Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD-Türkiye ilişkilerinde yeni bir sayfa açılması çağrısı yaptı. Ancak özellikle Ankara’nın Moskova’yla bağlarını derinleştirmesi ve Rus füze sistemi satın alması nedeniyle iki ülke arasındaki ilişkiler gergin bir seyir izlemeye devam ediyor.
Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nden kıdemli araştırmacı Aslı Aydıntaşbaş, Amerika’yla ilişkilerin Türkiye’nin iç siyasetinde de büyük ağırlığa sahip olduğuna dikkat çekerek, Amerikalılar ya da diğer yabancıların, Türk liderler ve hatta muhalefet açısından Washington ile yakın bağlar kurmanın her zaman övünç kaynağı olduğunu anlamasının zor olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, eski ABD Başkanı Donald Trump ile yakın bir bağı vardı. Türkiye’de son dönemlerde gündeme oturan Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör atanmasına karşı protestolara iktidarın uyguladığı baskıya Biden yönetiminden gelen kınama, Amerika’nın Türkiye’deki hak ihlallerine karşı daha sert bir tavır alacağının işareti olarak yorumlandı.
Diğer taraftan, yeni Başkan Joe Biden’ın geçen yıl Kasım ayındaki seçim zaferinden bu yana Erdoğan’ı hala telefonla aramamış olması da dikkat çekiyor.
Amerika’nın Sesi’ne konuşan Kadir Has Üniversitesi öğretim üyesi Serhat Güvenç, dört-beş yıl öncesine göre Amerika’nın Türkiye’ye karşı elinin daha güçlü olduğu görüşünü dile getirerek, “Türkiye’nin, ABD’nin Ortadoğu ve dünyaya dair planlarında ilerletilmiş bir statüye ya da role sahip olması karşılığında ABD’ye sunabileceği çok fazla bir şey olmadığını” söyledi.
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi satın alması, Batılı müttefikleri arasında Türkiye’nin güvenilirliği hakkında şüpheye neden oldu. Washington, S-400 sisteminin NATO savunma sistemlerini risk altında bıraktığından kaygı duyuyor.
Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi ve Cumhurbaşkanlığı danışmanı Mesut Caşın ise, “yeni bir dünya düzeninin oluşturulduğu bir dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin bu füzelerden daha önemli olduğunu” belirterek, “Türkiye’nin Amerika’ya, Amerika’nın da Türkiye’ye ihtiyacı var” mesajı verdi. Caşın, iki ülke arasında şu an atılması gereken en kritik adımın karşılıklı güven eksikliğini gidermek olduğunun altını çizdi.
Ankara, satın aldığı S-400’leri depoya kaldırmayı teklif etti ancak bu da Washington’u ikna etmeye yetmedi. Uzmanlar, Ankara’nın bir taraftan Moskova ile de ilişkilerini dikkatli yürütmesi gerektiğini vurguluyor.
Libya, Azerbaycan ve Suriye’deki durumu örnek gösteren Aydıntaşbaş, Türkiye’nin sınırları dışında farklı ihtilaflara dahil olduğunu ve bunların her birinde Rusya’yla birlikte çalışması gerektiğini hissettiğini ancak diğer yandan da bu iki ülkenin ihtilafların karşıt taraflarında yer aldıklarını söyledi.
Suriye’den yeni bir mülteci dalgasının önüne geçmek, Türk yetkililerin Rusya ile işbirliğini devam ettirmesinin en önemli amaçlarından biri olarak görülüyor. Suriye’den dönen Rus savaş gemileri İstanbul Boğazı’ndan geçerken, bu durum bir taraftan da Ankara’nın Washington ile ilişkilerinde yeni sayfa açma hedefinde zor bir dengeyle karşı karşıya olduğunu hatırlatıyor.