Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine karşı olumsuz tutumu konusunda açıklama yapan Almanya Savunma Bakanı Christine Lambrecht, Ankara’nın iki ülkenin üyeliklerini kalıcı olarak engellemeyeceğinden yola çıktığını söyledi. "Bu iki ülkenin NATO’ya üye olarak katılmaları, birliği güçlendirecek bir durum" diyen bakan, "Sonunda Türkiye’yi ikna edeceğimize kesinlikle inanıyorum" şeklinde konuştu.
Türkiye’nin bu bağlamdaki kaygı ve gerekçelerinin ciddiye alınması gerektiğini söyleyen Lamprecht, Almanya’nın ödün vermeye hazır olup olmadığı konusunda gelen bir soruyu yanıtlamadı. 2019 yılında Alman hükümeti, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik askeri harekatı nedeniyle Ankara'ya silah teslimatını durdurma kararı almış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu kararı sert sözlerle eleştirerek, kararın geri alınmasını talep etmişti. O dönemde İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde, ülkesinin "Almanya’daki gibi AB genelinde uygulanacak bir silah ambargosu kararı" için çaba göstereceğini açıklamıştı.
Lüksemburg Dışişleri Bakanı: "Erdoğan pazar satıcısı zihniyetinde"
Bugün Alman medyasına konuşan Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn da, Türkiye'nin İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini engellemeyeceğini ve bunun sorumluluğunu alamayacağını öne sürdü. Ankara’nın hedefinin savunma ürünlerinin ihracatı konusunda uygulanan sınırlandırılmaların kaldırılması, özellikle de ABD'den F-16'ların sevkiyatı olduğunu öne süren Asselborn, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taviz verilmesini sağlamayı amaçladığını belirterek, Erdoğan'ın "pazar satıcısı zihniyetine" sahip olduğunu ve "fiyatı yükseltmek" istediğini iddia etti.
Stoltenberg Çavuşoğlu ile görüştü
Bu arada NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir telefon görüşmesi yaptığını belirterek, “Çavuşoğlu ile yakın ortaklarımız olan Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine başvuru kararlarını konuştuk. Türkiye değerli bir müttefik ve güvenlik endişeleri giderilmeli. Böyle tarihi bir anda birlikte olunmalı” diye yazdı.
Scholz: "Kiev’e sadece fotoraf çektirmek için gitmem"
Öte yandan Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenski’nin Başbakan Olaf Scholz’la telefon görüşmesi yaptığı öğrenildi. Görüşmeyi Twitter üzerinden duyuran Zelenski, Scholz’la Ukrayna’nın Rusya’ya karşı verdiği mücadelede gelinen noktayı ve Rusya’ya yönelik yaptırımların arttırılmasını ele aldığını aktardı. Zelenski, ülkesinin AB üyeliği konusunda Berlin’in desteğini beklediğini de aktardı.
Başbakan Scholz, dün akşam bir Alman televizyonunda yayınlanan bir röportajda, Kiev’i ziyaret etmeme kararını savundu. "Başka bir grup siyasetçi gibi, oraya gidip, içeri girip çıkıp, sadece fotoraf çektirme gibi bir niyetim yok" diyen Scholz, "Somut bir konuda biraraya gelebileceksek Kiev’e gitmek isterim" dedi. Savaş başladığından bu yana Zelenski ile saatlerce süren telefon görüşmeleri yaptığını belirten Scholz, amacını "savaşın daha da büyümemesi ve Rusya’nın savaşı kazanan taraf olmaması" şeklinde tarif ederken, "Alman hükümeti akıllı, biliçli ve cesur kararlar alırken, Rusya’nın bir nükleer güç olduğunu unutmuyor" şeklinde konuştu.
Scholz, daha önce Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 12 Nisan’da Kiev’e yapmak istediği ziyaretin Ukrayna tarafından engellenmesi sonrasında, bu şartlar altında Kiev’e gitmeyi doğru bulmadığını dile getirmişti. Zelenski, Scholz'u, Rusya'nın 2. Dünya Savaşı'nda Naziler’e karşı kazandığı zafer ve teslimin yıldönümü olan 9 Mayıs'ta Kiev'e davet etmişti.
Eski Başbakan Schröder’in mali kaynakları kesilecek
Bu arada Vladimir Putin ile dostluğunu sürdürmekten vazgeçmeyen eski Başbakan Gerhard Schöder’e yönelik tepkiler giderek artıyor. 1998 – 2005 yıllar arasında başbakanlık koltuğunda oturan, aktif politikayı bırakınca Rusya’nın enerji devi Gazprom’un yan kuruluşu olan Kuzey Akım doğalgaz boru hattı projesi şirketinin yönetiminde yer alan Schröder’in Putin ile dostluğunu sonlandırması ve istifa çağrılarını yanıtsız bırakması sonrasında, muhaleffeteki Birlik Partileri CDU/CSU, kendisine tahsis edilen büro ve çalışanların maaşlarının tamamen kesilmesi için meslise bir önerge sunma kararı aldı. Hükümetteki liberal FDP ve Yeşiller de Schröder’e tepkili olduğu için önergenin kabul edileceğinden yola çıkılıyor. Bu durumda Schröder’in 5 büro personelinin maaşlarının kesilecek, ayrıca seyahat giderleri de ödenmeyecek, sadece iki korumasının masrafları devlet tarafından ödenecek.
