KAHIRE —
İsrail’in Suriye’de hükümet hedeflerine yaptığı saldırıya gelen tepkiler komşu Arap ülkelerindeki karmaşık siyasi öncelikleri gözler önüne seriyor. Kahire’den Elizabeth Arrott’ın haberi.
Şam’da gökyüzünü aydınlatan patlamalar, Arap ülkelerinin Suriye’deki iç savaşla ilgili ikilemini de ortaya çıkardı.
Arap Birliği Suriye hükümetinin üyeliğini daha savaşın başlarında askıya almıştı ancak şimdi İsrail’in Esat güçlerine yaptığı saldırıyı kınadı.
Ancak İsrail’in kınanması, Arap Birliği’nin Yahudi devletinin tanınmasını içeren 10 yıllık barış planını tekrar masaya yatırdığı bir döneme rastladı.
Konunun mezhepsel yönü de var. Sünni devletlerin çoğu Suriye’nin Sünni ayaklanmacılarını destekleyerek İran’ın Arap dünyasındaki nüfuzunu azaltmaya çalışıyor. Ülkeler sessizce de olsa İsrail’in İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engelleme kararlılığına destek veriyor.
Ancak İran’ın müttefiki Hizbullah, bölgede İsrail karşıtlığı nedeniyle seviliyor. İstihbarat kaynakları İsrail saldırısının amacının İran yapımı füzelerin Lübnanlı Şii örgütün eline geçmesini engellemek olduğunu bildiriyor.
Suriye’de hükümet yetkilileri bu karışıklıktan yararlanarak İsrail’i ayaklanmacılarla bağdaştırdı.
Suriye Enformasyon Bakanı Ümran el-Zaubi, “Suriye Ordusu’nun ülkesini ve halkını içten ya da dıştan müdahalelere karşı koruma hakkı ve görevi vardır” dedi.
Ancak tüm kınamalara rağmen İsrail’in saldırılarına askeri bir karşılık verilmesi ihtimali düşük.
Suriye’deki savaşı bitirmek için yapılan diplomatik çalışmalar sonuç vermeyince Arap ülkelerinden gelecek bir askeri müdahale fikri de oluşmadı. Daha önce hep başarısız olan Arap orduları onlarca yıldır İsrail’le karşılaşmaktan çekiniyor.
İsrail, Suriye’de aktif bir askeri role soyunmuşken mezhepsel gerilimler de 1 milyondan fazla mülteci gibi Suriye sınırlarının dışına taşıyor. Bölgenin bu durumdan şöyle ya da böyle etkilenmemesi mümkün değil.
Şam’da gökyüzünü aydınlatan patlamalar, Arap ülkelerinin Suriye’deki iç savaşla ilgili ikilemini de ortaya çıkardı.
Arap Birliği Suriye hükümetinin üyeliğini daha savaşın başlarında askıya almıştı ancak şimdi İsrail’in Esat güçlerine yaptığı saldırıyı kınadı.
Ancak İsrail’in kınanması, Arap Birliği’nin Yahudi devletinin tanınmasını içeren 10 yıllık barış planını tekrar masaya yatırdığı bir döneme rastladı.
Konunun mezhepsel yönü de var. Sünni devletlerin çoğu Suriye’nin Sünni ayaklanmacılarını destekleyerek İran’ın Arap dünyasındaki nüfuzunu azaltmaya çalışıyor. Ülkeler sessizce de olsa İsrail’in İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engelleme kararlılığına destek veriyor.
Ancak İran’ın müttefiki Hizbullah, bölgede İsrail karşıtlığı nedeniyle seviliyor. İstihbarat kaynakları İsrail saldırısının amacının İran yapımı füzelerin Lübnanlı Şii örgütün eline geçmesini engellemek olduğunu bildiriyor.
Suriye’de hükümet yetkilileri bu karışıklıktan yararlanarak İsrail’i ayaklanmacılarla bağdaştırdı.
Suriye Enformasyon Bakanı Ümran el-Zaubi, “Suriye Ordusu’nun ülkesini ve halkını içten ya da dıştan müdahalelere karşı koruma hakkı ve görevi vardır” dedi.
Ancak tüm kınamalara rağmen İsrail’in saldırılarına askeri bir karşılık verilmesi ihtimali düşük.
Suriye’deki savaşı bitirmek için yapılan diplomatik çalışmalar sonuç vermeyince Arap ülkelerinden gelecek bir askeri müdahale fikri de oluşmadı. Daha önce hep başarısız olan Arap orduları onlarca yıldır İsrail’le karşılaşmaktan çekiniyor.
İsrail, Suriye’de aktif bir askeri role soyunmuşken mezhepsel gerilimler de 1 milyondan fazla mülteci gibi Suriye sınırlarının dışına taşıyor. Bölgenin bu durumdan şöyle ya da böyle etkilenmemesi mümkün değil.
