Alman Federal Meclisi’nin 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelemesinin ardından Türk kökenli Alman vatandaşlarının Almanya Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapabilme ihtimali gündeme geldi. Bu da kararın iptaline yol açabilir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’de (AİHM) “soykırım” tanımlamasına karşı hukuki karar verilmesini sağlayan Doğu Perinçek, Almanya’da AYM’ye başvuru için hazırlık yürüttüklerini açıkladı.
Almanya’da 1 milyon 528 bin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yaşıyor. 1,5 milyonun üzerinde de Alman vatandaşı olan Türk kökenli nüfus var. Bu noktada, bu 1,5 milyon kişinin, alınan karara karşı hukuki süreç başlatılabileceği ihtimali gündemde.
Geçtiğimiz yıllarda İsviçre Parlamentosu ve İsviçre Ceza Mahkemesi’nin Ermeni soykırımı tezine ilişkin kararlarına karşı hukuk mücadelesiyle dikkat çeken Doğu Perinçek ve yönetimindeki Vatan Partisi ekibi, şimdi de Almanya için hazırlık yapıyor.
Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Perinçek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, soykırım konusundaki içeriğine göre, parlamentoların veya akademik kuruluşların böylesi bir kararı alamayacağını söyledi. Ancak yetkili bir mahkemece karar verilebileceğini kaydeden Perinçek, 1948’te imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde “soykırım suçu işlenmiş ilgili ülke mahkemesi ya da uluslararası ceza mahkemesi soykırıma hükmedebilir” şartı bulunduğunu hatırlattı.
İsviçre Parlamentosu’ndan sonra, şimdi de Alman Federal Meclisi’nin yetkisi dışında bir karar verdiğini belirten Perinçek, mesela bir futbol karşılaşmasında nasıl bir gol olup olmadığına Alman Federal Meclisi’nin karar verme yetkisi yoksa, meclisin bu konuda da yetki sahibi olmadığını ifade etti. “Bu bakımdan karar yasa dışıdır. Uluslararası hukuka ve Almanya Anayasası’na da aykırıdır. Hukuki anlamda çöplüktedir” diyen Perinçek, AİHM kararlarıyla 1915 olaylarının Yahudi soykırımına benzemediğine ve kanıtlanmamış olduğuna hükmettiğini de ekledi.
Perinçek, Almanya Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı kapsamında Almanya’da yaşayan Türk kökenli nüfusun, Meclis’in bu kararına karşı başvuru yapabileceğini de açıkladı. Vatan Partisi’nin, Almanya’daki örgütlenmesinde bunun için hazırlık yapıldığını ve en kısa sürede başvuru yapılacağını belirten Perinçek, Meclis’in bu kararı almasıyla birlikte, Almanya Anayasası’na aykırılık oluştuğu için mahkemenin bu başvuruları değerlendirileceği görüşünü ifade etti.
Perinçek, ayrıca AİHM’in bağlayıcı kararlarını gerekçe göstererek, Almanya aleyhine Türkiye’nin Avrupa Konseyi’ne de şikayette bulunması gerektiğini vurguladı.
Alman Federal Meclisi’nin kendi ülkesindeki Türk nüfusunu dikkate almadığını ve iç barışa darbe vurduğunu da söyleyen Perinçek, en sonunda sağduyu ortaya çıkacak olsa bile, Almanya’da tehlikeli bir sürece girildiğini dile getirdi.
Nedeni Suriye krizi mi?
Hukuka karşı açıkça bir karar alındığını ve bunun için mutlaka bir başka açıklama yapılması gerektiğini kaydeden Perinçek, karara gerekçe olarak Suriye’deki tabloyu işaret etti. Dünyada Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler konusunda cepheleşme yaşandığı görüşünü aktaran Perinçek, ABD ve İsrail’in, Suriye’nin kuzeyinde Irak’taki Kürt yönetimine bağlanabilecek bir Kürdistan koridoru açmaya çalıştığını iddia etti. Bu politikaya Almanya’nın da teslim olduğunu kaydeden Perinçek, bu son kararı Batı’nın Suriye’nin kuzeyindeki Kürt koridoru oluşumuna bir baskı olarak yorumladı.
Perinçek, Alman Federal Meclisi’nde karar öncesindeki konuşmalarda Türkiye’ye yönelik dış politika eleştirilerinin ön plana çıktığını gözlemlediğini belirterek, mülteci krizi müzakeresinde Türkiye’ye karşı da bir baskı aracı olabileceğini dile getirdi.
ABD’nin hedefi Kürdistan mı?
Suriye ile ilgili iddiasında, ABD’nin Körfez Savaşı ve Irak Savaşı süreçleriyle Kürdistan'ın oluşumunu sağladığı görüşünü savunan Perinçek, bu duruma karşın Türkiye’nin bölge ülkeleriyle yakınlaşmaya ve hatta Rusya ile diyalog kurmaya çalıştığını savundu. Buna karşı da ABD’nin politikası uyarınca Almanya’nın da bir baskı geliştirmeye çalıştığını kaydeden Perinçek, ABD’nin PKK-PYD ile birlikte Suriye’nin kuzeyinde özerk yönetim kurmaya çalışmasına karşı Türkiye’nin mücadele verdiğini ve hatta Suriye politikasında değişikliğe gittiğini de öne sürdü. Perinçek, Almanya’nın bu kararıyla tamamiyle politik bir hamle geliştirdiğini anlattı.
Yeneroğlu: 'İlişkilerdeki değişim rahatsız etmiş olabilir'
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Almanya’nın bu kararını siyasi boyutuyla birlikte Alman vatandaşı kimliğine sahip ve orada yetişmiş birisi olarak da yorumladı.
Türklerin on yıllardır Almanya’nın kalkınması ve refahı için her türlü gayreti gösteren bir topluluk olduğunu vurgulayan Yeneroğlu, “Türkiye üzerinde bu şekilde yargılayıcı, tarihi de siyasal araç haline dönüştürücü bir yaklaşım oradaki 3 milyondan fazla insanın duygu dünyasının dikkate alınmadığını göstermektedir. Maalesef üzücü bir durum. Bu karar ile birlikte ırkçı partiler açısından besin kaynağı olan Türk düşmanlığı daha tetiklenecektir. Almanya’daki ırkçı partiler hiç arayıp bulamayacağı bir nimet ile karşı karşıya bırakılmıştır” dedi.
Alman Federal Meclisi’nin kararıyla özellikle ırkçılığı teşvik yönünde adım attığını kaydeden Yeneroğlu, her gün Almanya’da mültecileri hedef alan en az 3 saldırı gerçekleşmeye başladığı bir dönemde tek taraflı bir tarih değerlendirmesi yapıldığını ifade etti.
Yeneroğlu, sadece Almanya’da değil bunun Türkiye’deki şovenizmi de büyütme ihtimali bulunduğuna da dikkat çekti.
Alman Federal Meclisi’nin neden şimdi karar aldığını da değerlendiren Yeneroğlu, bugüne değin Türk – Alman ilişkilerinin “asimetrik” olduğunu ancak günümüzde ise “simetrik” ilişkiler ortaya çıktığını dile getirdi. Angela Merkel’e yönelik Türkiye’ye boyun eğdiği gibi eleştiriler olduğunu da anımsatan Yeneroğlu, ilişkilerdeki değişimden dolayı bir rahatsızlık duyulmuş olabileceğini ancak bunun hasmane bir tutuma yol açmaması gerektiğini söyledi.