Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Cuma günü başlattığı Afrin operasyonuna yönelik sosyal medyadan gelen eleştirilerin ardından Cumhuriyet Savcılıkları tarafından başlatılan soruşturmalar kapsamında 91 kişi “terör örgütü lehine propaganda yapmak” iddiasıyla gözaltına alındı.
Gözaltına alınan isimler arasında beş gazeteci de bulunuyor.
T24 internet sitesi yazarı Nurcan Baysal, Artı TV Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş, Halkın Nabzı gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İshak Karakaş, Mezopotamya Haber Ajansı muhabirleri Hayri Demir ve Seda Taşkın İstanbul, Ankara ve Diyarbakır’da gözaltına alınarak il emniyet müdürlüklerine götürüldüler.
Gözaltına alınan gazetecilerden Seda Taşkın, 20 Aralık’ta gözaltına alınıp adli kontrol şartıyla serbest kaldığı soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderildi.
TGS: “Farklı görüşleri susturmaya çalışmak totaliter yönetimlerin taktiğidir”
Türkiye Gazeteciler Sendikası, beş gazetecinin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
TGS’den yapılan açıklamada, “Unutulmamalıdır ki basın yönetenlere değil, yönetilenlere hizmet etmek için vardır. Medyanın görevi hükümet politikalarının halkın çıkarına olup-olmadığını denetlemektir. 'Millî mutabakat' cenderesiyle farklı görüşleri susturmaya çalışmak totaliter yönetimlerin taktiğidir” denildi.
Türkiye Gazeteciler Sendikası, “Bir siyasi kliğin çıkarının tüm ülkenin çıkarı gibi yansıtıldığı zamanlarda güç odağından âzâde, etik gazetecilik yapmak zordur, tehlikelidir ama elzemdir, hayatîdir. Böyle bir gazetecilik ülkeleri, toplumları korur, geliştirir, bazen uçurumun kenarından döndürür” diyerek gazetecilerin serbest bırakılmalarını istedi.
RSF: “Hükümetin 15 maddelik listesi medyada sansürü büyüttü”
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü de “Türk hükümeti gazetecilere ‘vatanseverlik dersi’ veriyor” başlıklı açıklamasında “Türkiye’de sansürü büyüttü” görüşünü savundu.
Açıklamada, Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli’nin Pazar günü İstanbul’da gazete ve televizyonların patron ve üst düzey yöneticileriyle yaptıkları toplantıda 15 maddelik liste vermiş olmalarını da eleştiriyor.
Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, gazetecilik alanı demokratikleştirilmediği sürece bu tür müdahalelerin son bulmayacağı kanısında.
Önderoğlu, “Hükümetin medya alanını bugüne kadar demokratik şekilde neden yapılandırmadığı, her stratejik dönemde ana akım medyaya görev biçmesinde ve Afrin sürecinde olduğu gibi yayın çizgisi telkin etmesinde daha iyi anlaşılıyor. Bir yandan sorgulanamazlığın keyfi çıkartılırken diğer yandan militarist politikalar öne çıkarılıp mühimmatlara ilişkin pazarlama yapılıyor. Bu durumu kabullenmeyen geriye kalan az sayıdaki eleştirel medya temsilcileri farklı söylemleri nedeniyle cezalandırılıyor. Bu gibi zorlu süreçlerde çözüm medya sistemine demokratik bir işleyiş ve güven kazandırılmasıdır. Bu olmadığı sürece medyaya müdahalenin sonu gelmeyecektir” dedi.
CHP’li Yarkadaş: “Gazetecileri özgür bırakın”
Gazeteci davalarını yakından takip eden Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul milletvekili Barış Yarkadaş, Afrin operasyonu sürerken gazetecilerin gözaltına alınmasını gözdağı girişimi olarak niteledi.
Yarkadaş, “AKP iktidarı, Zeytin Dalı operasyonunun ardından, iç kamuoyuna yönelik baskısını daha da artırdı. Dün gece birçok gazetecinin evi arandı ve gözaltılar yaşandı. Gazeteciler fikrini söyleyemeyecekse, gazeteler, TV'ler, radyolar ve siteler niye var? İktidar, Afrin operasyonunun arkasına sığınarak, gazetecileri susturma girişiminden vazgeçmelidir. Gazeteci, iktidarı hoşnut etmek için değil, gerektiğinde rahatsız etmek için görev yapar. İktidar bu tarihsel gerçeği de yok etmeye çalışıyor. Basını özgür bırakın” dedi.
