7 Haziran Genel Seçimleri’nden bugüne AKP’nin tek başına hükümet kuramadığı sandık sonuçları itibarıyla ‘koasliyon’ tartışmalarının ardından 1 Kasım Pazar sandığa cumhuriyet tarihinde ilk kez Seçim Hükümeti modeliye gidilmesi kesinlik kazandı. Seçim Hükümeti’nin HDP’nin üç isim ile yer alması parti kararıyla kesinleşmiş ve CHP ile MHP dışarıda kalma tutumunu ilan etmişti. Ancak MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş sürpriz şekilde bakanlığı kabul etti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun görevi almasının ardından CHP, MHP ve HDP’den kendi seçtiği isimlere bakanlık teklifi mektuplarını göndermesiyle birlikte sürpriz gelişmeler yaşandı.
Davutoğlu, Salı günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 1,5 saatlik görüşmede bu sefer de ‘Seçim Hükümeti’ni kurmakla görevlendirildi. Sonrasında AKP Genel Merkezi yerine Başbakanlık’ta açıklama yaptı ve artık ortada koalisyon arayışı olmadığını, ülkeyi seçime götürmek üzere Başbakanlık edeceğini anımsattı. "Bizden gayriahlaki bir tavır olmaz" diyen Davutoğlu, diğer siyasi partilerce itiraz edilmesine karşın parti gruplarına değil doğrudan milletvekillerine bakanlık teklifi yapılacağını ise özetle şöyle anlattı:
"Hiçbir şeklide herhangi bir partinin içişlerine müdahale etmeyiz. böyle ayak oyunlarına kurnazlıklara itibar etmeyeceğimizi herkes bilmelidir. Benim görevi yürütmem nasıl anayasal bir görevse görev tevdi edilen milletvekillerinin bu görevi yerine getirilmesi de anayasal bir sorumluluktur. Kapıları kapatmakla ülke yönetilemez. Biz, diğer partiler gibi AK Parti şunu demiş olsaydı, ne olacaktı Türkiye'nin hali? Ülke sorumluluğunu üstlenme bağlamında geri durduklarında bu kadar ciddi terörle mücadele söz konusuyken, küresel ekonomide ciddi dalgalanmalar söz konusuyken, hükümet etme sorumluluğundan kaçınmanın izah edilir yanı yoktur. Beraberce onun için de Anayasa çok açık bir şeklide şunu söylüyor. Diyor ki görevi devraldıktan sonra, erken seçim kararı alındıktan sonra TBMM Başkanı partilerin temsil oranlarına göre Bakanlıkların sayısını tespit eder ve atanan Başbakan buna göre partililere, parti gruplarına değil, görev teklifinde bulunur. Parti gruplarıyla olsaydı zaten koalisyon görüşmelerinde başarı sağlanırdı. Herhangi bir tıkanma olmaması için Siyasi Partiler Kanunu'nun 28. maddesinde açık bir şekilde Bakanlar Murulu'na katılacak üyeler konusunda... Şimdi bir zaruretle karşı karşıyayız, bu benim istediğim bir durum değil ama ülke yönetmek söz konusu olduğunda bir saniye dahi yönetim boşluğu oluşturmamak için milletimize verdiğimiz taahhüt var. Kim ne derse desin bu çizgiden sapmaya izin vermeyeceğiz."
Ancak AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları diğer siyasi partileri ikna etmedi. CHP, MHP ve HDP cephelerinden siyasi partileri Seçim Hükümeti’nde temsil edecek isimlerin belirlenmesinde her siyasi partide kendi yönetimince karar verilmesi gerektiği yönünde tepkiler geldi.
CHP, AKP’yi Saray ile suçladı
CHP Sözcüsü Haluk Koç, düzenlediği basın toplantısında, “Biz önce Türkiye dedik, siz önce saray dediniz” diyerek Davutoğlu ve AKP’nin koalisyon ortaklığında uzlaşmaya yanaşmadığını ve Erdoğan’ın yönetiminde yeniden seçim istediğini vurguladı. “Türkiye tarihinde ilk kez hükümet kurulamadığı için bir seçimden sonra yeni bir seçime gidiyor” diyen Koç, Erdoğan’ın ayrıca teamüllere aykırı olarak 45 günlük süre sona ermeden ikinci parti olarak Kemal Kılıçdaroğlu’na hükümeti kurma görevi vermediğini de anımsattı. Erdoğan’ın anayasal hak gaspı gerçekleştirdiğini söyleyen Koç, seçim sonuçlarını gasp etme anlayışı olduğunu da savunurken, Seçim Hükümeti yerine koalisyon kurulması şansı varken, Davutoğlu’nun çark ettiğini kaydetti.
Bahçeli davaya ihanet dedi ve…
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, Davutoğlu’nun Seçim Hükümeti açıklamasına en sert tepki gösteren isim oldu ve HDP’yi de PKK’lı olarak nitelendirdiği konuşmasında özetle şunları ifade etti:
“Erdoğan her şeyi oldu bittiye getirmiştir. Geçtiğimiz Cuma günü seçim tarihini bile ilan etmiştir. Ne var ki, Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın görevleri arasında seçim tarihini tayin yetkisi görülmemektedir. Peki, Erdoğan bu cesareti nereden, nasıl alabilmektedir? Davutoğlu ise kurulacak seçim hükümetinde görevlendirilecek bakanlar hakkında spekülasyon yapmaktadır. Bu açıklama sırasında bir görevlendirme yapılmamışken, Davutoğlu seçim hükümetiyle ilgili tasarruf hakkını kendisinde nasıl görebilmektedir? Anayasa’da parti grupları ifadesi varken, bakan seçiminde doğrudan doğruya milletvekillerinin muhatabı olduğunu neye dayanarak ileri sürmektedir? Bu kanunsuzluk, bu kuralsızlık, bu siyasi ahlaksızlık, bu dayatma nereye kadar sürecektir? Türkiye, Erdoğan ve hükümetteki memuru Davutoğlu’nun kıskıvrak eline mi düşmüştür? Devletin egemenlik hakları ve milli iradenin devri ne zamandır 17-25 Erdoğan’ın pervasızlığına, otoriter heveslerine emanet edilmiştir? Türk milleti, AKP’ye oy veren muhterem vatandaşlarım tehlikenin, gidişattaki fecaatin farkında değil midir? Erdoğan iktidarı paylaşmamak amacıyla bir kez daha seçim demiştir. Beş gün içinde seçim hükümeti kurulması Anayasa’nın 114’üncü maddesinin gereğidir. AKP’yle HDP’nin hasreti sonunda bitecek, çözümde ortak olanlar hükümette buluşacaklardır. Türkiye’yi seçime kadar tescilli müzakereciler, Kandil dönmeleri, maskeli PKK’lılar yönetecektir. Bu kepazelik tamamen AKP’nin, Erdoğan’ın eseridir.”
MHP Lideri Bahçeli, Davutoğlu’nun bakanlık teklifine ‘evet’ diyecek MHP’liler içinse, “Bizim partililerimiz değil, dava arkadaşlarımız var. Dava ne alınır ne satılır” dedi.
Ancak Bahçeli’nin bu açıklaması üzerinden 24 saat geçmeden Davutoğlu’nun bakanlık teklif ettiği 3 MHP’li isimden Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, bakan olacağını açıkladı.
HDP ‘evet’ dedi, CHP’de ‘Baykal’ sorusu
Ankara’da CHP’li vekillerden teklifi ‘evet’ diyecek isim çıkıp çıkmayacağı gündemdeydi ancak MHP’de kırılma olması günün sürprizi olarak yorumlandı.
Seçim Hükümeti’ni kurmakla görevli Davutoğlu’nun yazılı mektup ile bakanlık teklif ettiği milletvekilleri şöyle oldu:
“CHP’den Deniz Baykal, Gülsüm Bilgehan Toker, İlhan Kesici, Erdoğan Toprak ve Tekin Bingöl. MHP’den Tuğrul Türkeş, Meral Akşener ve Kenan Tanrıkulu. HDP’den ise Levent Tüzel, Müslüm Doğan ve Ali Haydar Konca.”
HDP cephesinden öncesinde Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen ve ardından Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın açıkladığı üzere “Seçim Hükümeti’nde yer alacağız” açıklamaları nedeniyle bakanlık tekliflerine ‘evet’ yanıtı verileceği duyuruldu. Ancak HDP de isimleri parti yerine Davutoğlu’nun seçmesinden rahatsızlığını vurguladı. Ayrıca davetiye gönderilen HDP’li adayların Kürt olmamaları dikkati çekti.
CHP’den ise Erdoğan Toprak, Tekin Bingöl, Gülsüm Bilgehan Toker ile İlhan Kesici teklifi kabul etmediklerini açıkladı. Toprak ve Bingöl’ün, Davutoğlu’na hitaben yazılı red yanıtı parti tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Ankara dışındaki Toker, “CHP’nin ilkeleri doğrultusunda, mevcut siyasi şartlarda, önerilen görevi kabul etmediğimi saygılarımla bildiririm” açıklaması yaptı. ABD’de bulunan İlhan Kesici ise, "Bizler partili milletvekilleriyiz. Dolayısıyla partinin kararları istikametinde karar vermek zorundayız. Ben de bu istikamette hareket edeceğim ve teklifi reddedeceğim" açıklamasını iletti.
CHP’nin parti kararına saygılı davranacağını açıklayan son isimse Deniz Baykal oldu ancak kendisi ayrıca uzun yazılı bir yanıtı Davutoğlu’na göndereceğini de ifade etti. Baykal’ın ret yanıtını iletmek üzere Perşembe gününü beklemesi ise CHP’de sıkıntılı karşılandı.
MHP’de Türkeş sürprizi sarstı
Davutoğlu’nun bakanlık teklifi iletmesi ardından en ciddi sıkıntı ise MHP’de yaşandı. Eski İçişleri Bakanlarından ve MHP İstanbul Milletvekili Meral Akşener teklifi reddettiğini açıkladı. Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu ise, bakanlık teklifini reddetti ancak partideki yöneticilik görevinden de ayrılma kararı aldığını duyurdu. Tanrıkulu, yazılı açıklamasında, “Böyle bir teklifin yapılması cürretine tepki olarak, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcılığı görevimden bugün itibariyle ayrılıyorum” dedi.
Akşener ve Tanrıkulu’nun ardından Tuğrul Türkeş’in de teklifi reddetmesi beklentisi söz konusuydu. Ancak Türkeş, bakanlık teklifini kabul ettiğini açıkladı. MHP’nin Kurucu Lideri Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş, Dışilişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak MHP’de idi.
Türkeş’in kararına MHP’den sert tepkiler de gecikmedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Türkeş’in ‘partiden ihraç edilmesi’ için disipline sevk edildiğini duyurdu.
Tuğrul Türkeş, MHP Ankara Milletvekili olarak teklif edilen bakanlık görevini kabul etmesi sonrasında partiden ihracı ise, Seçim Hükümeti’nde yer almasını etkilemeyecek ve bağımsız vekil olarak kabinede bulunabilecek.