Avrupa Birliği (AB), Türkiye’ye Suriyeli sığınmacılar için vaat ettiği 3 milyar Euro’luk yardım paketinden neyin, nasıl harcanacağına ilişkin yol haritasını şekillendirmiş iken Ankara’nın sürekli yardım gönderilmediği yönündeki şikayetçi tavrından rahatsızlık duyuyor.
Türkiye'nin bu konudaki eleştirlerine yanıt amacıyla AB kaynakları, Türkiye’deki Suriyeliler’e yönelik yardım planına ilişkin verileri paylaştı. Buna göre; Türkiye’ye bugüne değin 652 milyon Euro gönderildiği, bunun 467 milyon Euro’sunun harcandığı vurgulandı ve toplamda 2 milyar 239 milyon Euro’nun hangi yardım projelerine dağıtılacağı belirlendi. Dolayısıyla Türkiye’ye yapılacak toplam 3 milyar Euro’luk yardım paketinden 761 milyon Euro’luk kısım için henüz Brüksel’in nasıl harcama yapacağı şekillenmedi. Ancak bunun dışındaki maddi yardımı, kalem kalem kimin, nasıl ve hangi projede kullanacağı tespit edildi. Bu kalemlerde AB’nin, yardımların ulaştırılmasında özellikle Birleşmiş Milletler (BM) bünyesindeki kuruluşları tercih ettiği gözlendi.
Bugüne değin Türkiye’deki Suriyeliler için nelere, kimler aracılığıyla hangi yardım projelerinin planladığı ve yapılan harcamalardan bazı kalemler ise itibariyle özetle şöyle sıralandı:
- BM bünyesindeki Dünya Gıda Programı (WFP) için 348 milyon Euro ayrıldı ve bunun 278 milyon 400 bin Euro’su harcandı. Bu örgüte ayrıca farklı başlıkta 40 milyon Euro daha sağlandı ve bunun 32 milyonu kullanıldı.
- Danish Refugee Council örgütüne Türkiye’nin güneydoğusunda cinsel ve cinsiyetçi şiddete karşı projesi için 1 milyon Euro ayrıldı ve bunun 800 bini harcandı.
- International Medical Corps örgütüne en savunmasız durumdaki mültecilere hayat kurtarıcı nitelikteki sağlık bakımı için 3 milyon 500 bin Euro ayrıldı ve bunun 800 bini kullanıldı. Bu örgüte de farklı bir projede 3 milyon Euro daha sağlandı ve bunun 1 milyon 500 bini harcandı. Örneğin özellikle kolunu ya da bacağını yitirmiş mültecilere protez sağlanması gibi yardımlar bu kapsamda görülüyor.
- UNICEF’e çocuklara yönelik hizmetler için 8 milyon Euro ödenek sağlandı ve bunun 6 milyon 400 bini harcandı. Ayrıca UNICEF’e Suriyeli çocuklara eğitim olanakları sunulması amacıyla 36 milyon 950 bin 286 Euro bütçe verildi ve bunun 33 milyon 300 bini kullanıldı.
- BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) örgütü için 35 milyon Euro belirlendi ve bunun 28 milyonu harcandı.
- BM Nüfus Fonu (UNFPA) örgütüne 9 milyon Euro ödenek verildi ve bunun 7 milyon 200 bini harcandı.
“Sığınmacılara özel banka kartı” projesi, 15 Ekim’de başlıyor
Bu arada AB kaynakları, Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen en büyük yardım projesini de 15 Ekim’den itibaren Türkiye’de uygulamaya koyacaklarının bilgisini de aktardı. Paylaşılan bilgilere göre; “Acil Sosyal Güvenlik Ağı (Emergency Social Safety Net – ESSN)” projesi Türk hükümetinin doğrudan görev aldığı bir yardım mekanizması kurulmasını amaçlıyor. ESSN için 348 milyon Euro’luk bütçesi hazırlanmış durumda ve gelecekte bunun 1 milyar Euro’yu aşabileceği öngörülüyor. Dolayısıyla da tek kalem proje olarak Avrupa Komisyonu’nun en büyük bütçeli yardım projesi olarak ortaya çıkıyor.
ESSN projesiyle Türkiye’deki 1 milyon sığınmacıya ulaştırılması hedeflenen özel bir banka kartıyla doğrudan aylık ve nakit yardım yapılması mümkün olacak. Her aile bireyi için aylık 100 Türk Lirası nakit yardım yapılmasını sağlayacak özel banka kartı, ailedeki yetişkin birey adına oluşturulacak. Bu özel banka kartı, Türkiye genelinde normal banka kartları gibi her türlü alışveriş sırasında rahatlıkla kullanılabilecek. Banka kartıyla Türkiye’de AFAD kampları dışında yaşayan Suriyeliler’e ihtiyaçlarını satın alabilmeleri için maddi yardım verilmiş olacak.
ESSN projesinde Türk Kızılayı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı görev alacak. BM bünyesindeki Dünya Gıda Programı (WFP) örgütü de proje ortaklarından birisi. Sığınmacılara özel banka kartıyla ilgili soruları yanıtlamak ve sorunları çözmek amacıyla Türk Kızılayı’nın bünyesinde bir çağrı merkezi telefon hattı da devrede olacak. Dolayısıyla Türk hükümetinin eliyle yürütülmesi planlanmış yardım projesi süreci olarak ESSN’de, Avrupa’nın rolü ise finansman kaynağı olarak dışarıdan gözlemlemek ve ciddi sorunlar ortaya çıktığında müdahale etmek şeklinde olacak.
Sığınmacılar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Türkiye genelinde tüm ilçelerdeki sosyal yardım ve dayanışma vakıfları aracılığıyla bu özel banka kartına sahip olmak için başvurabilecek. Çok çocuklu aile yapısı, ailede engelli birey olması, eşinden ayrılmış kadın olması, çocuklarını eğitim kuruluşuna göndermesi gibi kriterler dikkate alınarak, Ekim 2016’dan itibaren kart sahibi olabilecek sığınmacılar belirlenecek.
Bu arada AFAD kamplarında hali hazırda WFP ile Türk Kızılayı’nın ortaklaşa yürüttüğü ve sadece kamplardaki marketten yiyecek alışverişinde kullanılabilen kart projesi ise devam edecek.