Bazı Demokrat Partili aday adayları, ekonomi, çevre ve sağlık gibi konularda ilerici görüşleri savunurken, Başkan Trump ve diğer Cumhuriyetçi aday adayları Demokratlar’ı sosyalizme kaymakla suçluyor. Bu da Amerika’da bir ideolojiler çatışması yaşanacağını gösteriyor.
Kamala Harris’ten Cory Booker ve Elizabeth Warren’a kadar Demokrat Parti başkan aday adayları seçmenleri kampanyalarına çekmek için çalışıyor.
Kendisini Demokrat Sosyalist olarak tanımlayan Vermont Senatörü Bernie Sanders Demokrat kanatta yarışa katıldı.
New Yorklu Alexandria Ocasio-Cortez gibi Temsilciler Meclisi’nin yeni üyeleri de bu ilerici enerjilerinin bir kanıtı olarak kapsamlı bir çevre planı için baskı oluşturuyor. Ancak Demokratlar’ın çevre konusundaki erişilmesi zor planları, zenginlerden daha fazla vergi alınması ve devletin sağlık konusundaki desteklerinin arttırılması yönündeki projeleri, Cumhuriyetçiler ve Başkan Trump’ın tepkisine neden oluyor.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, bu tartışmaların kendilerinin nasıl geniş kapsamlı bir parti yapısına sahip olduklarını ortaya koyduğunu söylüyor.
Virginia Üniversitesi’nden Profesör Larry Sabato da Demokratlar’ın uzunca bir süredir ideolojik olarak tartışma ve bölünme yaşadığını söylüyor. Sabato, “Bu en güzel 1920’lerde esprili bir kişilik olan Will Rogers tarafından ifade edildi. Rogers, ‘Ben organize olmamış bir siyasi partiye aitim ve Demokratım’ demişti. Şimdi bunu tekrar görüyoruz. Demokrat Parti’nin içinde bir sürü farklı kesim var ve hepsi bir, iki ya da üç aday tarafından temsil ediliyor” derken, Brookings Enstitüsü’nden Elaine Kamarck da Demokrat seçmenlerin önümüzdeki yıl başkan adayını belirlerken belli bir kalite arayacaklarını söylüyor.
Jim Kessler’a göreyse Demokrat seçmenlerin çoğu, Başkan Trump’ı yenebilecek bir aday arayışı içinde olacak.
Eski Başkan Yardımcısı Joe Biden merkezdeki bir isim ve yakında Demokrat Parti’nin aday adayları olabilir. Bu da Başkanlık yarışının son derece hareketli geçebileceğinin işaretini veriyor.