Birleşmiş Milletler Mülteciler Dairesi, tüm hükümetlere Libya’dan kaçan kişiler için sığınma hakkı tanımaları çağrısında bulundu. Daire, özellikle çatışan tarafların arasında kalan siviller ve mültecilerin yaşadığı tehlikelerden büyük kaygı duyduğunu açıkladı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Dairesi sözcüsü Melissa Fleming, şu an için Libya’daki mülteci topluluğuyla bir temasları olmadığını söyledi. Ancak sözcü Trablus’taki görevlilerinden ve diğer kaynaklardan son derece kaygı verici haberler aldıklarını belirtti.
Sözcü Fleming, bir gazetecinin kendilerine Trablus’ta paralı asker oldukları şüphesiyle Somalililerin peşine düşüldüğünü, bu kişilerin korkudan aç kalma pahasına evlerinden çıkamadıklarını söylediğini açıkladı.
BM Mülteciler Dairesi’ne göre Libya’da Filistin, Sudan, Irak, Eritre , Somali ve Çad’dan gelen 8 bin kayıtlı mülteci var. Buna ek olarak üç bin kişi de sığınma hakkı bekliyor.
Daire sözcüsü Fleming bu mültecilerin yanı sıra birçok Libyalı sivilin de çatışmalar nedeniyle ülkeden kaçmalarının beklendiğini söyledi. Fleming, komşu ülkeleri ve uluslararası topluluğu bu kişileri geri çevirmemeye, insanca muamele etmeye çağırdı.
Libya’daki olayların son derece şiddet dolu olduğunu vurgulayan Fleming, bu kişilerin ülkeden kaçmakta haklı olduklarını ve güvenli bir yer aradıklarını söyledi.
Öte yandan BM İnsan Hakları Bürosu Başkanı Navi Pillay, Libya hükümetinin işlediği ağır insan hakları ihlallerine hemen son verilmesi çağrısında bulundu. Büro sözcüsü Ravine Shamdasani, Libya’daki gösterilerin şiddetle bastırılması konusunda uluslararası bağımsız soruşturma açılmasını istediklerini söyledi.
Büronun göstericilere karşı makineli tüfek, keskin nişancılar ve askeri uçaklar kullanıldığı yolunda haber aldığını belirten sözcü, uluslararası hukuku ihlal eden bu tür iddiaların mutlaka soruşturulması gerektiğini bildirdi. Sözcü, sivil halka yönelik sistematik ve yaygın saldırıların insanlığa karşı işlenmiş suç sayılacağını vurguladı.
BM İnsan Hakları Bürosu, geçen hafta Libya’da gösterilerin başlamasından buyana 250 kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı yolunda haberler aldıklarını ancak gerçek rakamın daha yüksek olabileceğini bildiriyor.
BM yetkilileri, birçok gazeteci ve insan hakları eylemcisinin tutuklandığını ancak bunların hayatta olup olmadıkları konusunda bir bilgileri olmadığını söylüyor.