Türkiye tarihinde Başkent’te peş peşe yaşanan terör saldırıları zinciri, geçen yıl 10 Ekim günü Barış Mitingi nedeniyle Ankara Tren Garı önünde toplanan kitleyi hedef alan canlı bomba saldırısıyla başladı. Olayda IŞİD üyesi oldukları belirlenen Yunus Emre Alagöz ile Suriye vatandaşı E.U. canlı bomba olarak saldırıyı gerçekleştirdi. Olayda canlı bombacı bu şahıslar haricinde 103 kişi hayatını kaybetti, en az 240 kişi yaralandı.
“Ankara Katliamı” olarak adlandıralan bu olay hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, bugüne değin farklı tarihlerde 5 yazılı-resmi açıklama yaptı. Ailesinden alınan kan örneğiyle kimlik tespiti yapılan Yunus Emre Alagöz adı resmiyet kazanırken; diğer şahsın resmen kimliği teyit edilemediği için adı dahi açıklanamadı. Başsavcılık açıklamasıyla olaydan dolayı resmen IŞİD terör örgütü sorumlu olarak tespit edildi.
Ankara’da ikinci saldırı ise, 17 Şubat’ta İnönü Bulvarı ile Merasim Sokak’ın kesiştiği kavşakta bomba yüklü araçla gerçekleşti. Araçtaki saldırganın terör örgütü üyesi olduğu belirtilen 1989 doğumlu Van doğumlu Abdülbaki Sömer olduğu kesinlik kazandı. Ancak olay ertesinde Başbakan Davutoğlu’nun ilk açıklamasıyla şahsın Suriye vatandaşı Salih Muhammed Necar olduğu duyurulmuştu. Ancak bunun şahsın sahte kimlik ile Türkiye’ye giriş yapmasından kaynaklı bir hata olduğu duyuruldu. Olayı ise, PKK bağlantılı TAK, 19 Şubat’ta, kod adı ‘Zınar Raperin’ adlı örgüt üyesinin saldırıyı gerçekleştirdiğini belirterek üstlendi. Olayda terör örgütü üyesi Abdülbaki Sömer haricinde 29 asker ve sivil yaşamını yitirdi.
Bu tablo itibariyle Pazar günkü saldırıyla birlikte son beş ay içerisinde Ankara, terör saldırılarına 169 kişiyi kurban verdi.