Bireysel silahlanmanın önlenmesi için çalışmalar yürüten Umut Vakfı, 2020 yılında basına yansıyan silahlı şiddet olaylarını derledi. Vakfın hazırladığı Türkiye Silahlı Şiddet Haritası'na göre yıl içinde 3 bin 682 silahlı şiddet olayı yaşanırken, bu olayların yüzde 85’inde ateşli silahlar kullanıldı. Şiddet olayları sonucunda 2 bin 40 kişi öldü, 3 bin 688 kişi yaralandı. Herkesin evde kalması için çağrı yapılan Corona virüsü salgınının dahi bu tür şiddet olaylarını azaltmadığına dikkat çekildi.
Silahlı şiddet son 5 yılda yüzde 69 arttı
2020 yılında, 2019’a göre 59 şiddet olayının daha yaşandığı kaydedilirken, son beş yılda silahlı şiddet olaylarındaki artış yüzde 69 olarak kayda geçti. En çok artışın yüzde 90’la İç Anadolu Bölgesi’nde yaşandığı görülürken son 5 yılda Marmara’da yüzde 75, Ege’de yüzde 71 artış dikkat çekti. Büyük nüfus yoğunluğuna sahip Marmara Bölgesi, 2020’de de Türkiye genelinde en çok suçun işlendiği bölge olurken ilk sıraya İstanbul yerleşti.
“Ruhsatsız av tüfeği sahibi olmanın cezası 944 TL”
Vakfın çalışmasına göre 2020’de yaşanan şiddet olaylarının 1.303’ü tüfek, 1.825’i tabanca, 554’ü ise kesici ve delici aletlerle işlendi. Tüfeklerle işlenen suçlar bu olayların yüzde 41,65’ini, tabancalarla işlenen suçlar da yüzde 58,35’ini oluşturdu. Ucuza ve kaçak olarak da alınabilen pompalı tüfek ve av tüfeği gibi silahlarla işlenen suçların boyutuna dikkat çeken Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Timur Demirbaş, ruhsatsız av tüfeği sahibi olmanın yalnızca 944 TL idari para cezası bulunduğunu söyledi. Demirbaş, bunun idari suç niteliğinden çıkartılarak bıçak ve ruhsatsız tabanca taşımaya hapis cezası getiren 6136 Sayılı Kanun’a benzer şekilde cezalandırılması gerektiğini belirtti.
Bulundurma ruhsatı alma yaşının 18 olduğu ve mermi çekirdeği yerine av fişeği denilen kovanlı mermilerin kullanıldığı yivsiz tüfeklerin yasadışı şekilde namlu uzunluğu kısaltılarak tahribat etkisi arttırılabiliyor.
“Yasal düzenlemeler olumlu ama yeterli değil”
2020 yılında bu tür silahların edinilmesiyle ilgili kanunlarda yapılan değişikliklerin olumlu olduğunu ifade eden Demirbaş, izinsiz üretim yapanlara 5 yıla kadar, yasadışı satışını yapanlara 3 yıla kadar hapis cezası getirildiğini söyledi. Ruhsatsız silahların yaygınlaşmasına neden olan internet üzerinden satış ve reklamının yapılmasının engellenmesinin de yasaya eklendiğini belirten Demirbaş, “Bu kanunla birlikte merdiven altı üretim yapan ve faaliyet izni olmadan üretim yapan imalatçılar ve aynı zamanda sosyal medya üzerinden kanun dışı şekilde kapıda ödemeli ve faturasız ucuz tüfek satan kişilere de büyük ve etkili cezalar gelmesi sevindirici. Örneğin, internette ya da sosyal medyada bu silahların reklamını yapmanın cezası bu yıl 114 bin 326 TL oldu” dedi. İnternet üzerinden satış ve reklamın yasaklanmasına ilişkin düzenlemeden önce silah bayilerinin internet sitelerinden sosyal paylaşım sitelerine kaydığı da göze çarpmıştı.
Ancak Demirbaş, ruhsatsız tüfek sahibi olanlara uygulanan yaptırımların halen yeterince caydırıcı olmadığı görüşünde. Demirbaş, “2521 Sayılı Kanun’un 13’üncü maddesinde yalnızca idari para cezası öngörüldüğü için bu silahlar kasten öldürmeden yağmaya kadar birçok suçta rahatlıkla kullanılabiliyor. Nasıl 6136 Sayılı Kanun’da tabanca gibi ruhsatsız silahları taşımanın cezası 3 yıla kadar varan hapis, silah veya mermilerin sayı veya nitelik bakımından otomatik tabanca gibi vahim olması halinde ise 8 yıla hapisse, daha öldürücü güce sahip olduğu halde namlu içinde yiv ve set bulunmadığından bu kanun kapsamında değerlendirilmeyen ruhsatsız av tüfekleri için de yapılacak düzenleme ile hapis cezası getirilmeli. Ayrıca yeni yasal düzenlemelere karşın özellikle sosyal medya üzerinden kaçak satış yapılmasına yönelik sıkı denetimler olmalı” diye konuştu.
“İnternetten satın alınabilen silahlarla işlenen cinayetlere tanık oluyoruz”
Bireysel silahlanmanın önlenmesinin suçluluğun önüne geçilmesinde hayati önemde olduğuna vurgu yapan Demirbaş, “Sokaklarda yaşanan çatışmalara, düğünlerde, asker uğurlamalarında rastgele ateşlenen ve çoğunluğu internetten bile basitçe satın alınabilen ruhsatsız silahlarla işlenen cinayetlere tanık oluyoruz. Pek çok masum insan bu nedenle ne yazık ki yaşama veda ediyor. Silah bulundurmanın kendisinin suç olması yanında, silahın genellikle diğer suçları işlemede araç olarak kullanılması nedeniyle silahlanmanın önlenmesi ve kolluğun etkin denetimi, suçluluğun önlenmesi bakımından da hayati önemde” dedi.
Umut Vakfı’ndan yapılan açıklamada da “Bireysel silahlanmayı önleyin. Bireysel silahlanmayı önleyici yasal düzenlemeler yapın. Cezasızlığın önüne geçin. Şehir eşkiyalarının düğün, asker eğlencesi ve kutlamalarda silah kullanılmasını önleyin. Bu şehir eşkiyalarının eylemleri sonucu adam öldürüp, yaraladıktan hemen sonra salıverilmesinin, elini kolunu sallayarak dolaşmasının, mağdurların daha da mağdur olmasının önüne geçin. Adalet ve hukuku üstün kılın. Her bireyin evde, okulda, trafikte, kısacası tüm yaşam alanlarında huzur ve güven içinde yaşamasını sağlayın” ifadeleri kullanıldı.
Silah taşıma ruhsatını sadece belirli meslekler alabiliyor
Türkiye’de yasal yollarla silah edinmek için belirli şartlar sağlanmak zorunda. Silah taşıma ruhsatını sadece belirli mesleklere sahip vatandaşlar alabilirken, silah bulundurabileceğine dair Sağlık Kurulu raporu bulunan ve adli sicil kaydı temiz olan 21 yaşının üstündeki her vatandaş, 2021 yılında 2 bin 434 TL harç ödeyerek yanında taşımadan, yalnızca ev veya işyerinde bulundurmak şartıyla silah ruhsatına sahip olabiliyor. Bu ruhsatın da beş yılda bir yenilenmesi gerekiyor. Silah satışları devlet kontrolunda Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu'nun (MKEK) satış bürolarından yapılabiliyor.
Umut Vakfı ise kuruluşundan bu yana bireysel silahsızlanmanın önemine dikkat çekiyor. Vakıf, 17 yaşındaki Umut Önal’ın bir arkadaşının silahından çıkan kurşunla öldürülmesinin ardından 1993 yılında kuruldu. Dedeman ve Önal ailelerinin kuruluşunda öncülük yaptığı vakıf, Atatürk’ün "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" anlayışından yola çıkarak, uyuşmazlıkların çözülmesinde barışçı yolları seçmeyi tercih etmeyi; bu bağlamda uzlaşma ve barışı sürdürme ve geliştirme becerilerini bireylere öğretip benimsetme amacını güdüyor.