Olağanüstü gündemle toplanan Avrupa Birliği dışişleri bakanları, üye ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle Lübnan’da acil ateşkes çağrısında bulunamadı. Bakanlar dört saatlik tartışmaların ardından yumuşatılmış bir metin üzerinde anlaştılar.
Lübnan’da yaşananlarla ilgili olarak acil ateşkes çağrısında bulunamayan örgütler arasına Avrupa Birliği de katıldı. Dönem Başkanı Finlandiya’nın kaleme aldığı, acil ateşkes çağrısına dayanan sonuç belgesi Amerika Birleşik Devletleri’nin Birlik içindeki en yakın dostu İngiltere’nin engellemesiyle karşılaştı. İngiltere’ye başka ülkelerden de destek çıkınca 25 ülke dışişleri bakanları, “çatışmaların hemen durması ve bunu kalıcı bir ateşkesin izlemesi” çağrısında bulunmakla yetindiler.
Avrupa Birliği’nin bu tür olaylara yaklaşımının tipik bir göstergesi olan bu söylem üzerinde anlaşmak Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının dört saatini aldı. Genelde Ağustos ayında herhangibir toplantı yapmayan Avrupa Birliği, olağanüstü nitelikli bu toplantıda “ateşkes çağrısı” nedeniyle bölündü. Finlandiya’nın hazırladığı taslak sonuç belgesinde bu çağrı net ve kuvvetli bir şekilde yer alıyordu. Finlandiya’ya bu alanda destek olan ülkelerin başında ise Fransa vardı. Bu ikiliye İspanya, İsveç ve Yunanistan da net destek verdi. Ancak bu çağrı İngiltere, Almanya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nin engellemesiyle karşılaştı. Bu dört ülke belgede acil ateşkes çağrısını ön planda tutan bir yaklaşıma karşı çıktıklarını net bir şekilde ortaya koydular.
Bu itiraz üzerine ise yeni bir söylem arayışına girildi. Yapılan yoğun tartışmalar sonucunda ise Avrupa Birliği’nin ortak sesi “çatışmalara hemen son verilmesi ve bunu kalıcı bir ateşkesin izlemesi” olarak belirginleşti. Finlandiya tarafından hazırlanan ilk taslakta yer alan ve İsrail’in sivil kayıplarını engelleyecek önlemleri önemsememesinin uluslararası hukukun ciddi bir ihlali olduğu yönündeki ifadeler de kabul görmedi. Bunun yerine “halkların korunması ve uluslararası hukuk ihlali yaratacak eylemlerden kaçınılması için mümkün olan her şeyin yapılması” ifadeleri benimsendi.
Toplantı sonrasında bir açıklama yapan Dönem Başkanı Finlandiya’nın Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja, konuyla ilgili olarak yaşanan tartışmalara karşın Avrupa Birliği içinde bir bölünmüşlükten bahsetmenin doğru olmayacağını savundu. Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi Javier Solana da varılan sonucun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından alınması beklenen karara temel oluşturmasını umduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Avrupa Birliği’nden beş ülke bulunuyor.