Erişilebilirlik

Tutuklu 2 Boğaziçili Öğrenci Tahliye Edildi


Boğaziçi Üniversitesi’ndeki rektör protestosu kapsamında 30 Ocak’ta açılan bir sergide yer alan Kâbe görselinde LGBTİ+ bayrağı kullanıldığı gerekçesiyle tutuklanan üniversite öğrencileri Doğu Demirtaş ve Selahattin Can Uğuzeş bugün tahliye edildi.

İkinci duruşma 5 Temmuz'da yapılacak.

Demirtaş ve Uğuzeş ile birlikte ev hapsinde bulunan diğer beş öğrenci hakkında‘’halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’’ suçlamasıyla bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Tutuklu 2 Boğaziçili Öğrenci Tahliye Edildi
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:07:19 0:00

Mahkeme iddianamenin reddedilmesi talebini reddetti

İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, duruşmanın başında “İçeriği itibarıyla sergi ve sergideki eser, toplumda tepkiyle karşılanmamış ve söz konusu içerikler kamuoyunda bir tehlike arz etmemiştir. Bu nedenle sergi ve eserler, ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir ve iddianamede belirtilen suçların unsurları da oluşmamıştır’’ diyerek iddianamenin reddini isteyen avukat Levent Pişkin’in talebini reddetti.

Mahkeme daha sonra tutuklu öğrencilerden başlayarak savunmaları almaya başladı.

Öğrenciler haklarındaki suçlamaları reddetti

Doğu Demirtaş, iddianameye konu olan çalışmanın anonim bir eser olduğunu, hiçbir kesimi ya da kişiyi aşağılamadığını, kin ve nefrete sevk etmediğini ve eserlerin sergi organizasyonuna posta ve e-posta yoluyla iletildiğini veya kapıya bırakıldığını söyledi. Demirtaş, ‘‘Eseri güvenlik görevlilerinin astığında dair görüntüler var’’ dedi.

Resmin asıldığını hatırlamadığını belirten Selahattin Uğuzeş ise halkın herhangi bir kesimine hakaret etmek gibi bir amacı olmadığını, polislerin kendisini aradığını öğrendikten sonra karakola giderek verdiği ifadede resmin asılmasından sorumlu olmadığı için hakkında düzenlenen tutanağı imzalamadığını söyledi.

Ev hapsinde bulunan öğrencilerden Sena Nur Baş ise eserlerin sergilenmesinde bir kasıt olmadığını ifade etti.

Baş, ‘‘İçinde bulunduğumuz durumu sanat yoluyla ifade etmekti amacımız. Sergi kapsamında pek çok sorumluluğumuz vardı ama genç ve deneyimsizdik. Birlikte bir şeyler yapmaya çalıştık. Bu eserler çeşitli yollarla bize yollandı. Bir aydır ayağımdaki kelepçe ile yaşıyorum. Çalışmama rağmen işe gidemedim, oturduğum evin kirasını ödeyemedim. Bizleri hedef gösteren Yeni Şafak'ın haberinde üzerinde tepindiğimiz söyleniyor. İnsanları asıl halkı kin ve düşmanlığa sevk edenler onlar’’ diye konuştu.

Duruşma öncesi kısa süreli gerilim

Duruşma öncesinde ise Çağlayan’da İstanbul Adalet Sarayı önünde polisle tutuklu öğrenciler arasında gerilim yaşandı.

Adalet sarayı önündeki meydanı bariyerlerle kapatan İstanbul polisi, pandemiyi gerekçe göstererek öğrencilerin basın açıklaması yapmasına izin vermedi.

Bunun üzerine duruşmayı izlemek üzere Çağlayan’a gelen CHP TBMM Grup Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul milletvekili Ali Şeker, bağımsız milletvekili Ahmet Şık ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu önce polisle ardından İstanbul Valiliği ile görüşmeler gerçekleştirdi.

Görüşmeler sonrası öğrencilere çok dar bir alanda basın açıklaması yapmaları için izin verildi.

‘‘Yüreğimiz yetiyor, tüm kayyımları gönderene, tüm arkadaşlarımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz’’

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri adına okunan açıklamada tutuklamaların haksız, rektör protestolarının meşru olduğunun altı çizildi.

‘‘Bu tutuklamalar hukuksuzdur, arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Mücadelemiz her türlü baskı girişimine rağmen devam ediyor. Cumhurbaşkanı'na ‘Yüreğimiz yetiyor’ demiştik. Bizi size koşulsuz itaat edenlerle karıştırmayın. Bugün o mektupta dediklerimizi aynen tekrarlıyoruz. Size kulluk etmiyoruz. Hukuksuz olarak tutukladığınız her arkadaşımızı alacağız. Demokratik hak ve özgürlükleri gasp edilenlerin yanındayız. Bu köhne düzenin sonuna kadar karşıyız. Tüm kayyımları gönderene, tüm arkadaşlarımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Yüreğimiz yetiyor.’’

Boğaziçi direnişi sırasında gözaltına alınan ve tutuklanan bütün arkadaşlarının serbest bırakılması talep eden öğrenciler, üniversite kurulları tarafından seçilmeyen tüm rektörlerin istifa etmesini, LGBTİ+ bireylere dönük nefretin son bulmasını, polisin Boğaziçi Üniversitesi kampüsünden çıkmasını da istedi.

Gambetti: ‘‘Türkiye genelinde olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesi'nde de zor ve baskıcı yöntemler meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır’’

53 gündür rektörlüğe sırtlarını dönerek bu atamayı protesto eden Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğretim elemanlarının hazırladığı açıklamayı okuyan Doçent Zeynep Gambetti de eleştiri ve protestonun hak olduğunu ve akademisyenlerin öğrencilerin yanında olduğunu belirtti.

Gambetti, ‘‘Kamuoyuna öğrencilerimizin yanında olduğumuzu bir defa daha ilan etmek isteriz. Boğaziçi Üniversitesi hocaları olarak 4 Ocak’tan beri ‘Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz’ diyoruz. Dayanağımız özgürlükçü ve katılımcı geleneğimizi açıklayan Boğaziçi Üniversitesi Temel İlkeleridir. Yeni rektörlük, YÖK ve bağlı olduğu siyaset anlayışı ise, üniversitemizin evrensel, çoğulcu ve demokratik ilkelerini geçersiz kılmayı hedeflemektedir. Ortada bir asayiş sorunu yoktur. Üniversite bileşenlerinin, birlikte veya ayrı, Boğaziçi Üniversitesi’ne uygulanan politikaları eleştirme hakları anayasa ile güvence altına alınmıştır. Öğrencilerimiz topluma suçlu ve zanlı olarak gösterilmektedir. Bu şekilde Türkiye genelinde olduğu gibi Boğaziçi Üniversitesi'nde de zor ve baskıcı yöntemler meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Öğrencilerimizin derhal serbest bırakılmasını ve yarın başlayan yeni öğrenim dönemine daha fazla vakit kaybetmeden başlamalarını talep ediyoruz’’ dedi.

STÜDYO VOA

Adams soruşturmasında sorgulanacak yeni Türk işadamları var mı? – 30 Eylül
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG