WASHINGTON —
2013 Amerikan siyaseti açısından nasıl bir yıl oldu? Başkan Obama halktan gördüğü destek oranını yeniden yükseltebilir mi? Halkın güvenini kaybeden Kongre’nin 2014’te daha verimli çalışması mümkün mü? Siyasi partiler Kasım 2014 Kongre seçimlerinde nasıl sonuçlar alabilir? Hülya Polat bu soruları Amerika’nın Sesi Haber Merkezi iç ve dış siyaset yazarı Jim Malone’a yöneltti.
Hülya Polat - 2013 Başkan Obama için zor bir yıldı demek mümkün. Özellikle yılın son aylarında Başkan’ın halktan gördüğü destek oranı çok düştü. Başkan Obama için 2013’ün en zor konuları neler oldu?
Jim Malone - Temel olarak Başkan’ın bir yönetme başarısızlığı yaşadığını söylemek mümkün. Bölünmüş bir yönetim mekanizmasını yönetmek gerçekten zor. Cumhuriyetçiler siyasi güçlerini kullanmaya karar verip de hükümeti kapatma riskini göze alınca bu durum Cumhuriyetçiler’e zarar verdiği gibi, Başkan Obama için de sıkıntılı bir siyasi ortam yarattı. Hemen ardından da Başkan, sağlık reformu yasasını uygulamada sorunlarla karşılaştı. Unutmamak gerekir ki, sağlık yasası başkan olarak Obama’nın en önem verdiği konuların başında geliyordu. Bu yasanın uygulanmasında sorunlar yaşanınca Başkan’a duyulan siyasi güven sarsıldı, halkın desteğinde önemli düşüş görüldü. 2014’te Başkan’ın önündeki en zor iş, kendisine yeniden güven duyulmasını sağlamak ve bu güveni pekiştirmek olacak.
Hülya Polat - Dış politikada 2013’te Obama yönetimini en çok uğrastıran konular neler oldu? 2014’te Başkan Obama’yı bekleyen dış politika sorunları neler?
Jim Malone - En başta devam eden Afganistan konusu var. Amerika 2014’ün sonunda askerlerinin büyük bölümünü Afganistan’dan çekmeye hazırlanıyor. Suriye’deki çatışmalar son derece ciddi bir sorun oluşturmaya devam ediyor. Yönetim bu konuda farklı bir politika izler mi bekleyip görmemiz gerekiyor. Amerika’da başkanlar genellikle ikinci dönemlerinde dış politikaya ağırlık verip bir iz bırakmak, bir bakıma tarihe geçmek isterler. Bu yüzden iç politika konuları çok öne çıkmazsa Başkan’ın dış politikaya daha çok zaman ayırdığını görebiliriz. Bütçe konusunda Kongre’yle yönetim arasında varılan son iki yıllık anlaşma Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki siyasi çekişmeyi biraz hafifletmişe benziyor, bu iki parti ve Kongre’yle Yönetim arasında işbirliği yollarının açıldığı anlamına mı geliyor, henüz bilmiyoruz.
Hülya Polat - Bütçe çekişmesine bakarsak, yıl boyunca Cumhuriyetçiler’in kontrolundaki Temsilciler Meclisi’yle Senato ve yönetim arasında ciddi sıkıntılar yaşandı, hükümet iki hafta kapatıldı. Bu iki yıllık anlaşma borçlanma tavanını yükseltmiyor, örneğin. Bu yüzden Şubat’ta yeni bir sıkıntı yaşanabilir mi?
Jim Malone - Borçlanma limitinin yükseltilmesi, daha doğrusu Kongre’nin Amerikan yönetimine borç alma ve borç ödemelerini yapabilmesi için daha çok harcama yetkisi vermesi yeni bir savaş alanı olacak. Önemli olan Cumhuriyetçiler’in nasıl bir taktik izleyeceği. Cumhuriyetçiler, aşırı muhafazakar Çay Parti Hareketi üyeleriyle birlikte hareket ederek hükümetin yeniden kapatılması gibi bir riski göze alacaklar mı? Büyük olasılıkla hayır. Çünkü Ekim ayındaki kapatma olayı Cumhuriyetçiler’e zarar verdi. Bu yüzden de son bütçe anlaşması nispeten kolay yapıldı. Yine de Cumhuriyetçiler büyük olasılıkla hükümetin küçültülmesinde ısrar etmeye devam edecek çünkü 2014 Kongre için seçim yılı. Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesinin tamamı ve 100 üyeli Senato’nun üçte biri seçilecek. Bence Cumhuriyetçiler, “daha küçük hükümet” sloganıyla seçim yatırımı yapacaklar. Seçimi kazanmak için böyle yapmak zorunda olduklarını düşünüyorlar. İlk kez Cumhuriyetçiler parti içindeki aşırı görüşlü Çay Partisi hareketinin rekabetiyle mücadele etmek zorunda. Bunun için de bence Cumhuriyetçi Parti, hükümette bütçe kesintilerini savunmaya devam eder.
Hülya Polat - 2013’te Kongre’den geçerek yürürlüğe giren sağlık reformundaki son durumu da değerlendirelim. Başkan Obama’nın halktan gördüğü destek, sağlık sigortası kaydı yaptırmak için açılan sitedeki aksaklıklar yüzünden zarar gördü. Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ve Çay Partililer hala eleştirilerini sürdürüyor. Partiler bu durumdan nasıl etkilendi?
Jim Malone - Başkan’ın sağlık reformu uygulamaları çok zayıf kaldı. Bu çok ciddi bir sorun. Örneğin Başkan herkesin mevcut sağlık sigortalarını tutabileceğini, hiç kimsenin kaygı olmayacağını söyledi, oysa uygulama farklı oldu, bu da Başkan’a çok zarar verdi. Ayrıca geçirdiği sağlık yasasına da zararı oldu çünkü zaten birçok Amerikalı’nın kafasında soru işaretleri vardı, bir de sorunlar yaşanınca durum daha da kötüye gitti. Cumhuriyetçiler de son birkaç yıldır eleştirilerini yoğunlaştırmışlardı. Başkan’ın sağlık reformuyla ilgili olarak söylediği bazı şeylerin doğru çıkmaması üzerine Obama’nın saygınlığı, güvenilirliği sorgulanmaya başladı. 2014’te Başkan’ın durumu düzeltmesi, sağlık reformuyla ilgili sorunları gidermesi gerekiyor. Çünkü Cumhuriyetçiler’in reformla ilgili bütün iddiaları doğru çıkmış oldu. Cumhuriyetçiler, halka, “Biz size bunların olacağını birkaç yıldır söylüyorduk” deme fırsatı yakaladı. Bu yüzden 20147’te Başkan’ın politikasının dinamiklerini değiştirmek için ciddi bir çaba göstermesi gerekiyor.
Hülya Polat - Halkın verdiği destek açısından, Başkan Obama Amerikan halkının güvenini yeniden kazanabilir mi? Durumu düzeltebilir mi?
Jim Malone - Bunu tahmin etmek her zaman zor. Bugüne kadar gördüğümüz ikinci dönemindeki başkanlardan George W. Bush örneğin, ikinci döneminde başarılı olamadı. Irak konusu, Katrina Kasırgası gibi sorunları atlatıp toparlanamadı. Buna karşılık Bill Clinton, Beyaz Saray’daki bir stajyerle ilişkisi yüzünden resmen suçlanmasına rağmen durumu toparlamayı, halkın desteğini yeniden kazanmayı başardı. Daha geriye gidersek, eski başkanlardan Ronald Reagan da Kongre’de yaşanan İran Kontra skandalından sonra durumu kendi lehine çevirmeyi başardı. Unutmayın ki Başkan Obama siyasi açıdan çok kutuplaşmaya neden olmuş bir politikacı. Cumhuriyetçiler muhalefetlerini sürdürecektir ancak Başkan obama’nın 2014 Kongre seçimlerinden önce sağlık reformu tartışmalarından yara alan Demokrat Parti tabanını güçlendirmesi şart. Elbette kolay olmayacak ama Başkan Obama’nın da bunu yapması mümkün.
Hülya Polat - Kasım 2014’te yapılacak Kongre seçimlerine kadar Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti kendileri için sorun yaratan konuları aşıp kadar toparlanabilir mi? 2014 seçimlerinden nasıl bir sonuç bekleyebiliriz?
Jim Malone - Başkan’a bu konuda büyük sorumluluk düşüyor çünkü eğer Temsilciler Meclisi’nde Demokratlar’ın sayısı artar ve parti kontrolu Cumhuriyetçiler’den alırsa, Başkan’ın da işi kolaylaşır, istediği yasaları Kongre’den geçirebilir. Sorun şurada. Başkan tarihe karşı mücadele veriyor. Siyasi tarih, ikinci dönem başkanların partilerinin genelde ara seçimlerde başarısız olduğunu gösteriyor. Kamuoyu yoklamaları Cumhuriyetçiler’i biraz önde gösterse de birçok uzmana göre, Kasım 2014 seçimlerinde Kongre’de sayılarda büyük bir değişiklik beklenmiyor. Büyük olasılıkla Temsilciler Meclisi yine Cumhuriyetçiler’in kontrolunda olmaya devam edecek. Cumhuriyetçiler Senato’da da çoğunluğu ele geçirmek için yoğun çaba gösterecektir. Bu olursa, Kongre’nin iki kanadı da Cumhuriyetçiler’e geçer ki o zaman Başkan Obama Kongre’den hiçbir tasarı geçiremez.
Hülya Polat - Cumhuriyetçi Parti’nin son bütçe çekişmesinden ve hükümetin kapatılmasından zarar gördüğü söylenebilir mi? Bu partiyi ne kadar etkiler?
Jim Malone - Zarar gördüler. Birçok kişi bana Cumhuriyetçi Parti adına gölge düştüğünü söyledi. Bu durum, Cumhuriyetçiler’in yalnız Kasım 2014’teki Kongre seçimlerinden değil, 2016’daki başkanlık seçimlerinden alacağı sonucu da etkileyebilir. Parti çok aşırı, çok uzlaşmaz görünmek istemeyecektir. Çünkü 2012’de bundan zarar gördüler ve Başkan Obama’nın ikinci dönem seçilmesi mümkün oldu. Şu an Cumhuriyetçi Parti içinde de hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmayan aşırı muhafazakar Çay Partisi hareketiyle partinin tabanını oluşturan uzlaşma yanlısı partililer arasında ciddi bir mücadele var. Bu mücadele 2014’te de sürecektir. Hatta bence parti içi çekişme 2016’da da devam edecek ve Başkanlık seçimlerinde de etkili olacak.
Hülya Polat - Kongre’nin durumuna da değinelim. Amerikan halkı Kongre’ye güvenini kaybetmiş durumda. Kamuoyu yoklamaları bugüne kadarki en düşük destek oranını gösteriyor. 2014’te Kongre yeniden halkın güvenini kazanabilir mi?
Jim Malone - Son bütçe anlaşması, aslında dünya standartlarına göre çok önemli sayılmasa da yeni bir sürece girildiğinin, Kongre’de yeterli sayıda uzlaşma yanlısı mantıklı milletvekili ve senatör bulunduğunun göstergesi sayılabilir. Bu kuşkusuz Kongre’ye duyulan güveni bir ölçüde arttırabilir. Ancak destek oranı uzun zamandır o kadar düşük ki ki iki parti de durumu düzeltmek zorunda. Partiler de bunun farkında. Çünkü seçim yılında seçmenleri kızdırmaya devam etmek akıllıca olmaz. Konuştuğum birçok uzman, sayılarda bir değişiklik beklemiyor. Ancak Amerikan politikasıyla ilgili tahmin yapmak son yıllarda çok zorlaştı, bu da bir gerçek.
Hülya Polat - Dünya Amerika’yı ve Başkan Obama’yı yakından izliyor. Başkan Obama tüm dünyada çok popüler. Kongre’de ve Kongre’yle Başkan Obama arasında yaşanan son partizan bütçe kavgaları, Amerika’nın ve Başkan’ın ülke dışındaki imajına zarar verdi mi?
Jim Malone - Elbette verdi. Amerika’da sistem ne zaman çalışmaz hale gelse, bu tür sorunlar yaşansa dünya yakından izliyor. Buradaki sorunlar Amerika’ya duyulan güvene sadece siyasi değil, ekonomik açıdan da zarar veriyor ve ekonomik sıkıntılar da küresel ekonomiyi etkiliyor. Ancak Başkan Obama’yı Nelson Mandela için düzenlenen anma töreninde gördük, siyasi bir rock yıldızı gibiydi. Hala dünyada çok seviliyor. Ancak yine de bir hayalkırıklığı yaşandığını söylemek mümkün. Guantanamo gibi konularda verdiği sözleri yerine getirmemesi bu hayal kırıklığına katkıda bulundu. Bu yüzden Başkan’ın önümüzdeki birkaç yıl içinde dünyada imajını güçlendirmek için çok çalışması gerekiyor.
Hülya Polat - 2013 Başkan Obama için zor bir yıldı demek mümkün. Özellikle yılın son aylarında Başkan’ın halktan gördüğü destek oranı çok düştü. Başkan Obama için 2013’ün en zor konuları neler oldu?
Jim Malone - Temel olarak Başkan’ın bir yönetme başarısızlığı yaşadığını söylemek mümkün. Bölünmüş bir yönetim mekanizmasını yönetmek gerçekten zor. Cumhuriyetçiler siyasi güçlerini kullanmaya karar verip de hükümeti kapatma riskini göze alınca bu durum Cumhuriyetçiler’e zarar verdiği gibi, Başkan Obama için de sıkıntılı bir siyasi ortam yarattı. Hemen ardından da Başkan, sağlık reformu yasasını uygulamada sorunlarla karşılaştı. Unutmamak gerekir ki, sağlık yasası başkan olarak Obama’nın en önem verdiği konuların başında geliyordu. Bu yasanın uygulanmasında sorunlar yaşanınca Başkan’a duyulan siyasi güven sarsıldı, halkın desteğinde önemli düşüş görüldü. 2014’te Başkan’ın önündeki en zor iş, kendisine yeniden güven duyulmasını sağlamak ve bu güveni pekiştirmek olacak.
Hülya Polat - Dış politikada 2013’te Obama yönetimini en çok uğrastıran konular neler oldu? 2014’te Başkan Obama’yı bekleyen dış politika sorunları neler?
Jim Malone - En başta devam eden Afganistan konusu var. Amerika 2014’ün sonunda askerlerinin büyük bölümünü Afganistan’dan çekmeye hazırlanıyor. Suriye’deki çatışmalar son derece ciddi bir sorun oluşturmaya devam ediyor. Yönetim bu konuda farklı bir politika izler mi bekleyip görmemiz gerekiyor. Amerika’da başkanlar genellikle ikinci dönemlerinde dış politikaya ağırlık verip bir iz bırakmak, bir bakıma tarihe geçmek isterler. Bu yüzden iç politika konuları çok öne çıkmazsa Başkan’ın dış politikaya daha çok zaman ayırdığını görebiliriz. Bütçe konusunda Kongre’yle yönetim arasında varılan son iki yıllık anlaşma Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki siyasi çekişmeyi biraz hafifletmişe benziyor, bu iki parti ve Kongre’yle Yönetim arasında işbirliği yollarının açıldığı anlamına mı geliyor, henüz bilmiyoruz.
Hülya Polat - Bütçe çekişmesine bakarsak, yıl boyunca Cumhuriyetçiler’in kontrolundaki Temsilciler Meclisi’yle Senato ve yönetim arasında ciddi sıkıntılar yaşandı, hükümet iki hafta kapatıldı. Bu iki yıllık anlaşma borçlanma tavanını yükseltmiyor, örneğin. Bu yüzden Şubat’ta yeni bir sıkıntı yaşanabilir mi?
Jim Malone - Borçlanma limitinin yükseltilmesi, daha doğrusu Kongre’nin Amerikan yönetimine borç alma ve borç ödemelerini yapabilmesi için daha çok harcama yetkisi vermesi yeni bir savaş alanı olacak. Önemli olan Cumhuriyetçiler’in nasıl bir taktik izleyeceği. Cumhuriyetçiler, aşırı muhafazakar Çay Parti Hareketi üyeleriyle birlikte hareket ederek hükümetin yeniden kapatılması gibi bir riski göze alacaklar mı? Büyük olasılıkla hayır. Çünkü Ekim ayındaki kapatma olayı Cumhuriyetçiler’e zarar verdi. Bu yüzden de son bütçe anlaşması nispeten kolay yapıldı. Yine de Cumhuriyetçiler büyük olasılıkla hükümetin küçültülmesinde ısrar etmeye devam edecek çünkü 2014 Kongre için seçim yılı. Temsilciler Meclisi’nin 435 üyesinin tamamı ve 100 üyeli Senato’nun üçte biri seçilecek. Bence Cumhuriyetçiler, “daha küçük hükümet” sloganıyla seçim yatırımı yapacaklar. Seçimi kazanmak için böyle yapmak zorunda olduklarını düşünüyorlar. İlk kez Cumhuriyetçiler parti içindeki aşırı görüşlü Çay Partisi hareketinin rekabetiyle mücadele etmek zorunda. Bunun için de bence Cumhuriyetçi Parti, hükümette bütçe kesintilerini savunmaya devam eder.
Hülya Polat - 2013’te Kongre’den geçerek yürürlüğe giren sağlık reformundaki son durumu da değerlendirelim. Başkan Obama’nın halktan gördüğü destek, sağlık sigortası kaydı yaptırmak için açılan sitedeki aksaklıklar yüzünden zarar gördü. Cumhuriyetçiler, Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner ve Çay Partililer hala eleştirilerini sürdürüyor. Partiler bu durumdan nasıl etkilendi?
Jim Malone - Başkan’ın sağlık reformu uygulamaları çok zayıf kaldı. Bu çok ciddi bir sorun. Örneğin Başkan herkesin mevcut sağlık sigortalarını tutabileceğini, hiç kimsenin kaygı olmayacağını söyledi, oysa uygulama farklı oldu, bu da Başkan’a çok zarar verdi. Ayrıca geçirdiği sağlık yasasına da zararı oldu çünkü zaten birçok Amerikalı’nın kafasında soru işaretleri vardı, bir de sorunlar yaşanınca durum daha da kötüye gitti. Cumhuriyetçiler de son birkaç yıldır eleştirilerini yoğunlaştırmışlardı. Başkan’ın sağlık reformuyla ilgili olarak söylediği bazı şeylerin doğru çıkmaması üzerine Obama’nın saygınlığı, güvenilirliği sorgulanmaya başladı. 2014’te Başkan’ın durumu düzeltmesi, sağlık reformuyla ilgili sorunları gidermesi gerekiyor. Çünkü Cumhuriyetçiler’in reformla ilgili bütün iddiaları doğru çıkmış oldu. Cumhuriyetçiler, halka, “Biz size bunların olacağını birkaç yıldır söylüyorduk” deme fırsatı yakaladı. Bu yüzden 20147’te Başkan’ın politikasının dinamiklerini değiştirmek için ciddi bir çaba göstermesi gerekiyor.
Hülya Polat - Halkın verdiği destek açısından, Başkan Obama Amerikan halkının güvenini yeniden kazanabilir mi? Durumu düzeltebilir mi?
Jim Malone - Bunu tahmin etmek her zaman zor. Bugüne kadar gördüğümüz ikinci dönemindeki başkanlardan George W. Bush örneğin, ikinci döneminde başarılı olamadı. Irak konusu, Katrina Kasırgası gibi sorunları atlatıp toparlanamadı. Buna karşılık Bill Clinton, Beyaz Saray’daki bir stajyerle ilişkisi yüzünden resmen suçlanmasına rağmen durumu toparlamayı, halkın desteğini yeniden kazanmayı başardı. Daha geriye gidersek, eski başkanlardan Ronald Reagan da Kongre’de yaşanan İran Kontra skandalından sonra durumu kendi lehine çevirmeyi başardı. Unutmayın ki Başkan Obama siyasi açıdan çok kutuplaşmaya neden olmuş bir politikacı. Cumhuriyetçiler muhalefetlerini sürdürecektir ancak Başkan obama’nın 2014 Kongre seçimlerinden önce sağlık reformu tartışmalarından yara alan Demokrat Parti tabanını güçlendirmesi şart. Elbette kolay olmayacak ama Başkan Obama’nın da bunu yapması mümkün.
Hülya Polat - Kasım 2014’te yapılacak Kongre seçimlerine kadar Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti kendileri için sorun yaratan konuları aşıp kadar toparlanabilir mi? 2014 seçimlerinden nasıl bir sonuç bekleyebiliriz?
Jim Malone - Başkan’a bu konuda büyük sorumluluk düşüyor çünkü eğer Temsilciler Meclisi’nde Demokratlar’ın sayısı artar ve parti kontrolu Cumhuriyetçiler’den alırsa, Başkan’ın da işi kolaylaşır, istediği yasaları Kongre’den geçirebilir. Sorun şurada. Başkan tarihe karşı mücadele veriyor. Siyasi tarih, ikinci dönem başkanların partilerinin genelde ara seçimlerde başarısız olduğunu gösteriyor. Kamuoyu yoklamaları Cumhuriyetçiler’i biraz önde gösterse de birçok uzmana göre, Kasım 2014 seçimlerinde Kongre’de sayılarda büyük bir değişiklik beklenmiyor. Büyük olasılıkla Temsilciler Meclisi yine Cumhuriyetçiler’in kontrolunda olmaya devam edecek. Cumhuriyetçiler Senato’da da çoğunluğu ele geçirmek için yoğun çaba gösterecektir. Bu olursa, Kongre’nin iki kanadı da Cumhuriyetçiler’e geçer ki o zaman Başkan Obama Kongre’den hiçbir tasarı geçiremez.
Hülya Polat - Cumhuriyetçi Parti’nin son bütçe çekişmesinden ve hükümetin kapatılmasından zarar gördüğü söylenebilir mi? Bu partiyi ne kadar etkiler?
Jim Malone - Zarar gördüler. Birçok kişi bana Cumhuriyetçi Parti adına gölge düştüğünü söyledi. Bu durum, Cumhuriyetçiler’in yalnız Kasım 2014’teki Kongre seçimlerinden değil, 2016’daki başkanlık seçimlerinden alacağı sonucu da etkileyebilir. Parti çok aşırı, çok uzlaşmaz görünmek istemeyecektir. Çünkü 2012’de bundan zarar gördüler ve Başkan Obama’nın ikinci dönem seçilmesi mümkün oldu. Şu an Cumhuriyetçi Parti içinde de hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmayan aşırı muhafazakar Çay Partisi hareketiyle partinin tabanını oluşturan uzlaşma yanlısı partililer arasında ciddi bir mücadele var. Bu mücadele 2014’te de sürecektir. Hatta bence parti içi çekişme 2016’da da devam edecek ve Başkanlık seçimlerinde de etkili olacak.
Hülya Polat - Kongre’nin durumuna da değinelim. Amerikan halkı Kongre’ye güvenini kaybetmiş durumda. Kamuoyu yoklamaları bugüne kadarki en düşük destek oranını gösteriyor. 2014’te Kongre yeniden halkın güvenini kazanabilir mi?
Jim Malone - Son bütçe anlaşması, aslında dünya standartlarına göre çok önemli sayılmasa da yeni bir sürece girildiğinin, Kongre’de yeterli sayıda uzlaşma yanlısı mantıklı milletvekili ve senatör bulunduğunun göstergesi sayılabilir. Bu kuşkusuz Kongre’ye duyulan güveni bir ölçüde arttırabilir. Ancak destek oranı uzun zamandır o kadar düşük ki ki iki parti de durumu düzeltmek zorunda. Partiler de bunun farkında. Çünkü seçim yılında seçmenleri kızdırmaya devam etmek akıllıca olmaz. Konuştuğum birçok uzman, sayılarda bir değişiklik beklemiyor. Ancak Amerikan politikasıyla ilgili tahmin yapmak son yıllarda çok zorlaştı, bu da bir gerçek.
Hülya Polat - Dünya Amerika’yı ve Başkan Obama’yı yakından izliyor. Başkan Obama tüm dünyada çok popüler. Kongre’de ve Kongre’yle Başkan Obama arasında yaşanan son partizan bütçe kavgaları, Amerika’nın ve Başkan’ın ülke dışındaki imajına zarar verdi mi?
Jim Malone - Elbette verdi. Amerika’da sistem ne zaman çalışmaz hale gelse, bu tür sorunlar yaşansa dünya yakından izliyor. Buradaki sorunlar Amerika’ya duyulan güvene sadece siyasi değil, ekonomik açıdan da zarar veriyor ve ekonomik sıkıntılar da küresel ekonomiyi etkiliyor. Ancak Başkan Obama’yı Nelson Mandela için düzenlenen anma töreninde gördük, siyasi bir rock yıldızı gibiydi. Hala dünyada çok seviliyor. Ancak yine de bir hayalkırıklığı yaşandığını söylemek mümkün. Guantanamo gibi konularda verdiği sözleri yerine getirmemesi bu hayal kırıklığına katkıda bulundu. Bu yüzden Başkan’ın önümüzdeki birkaç yıl içinde dünyada imajını güçlendirmek için çok çalışması gerekiyor.