Adalet ve Kalkınma Partisi, 7 Haziran Genel Seçimlerinde sandık gözlemciliği açısından iddialı. Parti, Pazar günü 800 bin gönüllüsüyle çalışmayı planlıyor. Ancak, Adalet ve Kalkınma Partisi Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Ataş, ‘CHP, MHP ve HDP ittifak halinde AK Parti’ye karşı cephe oluşturmuş durumdalar. Seçimlerde bu üç parti ve artı paralel örgütün temsilcilerinin ittifakıyla sandıklarda hile yaşanabilir mi? Evet, ben onların hile yapacaklarından endişe ediyorum’ sözleriyle kuşkularını dile getiriyor.
Aynı zamanda İstanbul Milletvekili de olan Ataş, Adalet ve Kalkınma Partisi olarak her seçime erkenden hazırlandıklarını vurguladı. Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Ataş, ‘Biz her sandıkta en 3 üye ile çalışma yürütürüz. 1 üyemiz sandık kurulunda resmi üye, diğeri yedek üye, 1 veya 2 üyemiz de gözlemci olarak görev yapar. Biz tüm görevli arkadaşlarımızı en az 6 ay öncesinde eğitime alırız. Kendilerine animasyonlar ile yasal haklarını anlatırız. Sandıkta ne yapabilecekleriniz hatırlatırız. Bunun yanı sıra oy kullanımı yapılacak okullarda her katta ve binada sorumlu arkadaşlarımız olacak’ dedi. Parti genel merkezinde Türkiye genelini takip edecek şekilde de hazır olduklarını kaydeden Ataş, olası her aksaklıkta yasal itirazda bulunacaklarını da kaydetti.
7 Haziran günü oy sayım aşamasına geçildiğinde her sandıktan görevli bir üyelerince ıslak imzalı mühürlü sayım sonuç tutanağı alınarak, illerde ve ilçelerde kurdukları seçim merkezlerine getirileceğini anlatan Ataş, böylece ‘Sayım Seçim Sonuç Sistemi’ olarak adlandırdıkları bilgisayar sisteminde sonuçları toplayacaklarını dile getirdi.
30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde ve 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde en hızlı sandık sonuçlarına kendilerince ulaşıldığını söyleyen Ataş, geçen yıl neredeyse yüzde 99 oranında doğru sonuçları aldıklarını ve şimdi daha disiplinli yapıyla hareket ettiklerini vurguladı.
Ataş: YSK her zaman fazla pusular basar
Mustafa Ataş, AGİT’in de ara raporunda ifade ettiği Yüksek Seçim Kurulu’nca seçmen sayısından 17 milyon 380 bin 177 fazla oy pusulası basılması kaynaklı endişeye itiraz etti. Her seçim dönemi fazladan oy pusulası basıldığını savunan Ataş, ‘Bir kurumu töhmet altında bırakan bir ifade bu. YSK, kendisine verilmiş yasal çerçeve içinde bu baskıları yapar. Bu seçime özgü bir baskı değil ki bu. Her seçimde tedbiren fazla oy pusulası basar. Ama sandıklar içerisinde, torbalar içerisindeki oy pusulaları bellidir. YSK’yı böyle şaibeli hale getirmek hiç kimsenin hakkı değildir. Kimsenin buna tenezzül etmemesi gerekir. YSK, yasal çerçeve içinde çalışan bir kurumdur’ diye konuştu. Seçmen sayısı ile eş sayıda pusula basılması gerekli diye bir kaide olmadığını söyleyen Ataş, YSK’nın her zaman fazla pusula basmasına karşın birilerince bu seçime şaibe düşürmek için bunun konuşulduğunu ileri sürdü.
YSK’nın bastığı fazla oy pusulasının gündeme taşınmasından rahatsız olan Adalet ve Kalkınma Partisi Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı, ‘Türkiye ilk defa seçime gitmiyor. Türkiye, demokrasinin kılcal damarlarına kadar işletildiği bir ülke. Hiç kimse bu konuda tereddüt etmesin. Kurumlarımız en doğru şekilde seçim sonuçlarını alabilecek şekilde çalışır, yönetilir. Sandıklarda, ilçe seçim kurullarında, il seçim kurullarında ve YSK da yani her merhalesinde siyasi parti temsilcileri var. Her merhalesi adım adım izlenirken, izleme imkanı siyasi partilere sunulurken bu şaibe iddiaları niye çıkartılır anlamış değilim’ yorumunda bulundu.
‘Kirli İttifak’ iddiası yine, yeniden..
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim sürecinde sıkça telaffuz ettiği ‘kirli ittifak’ meselesi, sandık güvenliği üzerine Mustafa Ataş ile görüşmemizde de gündeme geldi.
Ataş, ‘AK Parti’ye karşı kurulmuş kirli ittifak maalesef sandıklar çerçevesinde de çalışmaya devam edecek diye düşünüyorum. Bunun için de milletin kafasını bulandırmaya çalışıyorlar. Hangi seçimde bir olumsuzluk yaşandı. 2002’den bugüne ben 12 seçim yönettim. Milletimiz bütün seçimlerde gönül rahatlığıyla oy kullandılar ve sonuçlarını da gördüler. İtirazları varsa yasal çerçeve içinde yaparlar. Kalkıp bu tür şaibelerle milletin kafasını bulandırmaya haklarının olmadığını düşünüyorum. Burası üçüncü dünya ülkesi değiliz. Hukuk var. Demokrasi en ileri şekilde işletiliyor. Sıkıntı gördüğüm nokta var. Doğu ve Güneydoğu’da, PKK mensupları vatandaşlarımız üzerinde yoğun bir baskı politikası uyguluyorlar. ‘Buradan AK Parti’ye oy çıkarsa sonucunu siz düşünüz’ bildirilerinin dağıtıldığı, baskılarının uygulandığı bir ülkede yaşıyoruz’ dedi.
Aynı zamanda hem HDP hem de HÜDAPAR’ın saldırıya uğradığını hatırlattığımız Ataş, parti olarak her türlü şiddete ve baskıya karşı olduklarını söyledi. Ataş, ‘Ama biz her seçimde Doğu ve Güneydoğu’da görüyoruz ki insanlara demokratik hakkını özgür bir şekilde kullanma hakkı verilmiyor. Terör örgütünün uzantısı bir takım kişiler, evlerine giderek ya da seçim günü sandık bölgesine giderken baskı uygulamaya çalışıyorlar. Hatta ‘telefonla fotoğrafını çekeceksin bize kime oy verdiğini göstereceksin’ diye açıkça tehdit savunuyorlar’ diye konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı, Türkiye’nin batısında farklı doğusunda farklı konuşmakla suçlayan Ataş, Demirtaş’ın ‘batıda cici demokrasi çocuğu’ gibi kendisini gösterdiğini söyledi. HDP’nin barajı aşamazsa ‘Gezi’de yarım kalan devam edecek’ tehdidi yaptığını savunan Ataş, partisi dışındaki tüm siyasi partileri hedef gösterdiği ‘kirli ittifak’ meselesini şöyle açıkladı:
‘Maalesef iki yıl öncesine kadar bunlara ateş püsküren paralel örgüt, bunlarla birlikte hareket ediyor. Türkiye’de yapılmak istenen şey şudur; AK Parti dışındaki bütün siyasi partiler CHP, MHP ve HDP ittifak halinde AK Parti’ye karşı cephe oluşturmuş durumdalar. Seçimlerde bu üç parti ve artı paralel örgütün temsilcilerinin ittifakıyla sandıklarda hile yaşanabilir mi? Evet ben onların hile yapacaklarından endişe ediyorum.’
Ataş: YSK’ya gitsinler, şikayet etsinler
Türkiye’de partisine yönelik resmi plakalı makam araçları ve benzeri devlet imkanlarının kullanıldığı iddiasını da reddeden Ataş, ‘Eğer varsa böyle bir durum, gitsinler şikayet etsinler. Varsa ellerinde bilgi, belge şikayet ederler. Ne için bu şikayet haklarını kullanmıyorlar. Gitsinler YSK’ya şikayet etsinler. Seçim kurulu, bağımsız bir kurum. YSK da gereği neyse yapar. Ne için bu haklarını kullanmıyorlar. Çamur at izi kalsın’ dedi.
Parti olarak devlet imkanlarını kullanmamaları konusunda il teşkilatlarına uyarıda bulunup bulunmadıklarını da sorduğumuz Ataş, sorumuzu şöyle yanıtladı:
‘Bakın hiçbir parti teşkilatımız, devletin imkanlarını kullanmamıştır. Bunu ispat edemezler. Yasalar çerçevesinde Sayın Başbakanımız, devletin uçağıyla seçim yasaklarına kadar seyahat etmiştir, makam aracını kullanmıştır. Bakanlarımız kullanmıştır. Ama bunu getirip ‘parti teşkilatları kullandı’ diye bir iftira atmak sadece ve sadece yalan ve iftira ile seçim kampanyası yürütmek nezaketsizliktir. Ahlaksızlıktır. Açık söylüyorum varsa eğer bildikleri bir şey lütfen gitsin şikayet etmiyorlar. Bunlar tamamen karalama kampanyası. Bizim teşkilatlarımızın hiçbirisinde böyle bir şeye tenezzül edilmez.’
Seçim sonucu açısından ‘AK Parti yeniden tek başına iktidar olacaktır’ tahmininde bulunan Ataş, Türkiye’deki seçim iptali olabileceği ya da yeniden seçim yapılacağı iddialarıyla ilgili ‘Biz her zaman milletimizin kararına saygılıyız’ değerlendirmesini yaptı. Ataş, yeniden seçime gidilmesi konusunda ise TBMM’nin karar vereceğini ancak böyle bir ihtimal öngörmediklerini de sözlerine ekledi.