ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, harcama öncelikleri ve İsrail politikası konusunda Cumhuriyetçiler’le derin görüş ayrılıklarının yaşandığı bir ortamda, Başkan Joe Biden'ın 64 milyar dolarlık Dışişleri Bakanlığı bütçe talebini bu hafta Kongre’deki dört oturumda savunacak.
Blinken Demokratlar’ın kontrolündeki Senato'da Dış İlişkiler Komisyonu’nda ifade verdi. Komisyon üyelerinin açış konuşmalarından sonra söz verilen Blinken’ın açıklamaları, daha ilk saniyelerden başlayarak ilk 5 dakika boyunca protestolarla kesildi.
Gazze’de 6 yaşında ölen Hind Rajab’ı hatırlatan bir protestocu Blinken’a “Gazze kasabı olarak hatırlanacaksınız. Masum Filistinli sivilleri öldürmekle hatırlanacaksınız” diye bağırdı.
Diğer eylemciler de “Savaş suçlususunuz”, “Kendinizden utanın”, “Elinizde 40 bin kişinin kanı var” diyerek Blinken’a seslendi.
Protestocular, Kongre polisi tarafından oturumdan zorla çıkarıldı.
Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Senatör Ben Cardin, protestolara müsamaha gösterilmeyeceğini, gerekirse her protestocunun oturumdan çıkarılacağı uyarısında bulundu.
Blinken konuşmasında yönetimin 7 Ekim’de yaşananların bir daha yaşanmamasını sağlama çabalarında ABD'nin İsrail'in yanında olduğunu söyledi; “Gazze'de yaşanan insani çileye son vermek ve çatışmanın yayılmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” dedi.
Ancak Blinken, İsrail güçlerinin Gazze'nin güneyindeki Refah'a herhangi büyük bir askeri operasyon ve bunun bölgedeki sivil nüfus üzerinde yaratacağı etki konusunda ABD’nin endişelerinin devam ettiğini kaydetti.
“UCM Başsavcısı’nın talebi ateşkes olasılığını zorlaştırıyor”
Rehinelerin serbest bırakılması karşılığında İsrail ile Hamas arasında Katar ve Mısır arabuluculuğundaki geçici ateşkes görüşmelerinde bir sonuca her gün daha da yaklaştıklarını söyleyen Blinken, “Bence hala bir olasılık var. Ancak bir dizi olay bu ihtimali azaltıyor” dedi.
Blinken, bu süreçte Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı’nın İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile üç Hamas lideri hakkında savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten tutuklama emri talep etmesinin böyle bir anlaşmaya varma ihtimalini zorlaştırdığını kaydetti.
Başsavcının açıklamasında “Hamas ile İsrail liderliği arasında ima edilen utanç verici eşdeğerliği” pek çok açıdan tamamen yanlış bulduğunu söyleyen Blinken, bu talebe uygun bir yanıt için Kongre ile birlikte çalışmak istediklerini kaydetti.
Senatör Ben Cardin de mahkemeyi eleştirerek, “Bunu yanlış yönde atılmış bir adım olarak görüyorum” dedi.
Bununla birlikte ABD Dışişleri Bakanı, UCM'nin hamlesine verilecek yanıtın neleri içerebileceğini paylaşmadı.
Başkan Joe Biden, 7 Ekim'de İsrail'e saldıran Hamas ile o tarihten bu yana Gazze'de askeri harekat yürüten İsrail'i bir tuttuğu için ICC’nin hamlesini “çirkin” olarak nitelendirdi.
Ancak Biden yönetimi, bir önceki başkan Donald Trump'ın mahkemenin bir önceki savcısına karşı attığı bir adım olan UCM’ye karşı yaptırım konusunu gündeme getirmedi.
Trump yönetimi 2020’de, mahkemenin Afganistan'da ABD dahil tüm taraflarca işlenen savaş suçlarına ilişkin soruşturma açma kararına karşılık olarak yaptırım ve vize kısıtlamalarını devreye sokmuştu.
Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham da Aghanistan soruşturmasını hatırlatarak, “Eğer bunu İsrail'e yapacaklarsa, sırada neresi var?” dedi.
Graham, “Burada günün sonunda olmasını umduğum şey, sadece İsrail'deki dostlarımıza yardım etmek için değil, zaman içinde kendimizi de korumak için UCM'ye bu rezaletten dolayı yaptırım uygulamamızdır” diye konuştu
Blinken'ın önünde üç oturum daha var
ABD Dışişleri Bakanı bugün öğleden sonra da Tahsisatlar Komisyonu’nun diplomatik ve dış yardım harcamalarını denetleyen alt komitesinde ifade verdi.
Blinken alt komitedeki açıklamalarında, savaş sonrası Gazze'de güvenliğin sağlanmasında ihtiyaç duyulması halinde bir dizi ülkenin “en azından geçici olarak” etkili bir rol oynayabileceğini söyledi.
Biden'ın bu ayın başlarında İsrail'e yapılacak bir bomba sevkiyatını erteleyeceğini ve İsrail güçlerinin Gazze'nin güneyinde Refah'a büyük bir saldırı başlatması halinde diğer silahların transferini durdurmayı düşündüğünü söylemesinin ardından, oturumların İsrail politikasına odaklanması kaçınılmaz görülüyordu.
Bu gelişmeler, Netanyahu hükümetine milyarlarca dolarlık ABD askeri yardımına rağmen, Cumhuriyetçiler’in tepkisine yol açmıştı. Bazı Cumhuriyetçiler, Biden'ı İsrail'i terk etmekle suçlamıştı.
Blinken ve Savunma Bakanı Lloyd Austin 31 Ekim'de Senato'da Biden'ın Ukrayna ve İsrail için güvenlik yardımı talebiyle ilgili ifade verirken oturumda protesto düzenlenmişti.
Protestocular ellerini kırmızıya boyayarak, “İsrail için daha fazla paraya hayır”, “Derhal ateşkes”, “Gazze’nin çocuklarını koruyun” sloganları atmıştı.
O tarihten bu yana Gazze ile ilgili protestolar, düzinelerce tutuklamanın yaşandığı üniversite kampüsleri dahil ABD genelinde yoğunlaştı.
İsrail, Ukrayna, Tayvan ve insani ihtiyaçlar için kapsamlı dış yardım paketi, Washington'un Rus işgalcilerle savaşan Kiev'e gönderdiği milyarlarca dolarlık yardımdan memnun olmayan Cumhuriyetçiler tarafından aylarca oyalandıktan sonra nihayet Nisan ayında Kongre'den geçti.
Paket, Demokratlar’ın çoğunluğu desteklediği için Temsilciler Meclisi'nden geçebildi. Washington'un Ukrayna'ya daha ne kadar yardım yapması gerektiği konusunda ise partiler arasında görüş ayrılıkları sürüyor.
Reuters ve AFP haber ajanslarından yararlanılmıştır.
Forum