İSTANBUL- Sendikal hakları kısıtlayan kanun tasarısını protesto etmek için DİSK öncülüğünde 15-16 Haziran olaylarının 50. yıldönümünde gerçekleştirilen anma toplantısında işçilerin gündemi bu kez kıdem tazminatında yapılmak istenen değişikliklerdi.
Pazartesi günü Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda düzenlenen açıkhava anma toplantısında konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "binlerce işçinin işsiz kaldığı Corona salgını döneminde kıdem tazminatı gibi işçilerin geleceğe dair en büyük güvencesinde yapılmak istenen değişikliklere sessiz kalmayacaklarını" söyledi.
DİSK Genel Başkanı, ‘‘Özellikle genç işsizliğin ve kadın işsizliğinin ürkütücü boyutlarda olduğu, her gün dört beş işçi arkadaşımızı iş cinayetlerine kurban verdiğimiz çalışma saatlerinde dünya rekorları kırdığımız, açlık sınırının altındaki asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği bu pandemi sürecinde en temel kazanılmış haklarımıza, birikmiş emeğimiz ve çocuklarımızın geleceği olan kıdem tazminatlarına el uzatmaya çalışıyorlar. Yıllardır kıdem tazminatımızı fona devretmek adı altında gasp etmeye çalışanlara karşı DİSK gereken cevabı verdi. Dün olduğu gibi bugün de kıdem tazminatı hakkımıza el uzatmaya çalışmaya kalkarlarsa DİSK olarak sendikalı, sendikasız tüm işçi kardeşlerimizle birlikte sonuna kadar kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkacağız’’ dedi.
84 yıldır işçilerin kıdem tazminatı ödeniyor
1936 yılında çıkarılan 3008 Sayılı İş Kanunu’yla yasalaşan kıdem tazminatı, 84 yıldır Türkiye’deki iş hayatının parçası. Kendileri üzerinde büyük yük oluşturduğunu savunan işveren kesimi de neredeyse yarım yüzyıldır kıdem tazminatının bir fon tarafından ödenmesini savunuyor.
Kıdem Tazminatı Fonu olarak adlandırılan bu mekanizma son 15 yıldır Adalet ve Kalkınma Partisi’nin de gündeminde. Türkiye İşveren Konfederasyonu TİSK 30 gün üzerinden ödenen tazminatın 15 güne indirilmesini savunsa da işçi konfederasyonları bu öneriyi reddediyor. Son kez 2017’de gündeme gelen fon kurulması konusu tepkilerin artması üzerine rafa kaldırıldı.
Ancak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 2019 yılında Yeni Ekonomik Programı açıklarken "kıdem tazminatı reformu"nun parçası olacağını söylediği Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ni gündeme getirdi.
Erdoğan: ‘‘Tamamlayıcı Emeklilik Sistemini 2022'de yürürlüğe sokacağız’’
Geçtiğimiz hafta yapılan kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘‘Tamamlayıcı Emeklilik Sigortası sunacak bir çalışma başlatıyoruz. Tesis edilecek karma model ile işçilerin kazanılmış hakları korunacak. Tamamlayıcı Emeklilik Sigortası ile aynı zamanda ilave emeklilik desteği alınabilmesini de sağlayacağız. Çalışanlarımız emeklilikte daha da rahat edecekler. Bunun için devlet elini taşın altına koyacak. İstihdam Kalkanı’nı hızlıca devreye aldıktan sonra Tamamlayıcı Emeklilik Sistemini de 2022'de yürürlüğe sokacağız’’ dedi.
Cumhurbaşkanı’nın açıklaması sonrası kabine adına Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ile Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un, işçileri temsilen Türk-İş ve Hak-İş’in, işverenleri temsilen de TOBB ve TİSK’in katıldığı toplantıda kıdem tazminatı yeniden masaya yatırıldı.
DİSK Genel Başkanı: ‘‘O bahar hiç gelmeyecek, kazanılmış haklarımıza saldırılara direneceğiz’’
Bu toplantıya davet edilmeyen Türkiye’nin en büyük üçüncü işçi konfederasyonu DİSK’in genel başkanı, 2014 yılında işçilerin direnişiyle karşılaşınca tasarıyı geri çeken dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in ‘‘bu konuda bir cesur adım ne yazık ki taraflarca atılamadı. Yeni bir bahara kalmış bulunuyor’’ sözüne atıfta bulunurken, bu konuda müzakere masası olarak Ekonomik Sosyal Konseyi'ni adres gösterdi.
Arzu Çerkezoğlu, ‘‘Daha önce DİSK ve diğer konfederasyonların çabalarıyla tasarıyı geri çektiklerinde 'kıdem tazminatı başka bahara kaldı' demişlerdi. 15-16 Haziran’ın 50. Yıldönümünde tekrar edelim: 'O bahar hiç gelemeyecek.' Kıdem tazminatı hakkımıza sonuna kadar sahip çıkacağız. Hodri meydan diyoruz. Kıdem tazminatının müzakere mekanizmaları bellidir. Anayasal bir kurum olan Ekonomik Sosyal Konsey, yasal bir kurum olan 3’lü Danışma Kurulu işletilmemektedir. DİSK bu kurumların üyesidir. DİSK’i yok sayarak yani bu müzakere süreçlerini kapalı kapılar arkasında seçilmiş sendikacılarla yapmak asla kabul edilemez. Ülkeyi yönetenleri başta kıdem tazminatı haklarımız olmak üzere kazanılmış haklarımıza dönük saldırı politikalarından vazgeçmeye çağırıyorum. Bilsinler ki hep birlikte direneceğiz’’ dedi.
‘‘Salgının faturasını patronlar ödesin’’
Eyleme katılanların ‘salgının faturasını patronlar ödesin’, ‘zengine rant, işçiye risk’, ‘sömürü değil güvence’, ‘kıdem tazminatımıza dokundurmayacağız’ yazılı döviz ve pankartlar taşıdığı dikkat çekti.
DİSK üyeleri, 15-16 Haziran 1970'te Türkiye'deki ilk büyük işçi sınıfı eylemi olarak kayda geçen eylemler sırasında Kadıköy Yoğurtçu Parkı civarındaki olaylarda ölen 3 kişinin anısına bir ağacın altına karanfil bıraktı. Çeşitli sloganların atıldığı eylem DİSK Korosu’nun işçi marşları söylemesinin ardından sona erdi.
