Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en çok sivil can kaybı yaşanan Ankara saldırısı ile ilgili, Ankara İl Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube Müdürü ile Güvenlik Şube Müdürü’ndün görevlerinden uzaklaştırıldığı duyuruldu.
Türkiye’de 10 Ekim Cumartesi günü 97 can kaybına yol açan 51’i ağır, 105 kişinin yaralandığı saldırının üzerinden 4 gün geçtikten sonra resmi makamlarca “güvenlik zaafiyeti” ve “istihbarat eksikliği” konusunda açıklama “kısmen” yapıldı. Olay sonrasında İçişleri Bakanı Selami Altınok’a yöneltilen “İstifa edecek misiniz?” sorusu üzerine Adalet Bakanı Kenan İpek’in gülümsemesi tartışma yaratmıştı. O günden bugüne resmi yetkililerden katliamdan kimin sorumlu olduğu yönünde açıklama bekleniyordu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile ortak basın toplantısında konuştu. Ankara Katliamı’nın yaşandığı gün yazılı açıklama yaptığını anımsatan Erdoğan, “Demokratik haklarını kullanmak üzere bir araya gelen sivil toplum kuruluşlarımızın düzenlediği toplantı öncesinde yaşanan bu elim olay, bizi derinden üzmüştür. Bu terör eyleminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyor; yaralılara acil şifalar temenni ediyorum. Türkiye’nin birliğine, beraberliğine, hedeflerine yönelik bu terör saldırısını bir kez daha şiddetle kınıyorum. Bu saldırı Türkiye’ye yapılmıştır. Saldırının hedefi ülkemizin ve milletimizin tamamıdır. Türkiye terör örgütleriyle ilk defa karşılaşmıyor. Uzun zamandır terör saldırılarıyla mücadele ediyoruz. Biz terörü, kendini nasıl tanımladığına, hangi ismi kullandığına, söylemine, yöntemine göre tasnif etmiyoruz. Terör karşısında çifte standart kullanan herkes açık söylüyorum teröre destek vermektedir” dedi.
Diktatörlük sorusuyla “devlet parmağı” meselesi
Basın toplantısında en ilginç anlar, Finlandiyalı Gazeteci Tom Kankkonen’in “Bazı vatandaşlar sizden korkuyorlar ve sizi diktatör olarak görüyorlar, ayrıca terör saldırısında devlet parmağı var diyorlar. İddialarla ilgili ne düşünüyorsunuz?” sorusuyla yaşandı. Bu soruyla birlikte Erdoğan, katliam öncesinde IŞİD’e yönelik operasyon düzenlenmemesi, şüpheli isimler hakkında tutuklama kararı çıkartılması nedeniyle yaşanan tartışmayı da yorumladı. Erdoğan, “Diktatörün olduğu ülkede herhalde böyle bir soru soramazsınız. Diktatörün olduğu bir ülkede o ülkenin Cumhurbaşkanı’nın ailesi dahil sınırsız hakaretin olduğunu göremezsiniz” değerlendirmesinde bulundu. Bunun ardından özetle, “Cumartesi olan olayla ilgili derin devlet deniyor. Bu neye göre söyleniyor? Gördüğüm o ki bilgiyle değil, dedikodu veya ideolojiyle konuşuluyor. Zaten sıkıntı burada. Herhangi bir delile dayanmadan iftira at, tutmazsa iz bırakır mantığıyla hareket ediliyor. Ben bir yıl önce halkımın yüzde 52′sinin oyuyla Cumhurbaşkanı seçilmiş bir insanım. Halkının yüzde 52 oyuyla seçilmiş bir insanı acaba diktatör olarak ilan edenler kimler? Menfaatleri elden gidenler mi? İstediği gibi hükümet kurup istediği gibi indirenler mi? Dışarıdan beslenen içeride de bu tür hakimiyetlerini tesis edemeyenler mi? Hala bu iftiralara devam ediliyorsa buna benim söyleyecek hiçbir şeyim kalmaz. Burada derin devletin izi var diyenler, aslında kendilerini gizliyorlar. Bunlar ortaya çıkacak. Emniyet, adalet bütün teşkilatlarımız çalışmalarını sürdürüyor. Şu anda izler sürülüyor. Canlı bombalarla ilgili DNA testleri yapılıyor” açıklamasını yaptı.
“Muhakkak ki bir hata bir eksiklik bir yerde vardır. Bunun boyutu ne kadardır, bunlar da incelemeler esnasında ortaya çıkacaktır” da diyen Erdoğan, resmi yetkililerden istifa olup olmayacağı yönündeki soruya ise politik açıdan yanıtladı. Erdoğan, “Bu tür her olayda hemen istifa mekanizmasını çalıştırma anlayışı doğru bir yaklaşım değildir. Siz hemen istifalarını versinler, yaklaşımı ile yaklaşırsanız burada bir şey ortaya çıkar. Biz devlet yönetiyoruz ve insanız. Hepimizin hatası olabilir. Eğer bunu söyleyenler kalkıp da istifa mekanizmasını bu kadar kolay çalıştırıyorlarsa; bir siyasi partiye genel başkan neden olunur? O siyasi partiyi iktidara taşımak için olunur. Ama siz bir siyasi partiyi iktidara taşıyamıyorsanız size birileri hadi istifa et dediği zaman niye istifa etmiyorsunuz? Bunlar için hiç istifa söz konusu değil ama orada yüzde yüz başarı bekliyor. Yüzde yüz başarılı olmayabilir. Üzerinde durulan bu arkadaşlarımız Türkiye’nin dört bir yanında terörle mücadelenin kavgasını veriyor. İstifa ile çözüm bulamazsınız” diye konuştu.
4 gün sonra “görevden uzaklaştırma”
Bu arada Finlandiya Cumhurbaşkanı ile ortak basın toplantısında Erdoğan’a, yabancı gazeteciler tarafından “devlet parmağı” ve “istifa” meselesine yönelik sorular sorulmasından saatler sonra İçişleri Bakanlığı’ndan yazılı açıklama geldi. İçişleri Bakanlığı, katliamın üzerinden 4 gün geçtikten sonra bugün sabaha karşı resmi yetkililer açısından “güvenlik zaafiyeti” ve “istihbarat eksikliği” ile ilgili soruşturma konusunda adım attı.
İçişleri Bakanlığı'ndan konuyla ilgili yapılan açıklama şöyle denildi:
“10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı önünde meydana gelen menfur terör saldırısını bütün yönleriyle soruşturmakla görevlendirilen mülkiye ve polis başmüfettişlerinin teklifleri doğrultusunda soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için Ankara İl Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube Müdürü ve Güvenlik Şube Müdürü görevlerinden uzaklaştırılmıştır. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’ne İl Emniyet Müdür Yardımcısı Ahmet Hakan Arıkan vekâleten görevlendirilmiştir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Görevinden uzaklaştırılan Ankara İl Emniyet Müdürü Kadri Kartal, Ocak 2014’ten beri söz konusu makamda görev yapıyordu.
İçişleri Bakanlığı’nın söz konusu kararı, “geçici” niteliğini taşıyor. Soruşturma tamamlandığında geçmişte Türkiye’de gazeteci-akademisyen cinayetleri veya terör saldırılarında benzerleri görüldüğü üzere söz konusu yetkililer hakkında “göreve iade” kararı verilmesi olasılığı da bulunuyor. İçişleri Bakanlığı bünyesindeki üst düzey yetkilileri veya Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ile ilgili henüz hiç bir adım atılmazken; bu açıklamayla birlikte saldırıdan dolayı sadece Ankara düzeyinde yerel yetkililer hakkında işlem yapılmış oldu.
Erdoğan 4 gün sonra olay yerinde
Bugün ayrıca sabah Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Garı’nın önünde saldırının yaşandığı yere ilk kez gitti. Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö ile eşi Jenni Haukio ile birlikte olay yerine kırmızı karanfiller bıraktı.
Erdoğan’ın, Ankara Garı önüne gidişi bugünkü günlük programında yer almıyordu. Oysa Finlandiya Cumhurbaşkanı Niinisto’nun ölenler anısına olay yerini ziyaret edeceği dün gece Dışişleri Bakanlığı’nca saat 21.48’te basına duyurulmuştu. Bu sabah Erdoğan da duyurulmuş programında olmamasına karşın Finlandiyalı mevkidaşı ile birlikte ilk kez saldırının gerçekleştiği yerdeydi.