Amerika’da 2 Kasım seçimlerine çok az bir süre kala, adaylar kampanyalarını ekonomik konular üzerinde yoğunlaştırıyor. Seçmenlerin de tercihlerinde adayların yeni iş alanları yaratma konusunda ne yapacakları konusuna öncelik vereceği tahmin ediliyor.
Wilmington’da kitap dükkanı sahibi olan Dan Stewart, sandık başında tercihini artan işsizliği düşünerek yapacağını söylüyor. Stewart, “Burada en büyük konu işsizlik. Bizim için daha önemli bir konu düşünemiyorum” diyor. Stewart bir süre öncesine kadar bölgedeki en büyük şirket olan Alman DHL Express firmasında çalışıyordu. Ancak 2008 yılında DHL Wilmington’daki operasyonlarına son vereceğini açıkladı. Dan Stewart’ın da aralarında bulunduğu binlerce kişi işten çıkarıldı. Bölgede işssizlik oranı tavana vurdu.
“Clinton İlçesini Canlandırma” hareketinin yardımcı direktörü Mark Rembert , “2007’de işsizlik oranı %5’ti. Bu da ulusal orana yakındı. Şimdi resmi rakamlara göre işsizlik oranı %16. Bir ara %19’a kadar çıktığı oldu. Gerçek işsizlik oranıysa bence %25 civarında” diyerek durumu özetliyor.
Siyasetçiler de durumun farkında ve Kasım ayındaki seçimler öncesinde bu konuyu sık sık kampanyalarında işliyorlar. Adaylar en çok da bağımsız seçmeni kendi taraflarına çekmeye uğraşıyor. Bağımsız seçmenler ise mevcut durumdan çok adayların gelecekte ne yapacaklarıyla ilgileniyor.