Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi arasında, üzerinde uzlaşılmış “Partili Cumhurbaşkanı” modelini hayata geçirecek yasal süreç bu hafta başlayabilir.
AKP Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, bugün TBMM’de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Yıldırım, görüşme sonrasında, “Sayın Bahçeli’ye çay içmeye gittim. Gittim beraber çay içtik, biraz sohbet ettik ondan sonra ayrıldık. Bu konuları daha önce konuştuk arkadaşlar, vardığımız mutabakat çerçevesinde her iki partiden de arkadaşlarımız verilen genel başkanların talimatlarını yönlendirmelerine uygun olarak detayları teknik çalışmaları gerçekleştiriyorlar. Kamuoyu ile bugüne kadar paylaştığımız bu anayasa teklifiyle ilgili ne söylediysek aynen adım adım gerçekleşiyor. İnşallah Rusya dönüşü mani olmazsa bu hafta bitmeden teklifimizi gazi meclisimize sunmuş olacağız” dedi.
Görüşmeye ilişkin Bahçeli’ye ise “Anayasa değişiklik teklifiyle ilgili pürüzler giderildi mi?” sorusu yöneltildi. Bu soruya karşılık Bahçeli, “Pürüz yok zaten” karşılığını verdi.
Bu arada AKP Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, “Parlamenter sistemde sadece yasama, meşruiyetini seçimden alırken, yürütme de yasamaya dayanarak ortaya çıkarken, başkanlık sisteminde, hem yasama hem de yürütme yani hükümet doğrudan halktan meşruiyetini alır. Başkanlık sisteminde çifte meşruiyet söz konusudur” görüşünü aktardı.
Başkanlık Sistemi’nde “kuvvetler ayrılığı” olacağını da savunan Şentop, “Parlamenter sistemde, denetim dediğimiz şeyin de kendi içinde paradoksal bir anlamı var. Eğer Meclis’te, arkasında güçlü bir destek olan hükümet varsa, nasıl denetim yapacaksınız? Hükümeti destekleyen parlamento çoğunluğu nasıl denetleyebilir hükümeti? Hükümette yanlış yaptığı düşünülen bir isim varsa, bunu parlamento denetimi yoluyla değil, bunu başbakanın vereceği kararla değiştirmek suretiyle çözebilir. Yani, parlamenter sistemde sanki yasama bu temel fonksiyonlarını yerine getiriyormuş bir görüntü olsa da gerçekte bunları yapamıyor. Çünkü gerçek manada kuvvetler ayrılığı yok ve sistem, yasama ile yürütmenin iç içe geçtiği bir sistem” diye konuştu.
CHP ve HDP ise itirazlarını sürdürüyor. Her iki partide rejim değişikliği planlandığını belirterek, anayasa değişikliği girişimine karşı çıkıyor.
Halkoylamasına kadar neler olacak?
AKP’nin, söz konusu anayasa değişikliği teklifini TBMM Başkanlığı’na AKP’nin birlik ve bütünlüğünü sergilemek üzere Meclis Başkanı İsmail Kahraman haricinde 316 imzayla sunması bekleniyor. Anayasa değişikliği teklif edilmesiyle ilgili mevcut Anayasa’nın 175’nci maddesine göre 184 milletvekili yani TBMM tam üye sayısı olan 550’nin üçte biri tarafından imza edilmesi yeterli kabul ediliyor.
Başbakan’ın işaret ettiği üzere teklif bu hafta sona ermeden TBMM Başkanlığı’na sunulursa ilk önce TBMM Anayasa Komisyonu gündemine alınacak.
15 AKP’li, 6 CHP’li, 3 HDP’li ve 3 MHP’li milletvekilinden oluşan 27 kişilik Komisyon’da gelecek haftadan itibaren hızlıca görüşme süreci başlatılacak. Anayasa Komisyonu’nda MHP’den Mehmet Parsak ile Oktay Öztürk’ün yer alması itibariyle MHP cephesindeki parti içi muhalefetten Devlet Bahçeli’nin AKP ile uzlaşmasına karşı gelebilecek olası tepki Komisyon aşamasında gözlenmeyecek. Parsak, hali hazırda AKP’li Abdülhamit Gül ile birlikte teklif taslağını MHP adına hazırlayan hukukçuydu. Dolayısıyla CHP ve HDP’nin sayısal toplamış 9 milletvekili olması itibariyle de anayasa değişikliğine muhalefet etseler dahi çoğunluğu elinde tutan AKP’nin tek başına dahi “kabul” oyu yeterli olacak.
TBMM İç Tüzüğü itibariyle teklif en fazla 45 gün süreyle Anayasa Komisyonu’nun gündeminde kalabiliyor. Ancak bu süre sona ermeden Komisyon’daki çoğunluğuyla AKP’nin anayasa değişikliği “kabul” ederek, teklifi TBMM Genel Kurulu’na sevk etmesi öngörülüyor.
TBMM Genel Kurulu’nda ise, Anayasa’nın 175’nci maddesi uyarınca anayasa değişikliği teklifi hakkında 330 milletvekili tarafından kabul oyu verilmesi, teklifi halk oyuna sunmak için yeterli oluyor. AKP’nin İsmail Kahraman haricinde 316 sandalyesi ve MHP’nin ise 40 sandalyesi ile 330 sayısına ulaşılması planlanıyor. MHP içerisinden Ümit Özdağ gibi birkaç vekilden “ret” oyu gelse dahi halk oylaması için gerekli 330 milletvekili oyuna ulaşılacağına kesin gözüyle bakılıyor.
TBMM’deki “kabul” aşaması ardından gözler Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) çevrilecek. “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun” uyarınca 120 günlük halk oylaması süreci başlayacak. Bu süreçte siyasi partiler anayasa değişikliğine ilişkin propaganda yapma hakkına sahip olacak. Bu noktada ise, Türkiye’deki merak konusu olağanüstü hal (OHAL) uygulamasına devam edilip edilmeyeceği.