Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin davada, olayla ilgili ulaşım ve konaklama süreçlerinde adı geçen 9 sanık ve eski MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktür hakkında tahliye kararı verdi.
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022 günü Ankara’nın Çukurambar semtinde silahlı saldırıyla öldürülmesine ilişkin davada beş günlük duruşmalar maratonu bugün sona erdi.
Güvenlik gerekçesiyle Sincan Cezaevi Kampüsü’nde yürütülen duruşmaların ardından Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, bugün açıkladığı ara kararlarıyla Ateş ailesince “eksik” olduğu vurgulanan mevcut iddianameye bağlı kalacağını ilan etti. Mahkeme, Ateş ailesi ve avukatları tarafından iddianame kapsamına alınmamış soruşturmadaki şüphelileri kapsayacak, soruşturma dosyasını genişletecek ve hukuken “kasıtlı, planlı cinayet” suçlaması iddiasını güçlendirebilecek her türlü talebi reddetti.
Mahkeme, Ateş’in öldürülmesi olayında ulaşım ile konaklama süreçlerinde tetikçi ve azmettirici sanıklarla bağlantısı olan 9 sanık hakkında tutuksuz yargılama kararı aldı. Mahkeme, cinayeti tek başına organize ettiğini savunan azmettirici sanık Doğukan Çep’e olay öncesinde para göndermesi itibariyle olayda azmettirici rolü olduğu sorgulanan eski MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktür’ün de tahliye edilmesine hükmetti. Böylece Mahkeme’nin, tutuklu 22 sanıktan 10’u hakkında tahliye talebi vermesiyle Ateş davasında tutuklu 10 sanık kaldı.
Mahkeme, savcılıkça sanıklar hakkında görüşlerin beyan edilmesi için davayı 19 Temmuz’a ertelediğini açıkladı.
Tutuksuz yargılanacak sanıklar kimler ve olayla bağlantıları neydi?
Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, MHP’li Köktür’ün yanısıra şu sanıklar hakkında tutuksuz yargılanmak üzere tahliye kararı aldı:
* Cinayet dosyasındaki kişilerce sıkça buluşulduğu vurgulanan Markopaşa Kafe’yle ve olay sonrasındaki buluşma mekanı olduğu belirtilen Ankara’daki bir çiftliğin sahibi Aytaç Ataç. Ataç, dosyada azmettirici sanık olarak yargılanan eski Ülkü Ocakları Vakfı yöneticisi Tolgahan Demirbaş’la yakın ilişki içinde.
* Olay yerindeki motorsikleti Vedat Balkaya’ya satan Mehmet Yüce.
*Azmettirici Doğukan Çep’in olaydan sonra İstanbul – Beykoz’da yakalandığı otelin sahibi Erdem Karadeniz.
* Tetikçi Eray Özyağcı’yla birlikte beraberindeki özel harekat polislerine Ankara’dan İstanbul’a geldikleri otomobili kiralayan araç sahibi Osman Bayraktar.
* Cinayet öncesi Özyağcı, Balkaya ve Suat Kurt’un Ankara’da kaldıkları evin sahibi Zekeriya Asarkaya.
* Tetikçi Eray Özyağcı’nın Ankara’da kaldığı evi ayarladığı iddiasıyla yargılanan Hakan Saraç. Evsahibi Zekeriye Asarkaya, cezaevinden arkadaşı Saraç istediği için evine tanımadığı kişileri aldığını savunmuştu.
* Olay sonrasındaki taksiciler Caner Günay ile Umut Ersoy.
* Azmettirici sanık Doğukan Çep’le yakın ilişki içindeki ve Çep’in kaldığı oteli ayarladığı belirtilen Alemdağ Spor Kulübü Başkanı Alper Atay.
MHP’li eski vekil davaya karıştırılmayacak, MHP’li Öktem’in konum kayıtları alınmayacak
Mahkeme, Ayşe Ateş’in dava tutanağına geçirmesine rağmen MHP Genel Başkan Yardımcıları Semih Yalçın ile İzzel Ulvi Yönter’le ilgili herhangi bir şekilde soruşturmayı genişletecek araştırma yapılmasını kabul etmedi.
Mahkeme, Ateş’in öldürülmesindeki ilk soruşturma dosyasını yürüten savcılar Durdu Özer ile Durmuş Ali Kaya’nın hazırladığı 17 şüpheli hakkında dosyayı bu davayla birleştirmeyi de kabul etmedi. Dolayısıyla Mahkeme, o dönemki MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz ile şimdiki Ülkü Ocakları Vakfı Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın herhangi bir şekilde davaya dahil edilmesini kabul etmedi.
Mahkeme, Ateş ve aile avukatlarınca yapılan, eksik iddianameyle dava yürütüldüğü yönündeki tüm iddiaları ve talepleri de reddetti. Bu kapsamda, azmettirici sanık ve eski Ülkü Ocakları Vakfı yöneticisi olan Tolgahan Demirbaş’ın MHP’li Kılavuz’un evinde gözaltına alınmasıyla ilgili belge ve bilgilerin dosyaya dahil edilmesi de reddedildi.
MHP’li avukat Serdar Öktem’in HTS kaydı alınması talebi reddedildi. Benzer şekilde o dönemki Ankara Cinayet Bürosu amiri Mustafa Ensar Aykal’ın yürüttüğü diğer telefon konuşmaları ve mesajlarıyla ilgili talepler de kabul görmedi.
Mahkeme, sadece Öktem ve Aykal’ın cep telefonlarıyla ilgili ABD’li Apple Şirketi’yle bağlantı kurulması yönündeki talebi kabul ederek, Adalet Bakanlığı’na müzekkere yazılmasına karar verdi. Ancak savcılık görüşü için 19 Temmuz tarihine karar verilmesi nedeniyle Ateş ailesi avukatları, aslında Öktem ile Aykal’ın cep telefonlarıyla ilgili bir araştırma yapılmaksızın davaya devam edildiğini ve hatta karar alınabileceğini işaret etti.
Mahkeme, ayrıca sanık avukatları tarafından Sinan Ateş, Selman Bozkurt ve Ahmet Keçik’in emniyet, jandarma ve MİT tarafından haklarında “FETÖ” gibi örgütlerle bağlantılarıyla ilgili istihbarat raporlarının olup olmadığını araştırılması talebini de reddetti.
Ayşe Ateş: “Kumpas tiyatrosundaki her kararı eksik buluyoruz, yarım mahkeme diyoruz”
Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ile avukatları, duruşma sonrasında Sincan Cezaevi Kampüsü önünde kameralar karşısına geçti ve mahkemece verilen ara kararlara sert tepki gösterdi.
Ayşe Ateş, “Burada beş gün boyunca sanıkların ve müdafilerin bu siyasi cinayeti alacak-verecek davasına indirgeme çabalarına sahne olan kumpas tiyatrosu bugün sonlandı. Sincan’daki bu yargılamaya eksik iddianame ile yapılan yarım mahkeme diyoruz. Olumlu olsun ya da olmasın alınan her kararı da hukuki olarak eksik bulduğumuzu aziz milletimize beyan ediyoruz” dedi.
Ateş, eşi Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili tüm bağlantılar ile benzeri olayların aydınlatılması için uğraşanlara ve adalet talebindeki herkese “FETÖ’cü” suçlaması yapıldığını da kaydetti.
Ateş’in öldürülmesine ilişkin ilk soruşturma sürecini yürüten ve mevcut davayla birleştirilmeyen 17 ismin geçtiği dosyayı hazırlayan savcılar Durdu Özer ile Durmuş Ali Kaya’nın suçlanmasını anımsatan Ateş, MHP’li isimler aleyhine dava dosyasının genişletilmemesine sert tepki gösterdi.
Ateş, “Kurgulanan tiyatro şu imiş: 'Savcı, polis, ana, bacı, eş demeden karşımıza kim çıkarsa FETÖ’cü ilan ederiz. Sinan da FETÖ’cüydü deriz. Bu bize karşı gerçekleştirilmiş örgüt içi infaz der, elimizdeki güçle üzerini kapatırız' şeklinde plan yapılmış. Bu olayı FETÖ yaptı diyerek kapatmak istiyorlar. Aslında diyorlar ki biz ne diyorsak onu kabul edecek, çizdiğimiz çerçevenin dışına çıkmayacaksın. Çıkarsan seni mahvederiz. Çıktım, çıkıyorum, çıkacağım. Çizdiğiniz çerçeveyi de paramparça edeceğim” diye konuştu.
Sanıklar “kasten adam öldürme” suçunu reddetti, “yaralama kastı” ısrarı vardı
Ara kararlar açıklanmadan öncesinde ise, Sinan Ateş’in öldürülmesi nedeniyle “kasten adam öldürme” ve beraberindeki Selman Bozkurt’un yaralanması nedeniyle “kasten adam öldürmeye teşebbüs” suçlarıyla ilgili sanıklar ise, olayın sadece “yaralama kastı” taşıdığında ısrar etti.
Sanık avukatları ve özellikle azmettirici sanık Doğukan Çep, Sinan Ateş’in sadece olay sırasında ayaklarından yaralanmasını hedefledikleri yönündeki beyanlarını yineledi.
Mahkeme Başkanı Mehmet Güven ise, tetikçi Eray Özyağcı ile olay yerinde beraberindeki Vedat Balkaya ve Suat Kurt hakkında, Selman Bozkurt’un yaralanmasına ilişkin suç vasfının değişebileceğini kaydetti. Hakim, sanıklar ve avukatlarına “tasarlayarak kasten adam öldürmeye teşebbüs” suçlamasına karşı ek savunma yapmaları gerektiğini belirtti.
Forum