Rumeysa Çamdereli, İstanbul’da beş yıldızlı otellerin gölgesi altında iftar yemeği hazırlıklarına yardım etti. İftar yemeği ücretsiz verildi. Her hafta düzenlenen bu etkinlik, aslında her Ramazan artan, daha da göze batan gösterişçiliği protesto amacı taşıyordu. “Ramazan yoksulları, aç kalabileceğimizi hatırlatan bir ay. Yoksullara yardım etmeliyiz,” diyen Rumeysa, bu eylemin lüks otellerde iftar yemekleri düzenleyenleri protesto etmeyi amaçladığını söyledi.
Burada sunulan çorba, peynir ve hurmadan oluşan basit yemek, çevredeki lüks otellerde 100 doların üzerinde sunulan iftar yemekleriyle büyük çelişki oluşturdu. Son on yılda rekor düzeyde ekonomik büyüme yaşayan Türkiye’de iftarların artık lüks otellerde düzenlenmesi yaygın hale geldi. Bazı hükümet üyeleri ve politikacılar da bu savurgan iftar davetlerine rağbet ediyor.
Ancak protestoculardan gerekli mesajı alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu iftar partilerini sert dille eleştirdi. AK Parti “yoksulun partisi” olduğunu savunsa da, dokuz yıllık iktidarı süresince rekor büyüme sağlayan Türkiye’de yüzde 18’lik yoksul oranında fazla değişiklik olmadı.
Bir İstanbullu, insanlar yiyecek bulamazken, asgari ücrete eşdeğer 600 liranın bir çırpıda iftar yemeğine harcandığını söyledi. “Buna iftar denmez,” diyen İstanbullu gerçek orucun herkesin eşit koşullarda tutacağı ve herkesin birbirini anlayacağı zaman kabul göreceğini belirtiyor. Bu kişi için lüks otel ve restoranlardaki iftarlar israftan başka bir şey değil.
Rumeysa ise Ramazan boyunca düzenledikleri iftar protestolarının amacının halkı bölmeyi değil, aksine farklı kesimler arasında köprü kurmak olduğunu söyledi. “Müslüman olsun olmasın, Türk veya Kürt, herkes birlikte yemek yiyiyor, yemeklerini paylaşıyor,” diyen Rumeysa bunun herkese mutluluk ve barış getireceğini savunuyor.
AK Parti yönetimi iktidarı süresince yakaladığı ekonomik başarıdan memnun, ama bu başarı aynı zamanda zenginle yoksul arasındaki uçurumu da arttırmış durumda. Hükümete düşen en zor işse bu uçurumu kapatmak olacak.