7 Haziran sonrasında koalisyon hükümeti kurulamamasıyla birlikte 1 Kasım Genel Seçimleri’ne terör gölgesinde gergin bir atmosferde gidilirken, CHP seçim bildirgesini açıklayan ilk siyasi parti oldu. CHP, 7 Haziran için olduğu gibi asgari ücreti 1500 liraya yükseltmek ve benzeri ekonomik vaatlere ağırlık verdiği seçim beyannamesiyle gençleri hedef kitlesine koydu.
CHP, Ankara’da ATO Kongre Merkezi’nde düzenlediği tanıtım toplantısında,“Önce İnsan, Önce Birlik, Önce Türkiye” sloganıyla yeni seçim bildirgesini kamuoyuyla paylaştı. CHP, 19 Nisan günü “Yaşanacak Bir Türkiye” başlığıyla açıkladığı seçim bildirgesiyle 7 Haziran seçimlerinde ekonomi odaklı vaatlerini ön plana çıkarmıştı. O dönemde en hızlı bildirge açıklayan siyasi parti olan CHP, yine baraj üstü siyasi partilerden kamuoyuna vaatlerini sıralayan ilk parti olarak dikkat çekti. Bu durumu vurgulayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da, kendi beyannamelerindeki vaatlere “Kaynak nerede?” gibi tepkiler verdikten sonra asgari ücret artışı, emeklilere çifte ikramiye gibi ekonomik vaatlerin diğer siyasi partilerce kopya çekildiğini söyledi.
Toplantı sırasında şehitler nedeniyle seçim müziklerini çalmama kararı alan CHP, 1 Kasım Seçim Bildirgesi gençlere ithaf edildi. Kılıçdaroğlu’nun sunuş konuşmasını dinlemeleri için sahnede gençlere özel oturma yerleri ayrıldığı da görüldü. Sözlerine gençlere hitaben başlayan Kılıçdaroğlu da, seçim bildirgesinde umut ve gençler olarak gördükleri gençleri temel aldıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gençler bugünün de ortaklarıdır. Onlara sus, demeyeceğiz. Önce sen konuş, diyeceğiz. Söz vereceğiz onlara. Baskıya karşı direnen, söz konusu vatansa gerisi teferruattır, diyen gençlere adıyoruz seçim bildirgesini. Ali İsmail'lere, Özgecan'lara adıyoruz seçim bildirgesini. Merdiven altı atölyelerde karın tokluğuyla çalışan on binlerce gence adıyoruz seçim bildirgesini. Taşeron işçisi olarak çalışan gençlere adıyoruz seçim bildirgesini. Çöpten kağıt toplayarak ailesinin geçimini sağlayan, Soma'da, Ermenek'te, yerin yüzlerce metre altında yaşamını yitiren genç maden işçilerine adıyoruz seçim bildirgesini. Teröre kurban verdiğimiz gencecik fidanlarımıza adıyoruz bu seçim bildirgesini. İşsiz gençlerimize adıyoruz seçim bildirgesini. TOMA'lara, biber gazlarına karşın, polis barikatlarının önünde, elinde gülle, karanfille bekleyen, kitap okuyan, yarattığı mizahla bir diktatöre diz çöktüren gençlere adıyoruz bu seçim bildirgesini.”
Türkiye’de 6 milyon 62 bin üniversite öğrencisi bulunduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, öğrencilik döneminde devletten kredi alanlara geri ödemelerinde kolaylıklar sağlanacağı, YÖK’ün tümüyle kaldırılacağı gibi vaadlerini anlattı. Gençlerden ise sadece tek bir şey istediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu,“Siyasete ilgi gösterin. Siyaseti dinozorlardan temizleyin. Siyasette aktif olarak yer alın. Yüzde 10 gençlik kotası oranı az diyorsanız gelin kurultaya değiştirin ben arkanızda duracağım” sözleriyle CHP içerisinde gerçekleştirilebilecek vaadini de açıklamış oldu.
Ekonomi ağırlıklı seçim bildirgesindeki vaatlerine geçtiğinde, işsizlik sorununu gençler üzerinden anlatan Kılıçdaroğlu, “Genç erkeklerde işsizlik oranı, yüzde 18.9, genç kadınlarda işsizlik oranı yüzde 22.6. Taşeron işçilerden yüzde 80’i gençler” diyerek çözüm adresini CHP olarak ilan ettiklerini vurguladı. “Sözümün kapı gibi arkasındayım. Taşeron işçilerinin tamamı kadro alacak. Tamamının sosyal güvenliği olacak. Tamamı sendikal hakka kavuşacak” diyen Kılıçdaroğlu, 800 bin taşeron işçiden oy istedi.
7 Haziran öncesinde CHP’nin en ilgi çeken vaatlerinden birisi olan emeklilere yılda iki kez ikramiye vaadini tekrarlayan Kılıçdaroğlu, “Koalisyon kurulmuş olsaydı geçen Kurban Bayramı’nda emeklilerimiz ilk ikramiyelerini alacaktı” vurgusu da dikkat çekti. Kılıçdaroğlu asgari ücreti 1500 Türk Lirası olarak hayata geçirecekleri sözünü de yineledi.
Gençler üzerinden ifade ettiği ancak her yaştaki futbolseverleri yakından ilgilendiren bir vaadi ise “Pasoligi kaldıracağım” olan Kılıçdaroğlu, lise çağındaki gençler için de LiseKart uygulamasıyla üniversiteye hazırlandığı son sınıfta tüm eğitim harcamalarını karşılamayı vaad etti.
‘Türkiye’nin 5 temel soruna çözüm’ iddiası
CHP, “Önce Türkiye” başlığını taşıyan 227 sayfalık seçim bildirgesinde ekonomik vaatleri ağırlıklı yer tutmakla birlikte 5 ana konu çerçevesinde çözüm önerilerini sıraladı. Bu çerçevede Türkiye’nin 5 temel sorunu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Nedir o beş temel sorun? Bir, Türkiye’de demokrasinin hukukun üstünlüğü. İki, ekonomi. 13 yılda buraya getirdiler. Üç, dış politika. Dört, eğitim, ve beş toplumsal barışımız yani Kürt sorunu. Şimdi buradan diğer siyasetçilere sormak istiyorum. Bizim dışımızda, Türkiye’nin beş temel sorununu dillendiren başka bir siyasi parti var mı?” diye sordu.
Kılıçdaroğlu’nun da açıkladığı üzere CHP, siyasi vaatler açısından seçim barajını kaldırma, TBMM’de Kesin Hesap Komisyonu kurulmasını, siyasi ahlak yasasını çıkarma, basın özgürlüğünü hayata geçirmeyi ilk 100 gün içerisinde gerçekleştirme sözü verdi.
‘Teröre karşı ortak tavır takınılmalı, korkmayacaklar’
Sunuş konuşmasında siyasi vaatler açısından Türkiye’nin beş temel sorunlarından birisi olarak anlattığı Kürt Sorunu’nun da çözebilecek siyasi partiyi CHP olarak tanıtan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Soru bir, Kürt sorunu güvenlik politikalarıyla çözülür mü? Hepimiz biliyor ki çözülmez, 30 yıllık tecrübe bunu gösterdi. Soru iki, siyasal partilerin ilk duruşları ne olmalıdır? İlk duruşları, bütün siyasi partilerin teröre karşı ortak tavır takınmalarıdır. Ama, fakat, lakin olmayacak. Biz teröre, terör örgütüne de karşıyız diyecekler, korkmayacaklar. Üç, Kürt sorununu nasıl çözeceğiz? Toplumsal uzlaşmayla çözeceğiz. Birlikte çözeceğiz. Dört, toplumsal uzlaşmanın merkezi neresi olacak? Onun merkezi TBMM’dir. Soru beş, bu temel sorunu çözmek için siyasi partiler hangi ilkelerden hareketle yola çıkmalı? Onu da söyledim, samimi ve dürüst olacaksınız. Gizli kişisel bir ajandanız olmayacak. Halka hesabını veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz, muhalefete ve topluma bilgi vereceksiniz. Birilerinin gizli ajandası vardı, birilerinin halka hesabı veremeyeceği yükümlülüklerin altına girdiklerini biliyoruz. Tutanakları açıklayamıyorlar. Bu sorunu çözmeye talibiz, bu sorunu CHP dışında hiçbir parti de çözemez, açık ve net söylüyorum.”
Bu noktada, 7 Haziran’dan farklı olarak bir vaadini de ilk kez açıkladı Kılıçdaroğlu ve Başbakanlık’a bağlı Şehit Yakınları ve Gaziler Kurulu gibi bir yapı kuracaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bugün müziğimiz yoktu, şehitlerimiz olduğu için. Şehidin olduğu her eve ateş düşüyor. Anneler ağlıyor. Düne kadar ne söylüyorlardı, bugünkü tablo ne? Ben şehit yakınları ve gazilerle zaman zaman bir araya geliyorum. Hep şikayet ediyorlar, bir protezi almak için ne tür zorluklarla karşılaştıklarını bana anlatıyorlar. O gazi kardeşlerime sesleniyorum. CHP iktidarında milletvekillerinin sağlık hakları neyse aynı hakları size de tanıyacağız. Hatta mümkün olsa daha ilerisini sağlamak zorundayız. Bu ülke için canını bedenini veren insandan ne fedakarlık bekliyoruz? Her şeyden tasarruf edilir, gazinin taleplerinden, şehit yakınlarının taleplerinden tasarruf edilmez. Hepimizin onlara minnet borcu var” dedi.
Türkiye’nin son dönemde yaşadıklarını özetlerken ‘Koalisyon Hükümeti’ kurulamamasında sorumlulukta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı işaret ettiğini görülen Kılıçdaroğlu’nun, “Toplumun önüne acı, gözyaşı, kan şantaj olarak konulmuştur” ifadesini göze çarptı. MHP’ye de seslenen Kılıçdaroğlu, her şeye ‘hayır’ denilerek siyaset yapılamayacağını söyledi.
Dersim, Roboski, Nevroz
Yazılı seçim bildirgesine siyasi vaatler açısından bakıldığında Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’nda değişiklikler, Türkçe her kademede eğitim-öğretim dili iken ana dil öğrenmeyi engellememek, ana dile kamu desteği sağlamak, faili meçhul cinayetlerinde zaman aşımını kaldırmak gibi sözler dikkat çekti. Bunun yanı sıra Erdoğan başta olmak üzere AKP’nin sıkça CHP’yi suçladığı Dersim Katliamı ile ilgili de bir vaat göze çarptı. Bildirgede, “Dersim olaylarının araştırılması için Dersim arşivlerini, TBMM’de toplayarak araştırmacıların incelenmesini ve gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacağız” denildi.
Dersim yanı sıra Şırnak’ın Uludere ilçesinde yaşanan askeri uçakla yapılan bombalama sonucunda sivil ölümleri olayından Kürtçe olarak Roboski olarak bahsedildiği görüldü. Roboski Katliamı’ndaki suçlular tespit edilerek yargılama sözü veren CHP, 21 Mart’ın da Nevroz Bayramı olarak resmi tatil ilan edileceğini kaydetti.
AKP gözüyle CHP Seçim Bildirgesi: Koalisyon kurulabilir.
CHP’nin ekonomi ağırlıklı vaadlerini koruduğu ve teröre karşı mesajlar verdiği seçim bildirgesini tanıtım toplantısında izleyenler arasında AKP’ye yakınlığıyla bilinen gazeteci-yazarlar da vardı. O isimlerden birisi de 7 Haziran Genel Seçimleri’nde AKP’nin İstanbul 3.bölge 14. sıra milletvekili adayı olan Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür idi. 1 Kasım Genel Seçimleri’nde AKP’nin yeniden milletvekili adayı göstermediği Övür, CHP’nin seçim bildirgesine ilişkin Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulundu.
CHP’nin 7 Haziran öncesinde başlayan değişim havası ve kendine güven yaklaşımı olduğunu söyleyen Mahmut Övür, yine de Türkiye’nin temel meseleleri dediği 5 konuya nasıl somut çözüm getireceğine ilişkin CHP’nin geçmişteki gibi olduğunu iddia etti. “Burada zayıflık gördüm, eksiklikler var” diyen Övür, neler yapılacağına ilişkin bildirgeyi tatmin edici bulmadığını ifade etti.
Eğer 1 Kasım Genel Seçimleri sonucunda da koalisyon hükümeti kurulması zorunluluğu tablosu çıkarsa ne olabileceğini de yorumlayan Övür, 7 Haziran sonrasında AKP ile CHP arasındaki görüşmeleri de genel siyaset açısından şans olarak gördüğünü söyledi. Seçim bildirgesinde ve Kılıçdaroğlu’nun bugünkü konuşmasında iktidara eleştiriler olmasının doğal olduğunu da kaydeden Övür, “Buradaki havaya da baktığım zaman CHP ile AK Parti arasında rahatlıkla koalisyon kurulabilir. Hem toplumsal uzlaşmayı sağlamak hem de siyaseten koalisyon hükümetini sürdürmek açısından CHP’nin yaklaşımının ön açıcı olduğunu düşünüyorum” dedi.