Amerikan Kongresi’nin önünde, 20 trilyon dolarlık borçlanma limitini yükseltmek için sadece üç hafta var. Amerika’nın borçlarını ödeyebilmesi için önümüzdeki ay işbaşı yapacak olan Kongre’nin borçlanma tavanını yükseltmesi gerekiyor. Trump Yönetimi işbaşına geldiğinden beri ilk kez böyle bir süre sınırlamasıyla karşı karşıya kaldı.
Tarih de gösteriyor ki Amerika’da borçlanma tavanını yükseltmek, Kongre’de büyük çekişmeler yaşanması demek. Kongre üyeleri, Amerika’nın borçlarını ödeyemez durumu düşmesini, dolayısıyla küresel piyasaların darboğaza girmesini engellemek için bazı tavizler verilmesini isteyecek.
Beyaz Saray, borçlanma tavanının, hiçbir şarta bağlı olmadan, ”koşulsuz” bir şekilde yükseltilmesini istiyor. Kongre, benzer talepleri Obama Yönetimi sırasında çok kez yerine getirmişti.
Maliye Bakanı Steven Mnuchin, bu yılın başında Kongre üyelerine gönderdiği mektupta, ”Amerika’nın güvenilirliğini korumak için Kongre’yi bir an önce yasal borçlanma sınırını yükseltmeye çağırıyorum” dedi.
Kongre’deki Cumhuriyetçi Partililer, harcamalarda kesintiye gidilmesini şart koşuyor.
Oklahoma eyaletinden Cumhuriyetçi Partili Senatör Tom Cole, MSNBC televizyonuna yaptığı açıklamada, çoğu Cumhuriyetçi’nin borçlanma eğrisini aşağı çekmek istediğini söyledi. Cole, ”Borçlanma tavanını temiz bir şekilde yükseltmek, kredi kartı sahibinin kredi limitine eriştikten sonra limiti yükseltmesi, ancak tüketim alışkanlıklarını değiştirmemesiyle olur” şeklinde konuştu.
Washington’daki düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü uzmanı Molly Reynolds ise borçlanma tavanının yükseltilmesi meselesinde şimdiye kadarki en büyük anlaşmazlığın partiler arasında değil, Cumhuriyetçi Parti içinde yaşandığını hatırlatıyor. Reynolds, özellikle Temsilciler Meclisi’nde kıdemli olmayan Cumhuriyetçi üyelerin temiz borçlanma limiti artışı fikrine karşı çıktıklarını söylüyor.
Kimi Demokrat Partililer ise Cumhuriyetçiler’in borçlanmayı arttıracak vergi kesintilerinden vazgeçmelerinde ısrarlı.
Demokrat Parti Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, geçen ay, ”Eğer Cumhuriyetçiler’in niyeti zenginlerin ödediği vergilerde kesinti yaparak borçlanma tavanını yükseltmekse o zaman borçlanma limitini arttırmak çok zor olacak” demişti.
2011’de Kongre’de borçlanma limitine ilişkin tartışma ve çekişmelerin çok uzaması, Amerika’nın kredi notunun düşürülmesine neden olmuştu. Cumhuriyetçi Parti, tıpkı bugün olduğu gibi borçlanma limitini yükseltmek için mali reform yapılmasını istemişti.
Tennessee eyaletinden Cumhuriyetçi Partili Senatör Lamar Alexander, 2011‘deki sürenin dolmasına birkaç gün kala, ”Harcadığımız her bir doların 40 sentini borç aldığımız bir dönemde harcamalarımızı azaltmak için ciddi adımlar attığımızdan emin olmalıyız” demişti.
Kongre’deki Demokrat Partililer ise Cumhuriyetçiler’i, borç tavanını yükseltme talepleriyle Amerikan ekonomisini adeta rehin almakla suçlamıştı. Zamanın başkanı Barack Obama da, borçlanma tavanı meselesini harcama reformlarıyla ilişkilendirmenin yanıltıcı olduğunu savunmuştu.
Obama, ”Bu oylama, Kongre’ye daha fazla para harcama yetkisi tanımıyor. Borçlanma tavanını yükseltmek, Kongre’nin şimdiye kadar üstlendiği faturaları ödememizi, Amerika’nın verdiği sözü tutmasını sağlayacak” demişti.
Kongre, 2011‘deki krizi, harcamalara limitler koyup borçlanma tavanını yükselterek çözdü. Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s, bundan hemen sonra Washington’un kronik siyasi karmaşa içinde olduğunu öne sürerek Amerika’nın kredi notunu aşağıya çekmişti.
Uzmanlara göre şu anki borçlanma tavanı çıkmazı, çok daha ciddi bir kördüğüm haline gelebilir.
Brookings Enstitüsü’nden Molly Reynolds, Kongre’nin özellikle işlemez hale geldiği dönemlerde borç tavanını yükseltip yükseltemeyeceği konusunda kaygılanmamız gerektiğini ileri sürüyor. Uzman, tarihe bakıldığında, Kongre’nin borç tavanı krizlerinin üstesinden er ya da geç geldiğini, ancak bunun hep bir bedeli olduğunu hatırlatıyor.
Federal hükümet aslında borçlanma limitine Mart ayında erişti. Maliye Bakanlığı, ülkenin borçlarını ödeyemez duruma düşmemesi için ”olağanüstü önlemler” olarak tanımladığı bir takım adımlar attı. Emekli maaşı programları için yapılan yatırımları ertelemek, bu adımlardan biriydi.
Maliye Bakanı Mnuchin, borç ödeyemez duruma düşmenin önüne geçmek için aldıkları önlemlerin süresinin 29 Eylül’de dolacağı uyarısında bulunuyor.