Erişilebilirlik

Dündar ve Gül AYM Kararıyla Özgür Kalıyor


Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan haberleri nedeniyle tutuklu yargılanan Can Dündar ve Erdem Gül'ün haklarında hüküm olmaksızın cezaevinde tutulmalarının insan hakları ihlali olduğuna karar verdi.

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 27 Kasım 2015'ten bu yana tutuklu olan Can Dündar ve Erdem Gül'ün başvurusunu karara bağladı. Anayasa Mahkemesi, yaptığı yazılı açıklama ile haberleri dolayısıyla tutuklu yargılanmalarına hükmedilmiş gazeteciler Gül ve Dündar'ın yaptıkları bireysel başvuru hakkındaki kararını bildirdi. Açıklamada, Mahkeme'nin 3'e karşı 12 oyla aldığı kararda, ret oyu veren üyelerin Kadir Özkaya, Hicabi Dursun ve Rıdvan Güleç olduğu duyuruldu. Açıklamada, Can Dündar ve Erdem Gül'ün temel insan haklarının ihlal edildiği şöyle ifade edildi:

"Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, 25 Şubat 2016 tarihinde Erdem Gül ve Can Dündar bireysel başvurusunda (B. No: 2015/18567), tutuklamanın hukuki olmadığı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği şikayetlerine ilişkin olarak başvurucuların Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ve ihlalin ortadan kaldırılması için kararın ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir."

Anayasa Mahkemesi'nin kararı, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

Silivri'de karşılama için hazırlanıldı

Anayasa Mahkemesi'nin ‘hak ihlali' kararının ardından Dündar ve Gül'ün avukatları, tahliye talebinde bulunmak üzere Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne geldi. Bu gelişmeyle birlikte İstanbul Silivri F Tipi Cezaevi önünde de gazeteciler ve aileleri, Dündar ve Gül'ü karşılamak üzere toplandı.

Gazeteciler ne ile suçlanıyordu?

Can Dündar ve Erdem Gül, farklı tarihlerde Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan haberler nedeniyle "Silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek ve isteyerek yardım etme", "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme" ve "Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklama" suçlarından tutuklu yargılamıyordu.

Avukatları aracılığıyla tutuklanmalarının, "Basın ve kişi özgürlüğü ile güvenlik hakkını ihlal ettiği" iddiasıyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuşlardı.

Muhalefet, AKP hükümetini işaret etti

Bu arada Anayasa Mahkemesi'nin kararı, TBMM Genel Kurulu'nda yasama çalışmaları devam ettiği sırada siyasetçiler tarafından da yorumlandı.

Kararı ilk kez CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, Meclis'in gündemine taşıdı. Gök, "Anayasa Mahkemesi bugün (Dündar ve Gül’ün) tutuklanmalarıyla ilgili olarak hak ihlali kararı vermiştir. Dolayısıyla halkın da haber alma hakkının doğrudan engellendiği bu haksız tutuklamayla ilgili Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu bu hak ihlali kararını memnuniyetle karşıladığımızı, bir ağır kusurun, Gül ve Dündar'la ilgili verilen haksız bir kararın 'Artık neresinden dönülürse kardır' şeklinde tezahür eden bu kararın ülkemizde ifade özgürlüğü açısından, demokrasi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bu kararı alan Anayasa Mahkemesi üyelerini de kutluyorum" diye konuştu.

HDP Grup Başkanvekili İdris Balüken ise, basın özgürlüğü boyutu yanı sıra AKP Hükümeti açısından durumu değerlendirerek şunları söyledi:

"Dündar ve Gül'ün haksız bir şekilde tutuklanmaları, tecrit koşulları altında tutulmaları, cezaevlerinde haksız bir şekilde bekletilmeleri bütün ülke ve dünya kamuoyunun vicdanını kanatıyordu. Bu yönüyle Anayasa Mahkemesi'nin bu haksız karara karşı bir hak ihlali vardır tespitini yapması son derece önemlidir. Umarız ki bu karar MİT tırlarıyla ilgili haber yapan gazetecilerin değil o tırları çetelere gönderenlerin yargılanmasının da yolunu açar. AKP Hükümeti döneminde IŞİD, El Nusra, El Kaide çetelerine her türlü lojistik, askerî, ekonomik desteklerin verildiği artık bir sır değildir. Dolayısıyla yargılanması gereken fiil, bunlar ilgili gerçekleri dile getirenlerin yargılanması, bununla ilgili haberleri yapan gazetecilerin yargılanması değil, uluslararası sözleşmelere göre bu suçu işleyenlerin bir an önce yargı önüne çıkarılmasıdır. HDP olarak temennimiz ve takibimiz bu suçu işleyen AKP Hükümeti yetkililerinin bir an önce yargı önünde yargılanmalarıyla ilgili süreci takip etmektir."

MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay da, "Türkiye'de yıllardan beri, uzun yıllardır habercilik ve doğru haber sorunu vardır. Türkiye'de devlet, siyaset ve medya aktörlerinin, yapısı itibarıyla topyekûn şapkasını önüne koyup değerlendirmesi gerekir. Sadece, kamu yönetimini ve devleti yönetenler açısından değil, medya yöneticileri açısından da objektiflik, doğru haber ve dürüstlük, toplumun gerçekten haber alma hakkına hizmet eden bir yapının hep birlikte oluşturulması gerekir. Ayrıca herkesin bildiği sır, sırrın ifşası olmaz. Elbette yargı sürecinin sonucunu tahmin edemeyiz fakat toplum vicdanında da bu söz konusu davaya konu olan haberle ilgili olarak da kamu vicdanında herhangi bir yerini bulması söz konusu değildir" dedi.

AKP de memnuniyet duydu

AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ise, partisi bakımından şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bahse konu mahkeme kararını sevinçle karşıladığımızı ifade etmek istiyorum ancak hepinizin bildiği gibi, mahkeme kararları üzerinden partimizin veya iktidarımızın itham edilmesini de doğru bulmuyorum. Geçen dönem arkadaşlarımıza büyük katkısıyla beraber adli kontrol gibi, tutuksuz yargılamaların esas olması gibi birçok prensibi beraber burada yasallaştırdık. Asıl olan tutuksuz yargılamaktır. Yerel mahkemelerin kararı da bizim açımızdan hukuka uygun bir karar olarak değerlendirilecektir, Anayasa Mahkemesi’ninki de öyle olacaktır. Dolayısıyla, bu yargının işidir, yargı kendi içerisindeki sürecinde usulü gözden geçirmiştir, bu kararı vermiştir. Ben, tekrar hayırlı olmasını ümit ediyorum."

ÇGD: 'Tutuklu diğer gazeteciler için örnek olmalı'

Meslek örgütleri de, Mahkeme'nin kararıyla birlikte Dündar ve Gül'ün özgürlüğüne kavuşması nedeniyle basın özgürlüğü mesajlarını paylaştı.

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Twitter hesabı aracılığıyla şu açıklamayı yaptı:

"Anayasa Mahkemesi'nin kararını, adaletin 92 gün gecikmeli tecellisi olarak memnuniyetle karşılıyoruz. ÇGD olarak Dündar ve Erdem Gül yalnız değildir diyoruz. Meslektaşlarımız Dündar ve Gül'ün özgürlüğü kararıyla artık yargı eliyle basın özgürlüğü ihlallerine son verilmesini diliyoruz. AYM'nin kararının tutuklu diğer tüm meslektaşlarımız açısından örnek olmasını diliyor ve ÇGD olarak dayanışma çağrımızı yineliyoruz."

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) da, "AYM, MİT tırları soruşturmasında gazeteciler Dündar ve Gül'e hak ihlali yapıldığına hükmetti. Mutluyuz tek bir tutuklu gazeteci kalmaya kadar mücadele devam" mesajını verdi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

XS
SM
MD
LG