Erişilebilirlik

Avrupa Kürtajda Uzlaşamıyor


Türkiye’de son günlerin en sıcak ve gerilim dozu yüksek tartışma konusu haline gelen kürtaj, belli dönemlerde gerek ABD’nin gerekse Avrupa ülkelerinin gündemlerini meşgul eden bir konu olarak dikkat çekiyor. Batılı ülkelerin büyük çoğunluğunda kürtajla ilgili politikalar genellikle kadın hakları dikkate alınarak özgürlükçü bir yaklaşım çerçevesinde belirlenmiş olsa da ortak bir uygulama ya da standarttan söz etmek mümkün değil.

Birleşmiş Milletler verilerine göre kürtajla ilgili politikalar yedi kriter dikkate alınarak oluşturuluyor. Bunları, “kadının hayatını kurtarmak”, “kadının fiziksel sağlığını korumak”, “kadının akıl sağlığını korumak”, “tecavüz ya da ensest ilişki”, “ceninle ilgili anormallik”, “ekonomik ve sosyal gerekçeler” ve “istek üzerine” şeklinde sıralamak mümkün. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tartışmaya açtığı Türkiye’deki mevcut yasa, yukarıdaki yedi durumda da kürtaj yapılmasına olanak tanıyan bir içeriğe sahip. Bu yaklaşım, temel hak ve özgürlükler algılaması yüksek olan Batılı ülkelerin büyük bölümü tarafından da benimsenen bir yöntem. Bununla birlikte kürtaja hiçbir durumda izin vermeyen ülkeler de var. Bunların Avrupa kıtasındaki örnekleri Vatikan ve Malta. Türkiye'nin üye olmaya çalıştığı Avrupa Birliği ülkelerinde kürtaja yönelik en fazla kısıtlama getiren ve sadece kadının hayatını kurtarmak için bu uygulamaya izin veren tek ülke ise İrlanda. İsteğe bağlı kürtajda sınırlama getiren Avrupa Birliği ülkeleri ise İngiltere, İspanya, Finlandiya, Lüksemburg, Polonya ve Kıbrıs. Buna ek olarak Polonya, İspanya ile Kıbrıs, ekonomik ve sosyal gerekçelerle, İngiltere ise tecavüz ve ensest durumunda kürtaja izin vermiyor.

Ülkeden ülkeye uygulamaların değişmesi, bu konuya yönelik felsefi ve ideolojik yaklaşımların farklılık göstermesi Avrupa kurumlarının ortak bir yaklaşım belirlemesini de engelliyor. Kürtaj konusunun en ayrıntılı şekilde ele alındığı kurumlardan biri Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi. Bu kurumda 2008 ve 2010’da iki farklı karara imza atıldı. 2008’deki kararda kürtajın mümkün olduğu kadar uzak durulması gereken bir uygulama olması, nüfus planlama unsuru olarak kullanılmaması gerektiği belirtilerek, makul hamilelik süreleri içinde kürtajın yasaklanmaması gerektiğinin altını çiziyor. Kürtaja yasak getirilmesinin kürtaj sayısını azaltıcı değil yasadışı kürtajı artırıcı etki yarattığını vurgulayan AKPM'ye göre, kürtajı yasaklamak kadının kürtaj ihtiyacını gidermiyor, sadece güvenli kürtaja erişimini engelliyor. Her insanın özellikle da kadınların fiziksel bütünlüğü ve kendi vücutlarını kontrol etme hakkına vurgu yapan AKPM, kürtaj yaptırma konusunda karar verecek olanın kadın olması gerektiğinin altını çiziyor.

2010’da aynı kurum tarafından alınan başka bir kararda ise hangi şartta olursa olsun, dini inançları nedeniyle kürtaj yapmayı reddeden hastane ve doktorların, bu nedenle kadınların karşılaşabileceği sağlık sorunlarından sorumlu tutulamayacağı vurgusuna yer verildi.

XS
SM
MD
LG