Almanya’da bir grup ırkçı ve aşırı sağcının Almanya için Alternatif partisinden siyasetçilerle gizli toplantıda biraraya gelip, milyonlarca göçmeni sürgün etme planını konuşmalarına tepkiler çığ gibi büyüyor.
25 Kasım 2023 günü gerçekleşen buluşmayla ilgili haberin geçen hafta ortaya çıkmasından bu yana ülke genelinde düzenlenen gösterilerde aralarında Başbakan Olaf Scholz ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un da bulunduğu on binlerce kişi sokaklara döküldü.
Berlin ve Leipzig’deki protestoların ardından dün akşam Köln’de "Irkçılığa karşı ittifak" sloganıyla düzenlenen gösteriye yaklaşık 30 bin kişi katıldı. Diğer kentlerde olduğu gibi burada da taşınan dövizlerde ve atılan sloganlarda AfD'nin kapatılması istendi.
"AfD yasaklansın" talepleri
Birçok siyasetçi de, AfD'nin yasaklanmasından yana görüş belirtiyor. AfD’yi yasaklama sürecine sıcak baktığı mesajını veren İçişleri Bakanı Nancy Faeser, "Böyle bir adım, mevcut en sert tedbir olacaktır. Engeller çok yüksek olsa bile bu Anayasa’nın mümkün kıldığı son çare" dedi.
"AfD, Almanya'yı Rusya gibi bir devlete dönüştürmek istiyor" diyen Başbakan Yardımcısı Robert Habeck, "Bir partinin ülkeyi faşist bir devlete dönüştürmeyi hedeflediği kanıtlanırsa o zaman kapatılması gerekir" diye konuştu.
Aralarında Federal Meclis Başkan Yardımcısı Aydan Özoğuz gibi isimlerin bulunduğu göçmen kökenli 25 milletvekili, kaleme aldıkları mektupta, AfD konusunda endişelerini dile getirdi ve partinin yasaklanması konusunun incelenmesi talebinde bulundu. Mektupta, "AfD'nin aşırı sağcı planlarını gerçekleştirmesini engellemek için demokrasimizin bize sunduğu tüm araçları kullanmalıyız. Yasaklama prosedürü de bu araçlardan biridir" denildi.
Almanya’da parti yasaklamak kolay değil
AfD'nin kapatılması şansını yüksek görmediklerini açıklayan çok sayıda hukukçu ise, Almanya’da parti yasaklamak için gerekli kıstaslara gönderme yaparak, AfD üyesi münferit kişilerin ırkçı açıklama ya da davranışlarının yasak gerekçesi için yeterli olmayacağını vurguladılar.
Almanya’da parti yasaklamak çok zor bir hukuki süreci beraberinde getiriyor. Ülkede şimdiye kadar Anayasa Mahkemesi tarafından, ilki 1952'de nasyonal sosyalist Reich Partisi (SRP), ikincisi 1956 yılında Almanya Komünist Partisi (KPD) olmak üzere iki parti kapatıldı. Anayasa’ya göre ırkçılık ve yabancı karşıtlığı gibi gerekçeler parti kapatılması için yeterli görülmüyor.
Anayasa'nın 21'inci maddesinde, "Bir partinin hedefleri ve partiye mensup olan kişilerin davranış ve eylemleri, özgürlükçü-demokratik düzeni yok etmeyi amaçlıyorsa, devletin varlığını tehlikeye sokup anayasaya aykırı eylemlerde bulunuyorsa mahkeme parti kapatabilir" ifadesi yer alıyor. Ancak bunun ispatlanması için çok sayıda somut delil gerekiyor. Nitekim Almanya Anayasa Mahkemesi, istihbarat raporlarında "Neonazi ve Türk düşmanı" olarak da tanımlanan Nasyonal Demokrat Parti’nin (NPD) kapatılmaması yönünde karar vermişti.
Türkler de AfD’ye tepkili
Göçmenlerin Almanya'dan kitleler halinde sınırdışı edilmesi planının yanısıra, sonbaharda yapılacak eyalet seçimleri öncesi AfD'nin yükselişi de kamuoyunu endişelendiriyor.
Federal Meclis‘te 78 milletvekiliyle temsil edilen partiye karşı Türkiye kökenli sivil toplum kuruluşları da tepkilerini dile getiriyor. "Almanya'da aşırı sağla mücadele siyaset gündeminin birinci maddesi yapılmalı" diyen Almanya Türk Toplumu Başkanı Gökay Sofuoğlu, son derece vahim bir durumla karşı karşıya olduklarını söyleyerek, aşırı sağın yükselişi konusunda uzun yıllardır siyasileri uyardıklarını ancak uyarılarının dikkate alınmadığını belirtti.
"Müslüman Refah Birliği" adlı oluşum Berlin’de yaşayan göçmenleri önümüzdeki Cumartesi günü tarihi Brandenburg Kapısı’nın önünde biraraya gelerek, AfD’yi protesto etmeye çağırdı.
Birlik Başkanı Bekir Yılmaz, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, "Artık yeter. Sabrımız taştı. Utanmadan göçmenleri tehcir planı yapıyorlar. Buna bugün karşı çıkmazsak, yarın çok geç olur. AfD ve faşist destekçilerine karşı göçmenler ve sağduyulu Almanlar aynı safta yer almalıyız" dedi.
Forum