Avrupa Birliği (AB) ile müzakereler kapsamında Angela Merkel’in girişimleriyle adeta Almanya - Türkiye ilişki yaşanan bahar havası ardından 1915 olaylarıyla ilgili “Ermeni soykırımı” kararı infiale yol açtı. Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Ankara’ya geri çağrılırken; Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann da nota verilmek üzere Türk Dışişleri’ne davet edildi ancak kendisi şehir dışında olduğu için Müsteşar ile görüşülecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuya ilişkin ilk değerlendirmesini Kenya’da yaptı ve “Şu anda Alman Parlamentosu’nun almış olduğu karar aslında Almanya-Türkiye ilişkilerini ciddi manada etkileyecek olan karardır. Döndükten sonra oturacağız bunların değerlendirmesini yapacağız. Atmamız gereken adımları atacağız. Büyükelçi’nin gelişi ve Alman Parlamentosu'ndaki bu metinlerin değerlendirilmesi arkadaşlarımız tarafından yapılacak” dedi.
Başbakan Binali Yıldırım da, Ankara’daki konuşmasında, “Bu karar hatalı bir karardır. Türk milletinin geçmişi bellidir. Bu millet, geçmişiyle övünen bir millettir. Bizim geçmişimizde yüz kızartacak, başımızı öne eğdirecek hiç bir olay yoktur. Türkiye'nin Almanya Büyükelçisini istişareler için Türkiye'ye geri çağırdık. Tabii ki karar metnini kapsamıyla gördükten sonra atılacak adımları atmakta bir saniye bile tereddüt etmeyiz. Bu millet hiç kimseden emir almadı, hiç kimseye boyun eğmedi, biz Allah'ın önünde eğiliriz, milletimiz ne isterse onu yerine getiririz” diye konuştu.
Erdoğan ve Yıldırım’ın açıkladığı üzere Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Ankara’ya gelmek üzere Almanya’dan ayrıldı. Türk Dışişleri Bakanlığı’nca resmi nota verilmek üzere Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann da bakanlığa davet edildi. Ancak Alman Büyükelçi Erdmann şehir dışında olduğu için Müsteşar Robert Dölger’in bakanlığa gideceği öğrenildi.
TBMM’de HDP hariç ortak bildirge
Bu arada TBMM’de AKP, CHP ve MHP’nin imzasıyla konuya ilişkin Almanya Federal Meclisi’ni kınamak üzere ortak bildirge hazırlanması kararlaştırıldı. HDP ise, bildirgeye imza vermeyeceğini duyurdu.
TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AKP Milletvekili Taha Özhan da, yaptığı yazılı açıklamada, Almanya’nın “Holokost” suçunu hafifletme gayretinde olduğunu dile getirdi. Özhan, açıklamasında şunları ifade etti:
“Federal Meclis’in bu keyfi, hukuksuz ve anlamsız tasarrufu, yalnızca tarihin nasıl siyasileştirildiğini ve istismar edildiğini değil; tarihte eşi benzeri görülmemiş bir suç olan Holokost’un ağırlığını bir öncül yaratarak azaltma gayretini de ortaya koymaktadır. Bu kararın, Almanya’nın “özel tarihi sorumluluğunu” üstlenmesi ve “geçmişin uçurumlarını aşarak barışma ve anlaşma yolları aramak konusunda Türkler ve Ermenileri destekleme” gibi gülünç gerekçelerle izah edilmesinin ise itibar edilir bir yanı bulunmamaktadır. İnsanlık tarihinin bilinen en feci ve sistematik soykırımına imza atmış, soykırım mühendisliğinin mucidi konumunda olanların, tarih boyunca merhameti temsil eden bir millete ve yüzyıllardır barış ve kardeşliğin egemen olduğu bir coğrafyaya suçlarını sıçratmaları mümkün değildir. Açıktır ki; soykırım siyasi saiklerle istismar edilebilecek bir kavram olmadığı gibi, uluslararası hukukta da tanımı açık ve kesin olarak yapılmış bir suçtur. 1915 olaylarının “soykırım” olduğuna dair uluslararası yetkili bir mahkeme kararı bulunmadığı gibi, bu konuda herhangi bir uzlaşının varlığından bahsetmenin de mümkün olmadığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 15 Ekim 2015 tarihli 275 sayılı kararıyla teyid edilmiştir.”
Diplomat kökenli CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. CHP olarak Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere Almanya’daki görüşmelere işaret eden Yılmaz, müteakip uyarılarına rağmen alınmış karardan dolayı üzüntü duyduklarını ve şiddetle kınadıklarını açıkladı. Yılmaz, “Tarihin tartışmalı bir dönemine ilişkin; Almanya Federal Meclisi’nin, yetki ve sorumluluğu olmayan hukuki bir konuda önyargılara dayanan siyasi hüküm vermesi asla kabul edilemez. Almanya Federal Meclisi, bu kararıyla Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin daha da çetrefilli hale gelmesine ön ayak olmakla kalmayıp, aynı zamanda Türkiye-Almanya ilişkilerine de zarar vermiş ve özellikle bu ülkede yaşayan 3,5 milyon Türk’ü derinden yaralamıştır. Hiç şüphesiz bu karar; bizim açımızdan hükümsüz ve geçersizdir” dedi.