Amerika Dışişleri Bakanı Yardımcısı Victoria Nuland, Ukrayna’nın doğusundaki çatışmaların Avrupa’nın savaş alanı haline gelmesinden kaygı duyduğunu söyledi. Amerika ve Avrupalı müttefikleri, ateşkes anlaşmasını sürekli ihlal eden Rusya’ya karşı atacağı adımları değerlendiriyor. Victoria Nuland, geçtiğimiz günlerde Washington’daki düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada kararlı bir tavır sergiledi:
”Öncelikle birbirimize güvenlik konusunda verdiğimiz taahhütleri yerine getirmemiz gerekiyor. Tüm NATO üyeleri, ittifakın doğu cephesi boyunca kara, hava ve deniz güvenliğine, sorunlu bölgelere hızla konuşlandırılması amaçlanan yeni öncü güçlere katkıda bulunmak durumunda. Ön saflarda yer alan altı ülkede en kısa zamanda kumanda ve kontrol merkezleri kurmalıyız. NATO, bir savunma ittifakıdır. Amacımız, saldırgan tavırları bertaraf etmek. Ancak çabalarımızın sonuç vermemesi olasılığına karşı da hazırlıklı olmak zorundayız.”
Victoria Nuland’a göre Ukrayna’nın Rus baskısından kurtulması Amerika ve Avrupa için en öncelikli konuların başında geliyor:
”Bugün bütünlük içinde, özgür ve barışçı bir Avrupa’nın varlığının Ukrayna’ya dayandığını hepimiz biliyoruz. Ukrayna’nın özgürlüğü bizim de özgürlüğümüzdür.”
Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland, Rusya’nın Ukrayana’ya müdahaleden vazgeçmesini istedi ve Moskova’nın önünde çok açık bir yol bulunduğunu vurguladı:
”Rusya için tek bir çıkış yolu var. Rusya’nın bizlerle daha iyi ilişkiler kurmasının yolu son derece basit. Rusya, sınırın diğer tarafını Ukrayna’nın kontrol etmesine izin verip çatışmaları körüklemeyi durdurduğu zaman durum iyiye gidecek. Silahlar susacak, rehineler evlerine dönecek, yaptırımlar kaldırılmaya başlayacak, Rusya’nın ‘Ukrayna’nın iç sorunu’ şeklinde tanımladığı durum gerçekten de bir iç sorun halini alacak.”
Yaptırımların Rus ekonomisini çok zorladığını beliren Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuland, Avrupa’yla bu konuda işbirliğinin sürdüğünü bildirdi:
”Rusya’ya nasıl yaptırımlar uygulayacağımıza karar verirken son derece titiz davrandık. Rus ekonomisinin bizimle işbirliğine muhtaç olduğu, ancak Rusya’nın karşılık vermesi durumunda bizi olumsuz yönde etkilemeyecek alanlara yönelmeye çalıştık. Bu nedenle Rusya’nın bize en çok ihtiyacı olan sektörlere baktık. Bunlar en yeni teknolojinin kullanıldığı enerji sektörü, savunma ticareti, kredi erişimi. Maliye Bakanı Jack Lew’ün de söylediği gibi, Avrupa’yla birlikte yapatırımlar konusunu incelemeye devam ediyoruz.”
Peki Amerikan politikası nereye gidiyor? Bundan sonra neler beklenebilir? Dışişileri Bakan Yardımıcısı Victoria Nuland bu konuda da şöyle konuştu:
”Rusya ve Ukrayna politikamızın hangi yönde ilerleyeceğini tahmin edemem. Kesinlikle şiddetin sona ermesini istiyoruz. Ancak Rusya, karşı tarafın gösterdiği itidalli davranışa yanıt vermezse bizim de tavrımızı gözden geçirmemiz gerekebilir.”
Öteyandan Amerika’nın eski Sovyetler Birliği Büyükelçisi Stephen Sestanovich, Rusya ve NATO arasında giderek gerginleşen ilişkilerin Rusya ve Ukrayna arasındaki siyasi çatışma üzerine kurulu olduğunu söylüyor.
Sestanovich, Amerika’nın Sesi’ne “Rusya ve NATO arasındaki çekişme bütün taraflar için çok daha zarar verici. Putin, kendisini, Avrupa’daki bölünmenin geriye dönüşünün olmadığına inandırdı. Batılı birçok lider de buna inanıyor” dedi.
Amerika ve Avrupa, Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçılara destek veren Rusya’ya uygulanan ekonomik yaptırımları giderek sıkılaştırıyor. Ukrayna ve Rusya, birbirlerini, 2014 yılı Eylül ayında imzalanan ateşkes anlaşmasını üst üste ihlal etmekle suçluyor.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Yardımcısı Jeffrey Feltman’a göre çatışmalarda son haftalarda 50’ye yakın sivil öldü, 150 sivilse ağır yaralandı. Çatışmalarda şimdiye kadar ölenlerin sayısı 5 bini geçti.
Amerika, Rusya’nın desteklediği ayrılıkçıları daha fazla toprak ele geçirmeye ve Ukrayna’nın doğusundaki bölgelerde daha çok ilerlemeye çalışmakla suçluyor.
Yaptırımlar ve siyasi uzlaşma sağlama girişimleri şimdiye kadar sonuç vermedi.
Sestanovich, kendisi dahil birçok uzmanın, sorunun boyutlarını hafife aldığını söylüyor. Sestanovich’e göre ”Başlangıçta Putin’in geri adım atıp Batı’yla yüzleşmekten kaçınmaya çalışması mantıklı geliyordu. Putin bu saldırgan tavrıyla ne elde edebilir diye düşünülüyordu. Ancak Putin her defasında olduğu gibi herkesi yanılttı.”
Toronto Üniversitesi’nden Rusya-NATO ilişkileri uzmanı Profesör Aurel Braun, Rusya’nın NATO’nun genişlemesini bahane ettiğini, ancak Putin’in asıl kaygısının Rus sınırındaki bir Slav devletinin modern Avrupa demokrasisine başarılı bir geçiş yaptığını görmek olduğunu söylüyor.
Profesör Braun, Batı’nın uyguladığı yaptırımların yetersiz olduğu görüşünde.
Kaba kuvvetin sorunları çözmeyeceğinde ısrar eden Rusya, Ukrayna’dan ayrılıkçılarla pazarlık yapmasını istedi. Ruslar’ın desteklediği ayrılıkçılarsa Rusya’ya, Ukrayna’nın doğusundaki Donetsk’i ilhak etme çağrısı yaptı.
Rusya, geçtiğimiz yıl Ukrayna’nın özerk Kırım Yarımadası’nı ilhak etmişti.
Ukrayna, Batılı ülkelerden istediği silah yardımını şimdiye kadar alamadı. Amerika Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland da Amerika’nın bu konuda politika değişikliğine gidip gitmeyeceğine açıklık getirmedi.