.
“Sonuç elde edene kadar, nereye giderse gitsin” hukuki mücadelesini sürdüreceğini söyleyen Ayşe Ateş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da bir cevap beklediğini dile getirdi.
Ateş, “Seslendim ve bir cevap bekliyorum kendisinden hala. İnşallah çağıracağını düşünüyorum. Bekliyoruz, ‘zaman var’ dediler. Henüz net bir şey yok. Biz devletini seven insanlarız. Devletimi düşünerek bugüne kadar ben hep sağduyulu davrandım. Çünkü gayet her şey ortadaydı. Ve ülke belki bir iç karışıklığa gidebilirdi. Ben bunun önüne geçmek için acımı bir kenara bırakarak, gerçekten büyük bir mücadele de verdim aynı zamanda. Ama benim verdiğim özverili mücadelenin karşılığı bu olmamalıydı. Hiçbir şekilde karşılığını alamadım. Ama bu cinayetin failleri önünde sonunda hesap verecek, yargılanacak” ifadelerini kullandı.
VOA Türkçe'nin edindiği iddianamenin altında imzası bulunan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aykut Cihangir, 22 sanık hakkında “tasarlayarak kasten adam öldürme”, “öldürmeye teşebbüs”, “suça azmettirme” ve “suça yardım etme” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi henüz iddianameyi kabul etmedi.
Özgür Özel: “Yargılama sürecine ilişkin endişeleri karşılıklı değerlendirdik”
Sinan Ateş cinayet iddianamesine dair dün yaptığı yorumda “sis perdesini aralamak şöyle dursun kamuoyunun bildiği gerçekler bile gizlenmeye çalışılıyor” diyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise görüşme sonrası X hesabından yaptığı paylaşımda, “Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve Sinan Ateş'in yakın arkadaşı Ömer Çağrı Özdemir ile görüştük. İddianameyle ilgili duyulan rahatsızlığı ve yargılama sürecine ilişkin endişeleri karşılıklı değerlendirdik. Bu onurlu mücadelesinde her alanda kendisine destek olmaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.
CHP’li Yücel: “Siyasi ayağının da olduğunu bildiğimiz bu davada birilerinin kayırılmasını, korunmasını asla kabul etmiyoruz”
Bugün parti genel merkezinde basın toplantısı düzenleyen CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel de iddianamenin cinayetin siyasi ayağını koruduğunu öne sürdü.
Yücel, “Başsavcılık olayın azmettiricilerine hiç kafa yormamış. Katledilen Sinan Ateş'e en yakın isim olan eşi Ayşe Ateş'in olayla ilgili ifadesine başvuruldu fakat ifadesi iddianamede yer almadı. İddianame adeta gerçekleri ortaya çıkarmak için değil gizlemek için hazırlanmış. Bu suikastın Türk siyasi tarihine bir kara leke olarak geçmesini istemiyoruz. Siyasi ayağının da olduğunu bildiğimiz bu davada birilerinin kayırılmasını, korunmasını asla kabul etmiyoruz. Bu suikastın, kayıtlara sırf faili meçhul olarak geçmesin diye birkaç ismin üstüne yıkılmasına ikna olmuyoruz” dedi.
Avukat Yiğit Acar: “Savcılık makamı delil karartması yapamaz; iddianame hatalıdır, mahkemece iadesi gerekir”
Ceza davası avukatlarından Yiğit Acar, “siyasi isimler”i telaffuz ettiğini belirten Ayşe Acar’ın ifadesinin iddianemede, “Olay tarihinde öldürülen Sinan Ateş'in eşi olduğunu, olayın bütün yönleriyle yönleriyle araştırılmasını talep ettiğini, eşinin öldürülmesi olayını gerçekleştiren tüm şüphelilerden davacı ve şikayetçi olduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır” şeklinde yer almasının bir usul sorununa işaret ettiğini söyledi.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Acar, “Adil yargılanma hakkı, henüz soruşturmada başlar. Nasıl ki şüphelilere ‘hukuki güvenlik ilkesi’ işletilmeliyse aynı hak ve imkanlar müştekiler için de işletilmelidir. Silahların eşitliği ilkesi gereğince soruşturmanın yetkili makamı olan savcılık lehe ve aleyhe olacak delilleri toplamakla yükümlüdür. Savcılık makamı delil karartması yapamaz” dedi.
“Müştekilerin beyanları esaslı delil olabileceği gibi bazen delil başlangıcı da olabilir. Bu yüzden beyanların yok sayılması apaçık bir şekilde hukuki güvenliği ortadan kaldırır, tarafların iddialarını ispatlamasını önünde kamu adına görev yapan tarafın haksız biçimde müdahalesine yol açar. Cumhuriyet savcısı, adından da anlaşılacağı üzere başta usul hukukunu korur, yargılamanın sağlıklı şekilde başlaması için en iyi hukuki metin olması gereken iddianameyi yazmakta yükümlüdür” diyen Acar, “İddia makamı ‘ben bunları değerli görmediğim için iddianameye almıyorum’ deme hakkına özellikle mağdurların ve müştekilerin beyanları söz konusu olduğunda sahip değildir. Müştekilerin beyanları iddianamede yer alır, yargılamanın yapılacağı mahkemede bu beyanlar dikkate alınır ya da alınmaz ama mutlaka o beyanlara hükmün gerekçesinde bile yer verilir. Bu bağlamda savcılığın iddianamesi hatalıdır, mahkemece iadesi gerekir” diye konuştu.
İddianamede “Amirim bizim GB istedi, onun ipini çekmişler” mesajı var ama GB’nin kim olduğu yok
Sinan Ateş cinayeti ile ilgili olarak 22 şüpheli tutuklu bulunuyor.
Ateş’i “aralarında husumet” olduğu için vurduğunu iddia eden tetikçi Eray Özyağcı ile motosikletle Ankara’ya gelen ve Özyağcı’yı cinayet mahalline getiren ve cinayetten sonra götüren Vedat Balkaya ile bölgede keşifte bulunduğu saptanan Suat Kurt, saldırıyı organize ettiği iddia edilen Doğukan Çep ve eski Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş iddianamenin asli şüphelileri.
İddianamenin 122. sayfasında Tolgahan Demirbaş ile şu anda tutuklu bulunan Ankara Emniyet Müdürlüğü Cinayet Bürosu’nda görevli polis memuru Mustafa Aykal arasındaki görüşmenin dökümüne şu şekilde yer veriliyor:
“Tolgahan DEMİRBAŞ: “Amirim bizim GB istedi de” “0505 529 20 59 telefon numarası bu”, “adres lazım bize”, “sana zahmet olmazsa.”
Mustafa AYKAL: “Est bakalım reis.”
Mustafa AYKAL: “Reis önceki GB’ye çıkıyor bu numara.”
Tolgahan DEMİRBAŞ: “aynen”, “reis”, “onun ipini çekmişler.”
Ahmet Şık: “Kim bu azmettirici?”
6 Ocak 2023’te Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından cevaplanması talebiyle soru önergesi veren Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, bu konunun iddianamede irdelenmemesini “kabul edilmez” buluyor.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Şık, “Ortada alenen bir azmettirici bulunduğuna dair ikrar var. Mesaj ortada. Kim bunun azmettiricisi? Neden Tolgahan Demirbaş'ın ilişkili olduğu MHP yöneticilerine bakılmıyor? İddianamede MHP kelimesinin geçtiği iki yer var: İlki, MHP’nin gençlik yapılanması olarak bilinen Ülkü Ocakları’na mensup olmasına rağmen Tolgahan Demirbaş’ın MHP'ye ilgisi olmadığına dair beyanı. Bu arada Demirbaş’ın Ülkü Ocakları ile ilgisi olduğunu gösteren tüm kayıtlar ve görsel arşiv de temizlenmiş. Yani iddianameye uygun hale getirilmiş. Diğeri olayda kullanılan MHP plakalı bir aracın plakası” dedi.
“Koskoca iddianamede, MHP'yle bağı olan ama alakalı olmayan yegâne kişiler de kim olduğu belirsiz torbacılar. Bir torbacının Sinan Ateş'le nasıl sorunu olabilir? Eğer torbacılarla Sinan Ateş arasında bir husumet varsa ki bu durumda uyuşturucu ticaretine dair kuşkular ve sorular ortaya çıkar, savcılığın görevi bunu ortaya koymak değil midir?” diye soran Şık, “İddianamede, suikastın azmettiricisi olarak görünen Tolgahan Demirbaş’ın, MHP eski milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalanmasına değinilmez mi? ‘Neden Olcay Kılavuz'a gitti’ diye sorulmaz ve yanıt aranmaz mı?” diye ekledi.
MHP cinayetle bağlantısı olduğu iddialarını reddediyor
Cumhur İttifakı’nda AK Parti ile ortaklık yapan MHP ise cinayetle bağı olduğu iddialarını bugüne kadar reddetti.
Geçtiğimiz yıl dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun “teslim edeceksin yanındaki çocukları” çıkışı sonrası MHP lideri Bahçeli, “Cinayetin gölgesi birdenbire Milliyetçi Hareket Partisi’ne düşürülmek istendi. Milletvekilimiz ahlaksızca suçlandı. Sayın Kılıçdaroğlu, suskun değilim, sadece firavun taktiklerinizi, edepsiz imalarınızı, seviyesiz ithamlarınızı seyredip gerekli notlarımı aldım, alıyorum. Bu siyaset defosu, gençlerimizin mafyacılık oynadığını, meseleyi 3-5 torbacıyla da geçiştiremeyeceğimi ileri sürdü. Neyi kastettiği ayan beyan ortaya çıkmış oldu. Kılıçdaroğlu, şayet yüreğin varsa, gözün kesiyorsa buraya gel, tek bir evladımı al da senin ciğerinin kaç okka ettiğini göreyim” sözleriyle tepkisini dile getirmişti.
İddianamenin açıklandığı gün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen MHP lideri, Kılıçdaroğlu’nu eleştirdiği 10 Ocak 2023’ten bu yana konuyla ilgili bir açıklama yapmadı.
Forum