Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantıları çerçevesindeki temaslarını tamamlayarak Amerika’dan ayrıldı.
Erdoğan ayrılmadan önce katıldığı ve Siyasi, Ekonomik ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA) düzenlediği toplantıda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin mevcut haliyle dünyaya adalet dağıtmanın mümkün olamayacağını söyledi.
“Dünya beş ülkenin egemenliği altında gidiyor,” diye konuşan Erdoğan, Güvenlik Konseyi’ni oluşturan beş daimi üyenin konseyi kendi çıkarları ve arzuları doğrultusunda yönettiğini belirtti. BM Genel Kurulu’nda Filistin devletine desteğin gözle görülür bir şekilde yüksek olduğuna dikkati çeken Erdoğan, bu koşullar altında 15 üyeli Güvenlik Konseyi’nin 192 üyeli Genel Kurul’la çelişki oluşturduğuna işaret etti. Dünya liderleriyle de bu konuyu sıkça konuşan Başbakan Erdoğan, Güvenlik Konseyi’nin yapısının değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
‘Arap Baharı’nın gölgesinde kalmamalı’
Erdoğan’ın SETA Vakfı’nın düzenlediği “Yeni Ortadoğu, Yeni Türkiye” adlı toplantısında konuşan Erdoğan Türkiye’nin İsrail ve Suriye’ye yönelik tavrına da değindi. İsrail-Filistin meselesinin mevcut aşamaya gelmesinin dünyada uluslararası adalet duygusuna olan güveni zedelediğini savunan Başbakan, bu sorunun “Arap Baharı’nın gölgesinde kalmasına ya da dar çıkar hesaplarına heba edilmesine göz yumulmamalıdır,” diye konuştu. Erdoğan Arap Baharı’nda mesafe kat edildikçe ve halkların siyasete katılımı arttıkça bu konudaki “mevcut adaletsizliklere” yönelik tepkinin de artacağını kaydetti.
Erdoğan, “İsrail’in sadece bölgeye ve dünya barışına değil, kendi halkına da zarar veren politikalarının değiştirilmesi için gereken baskı başta Amerika olmak üzere yapılmalıdır,” diye konuştu ve bu noktada atılacak adımın barış sürecindeki belirsizliği ortadan kaldırmak ve Filistinlilere hak ettiği devlet statüsünü vermek olacağını belirtti.
ABD’ye ‘Furkan Doğan’ sitemi
Erdoğan İsrail’in Mavi Marmara baskınındaki hareketini “zorbaca” diye niteledi ve öldürülen dokuz Türk vatandaşının acısını “dün gibi hissettiklerini” söyledi. Mavi Marmara gemisinde öldürülen 19 yaşındaki Furkan Doğan’ın Amerikan vatandaşı olduğunun altını çizen Başbakan Erdoğan, Amerikan hükümetinin kendi vatandaşının hakkına sahip çıkmadığını savundu.
İsrail’i sert dille eleştiren Erdoğan, bir saat süren konuşmasında ifadelerinin Yahudileri değil, İsrail yönetimini hedef aldığını defalarca vurguladı. İsrail hükümetinin kendini baştan gözden geçirmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan “Eğer ‘İbrahim’in çocuklarıyız’ diyorsanız, İbrahim’in çocukları olmanın gereğini yerine getirin, çünkü İbrahim’in çocuklarında katil yoktur,’ diye konuştu. Erdoğan’ın konuşması salonda büyük bir alkış aldı.
‘Koskoca şehir terörist olur mu?’
Suriye konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, geçmişte Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yakın dostu olduğunu, ailece görüştüklerini hatırlattı, ancak konuşmasını kişisel ilişkilere dayandırmadığını söyledi. “Arap Baharı’nın bir sonraki durağı” diye tanımladığı Suriye yönetiminin halkının gözü önünde meşruiyetini kaybettiğini açıkladı. Erdoğan şunları söyledi:
“Eğer siz tanklarla, toplarla halkınıza zulmederseniz, onları öldürürseniz, bizim sizle ne dostluğumuz kalır, ne kardeşliğimiz kalır, Orada herşey biter. Onlara ‘teröristti’ diyemezsiniz. Siz denizden koskoca Lazkiye şehrini bombalayacaksınız. ‘Niçin böyle yaptın?’ diye sorduğumuzda ‘Onlar teröristti’ diyemezsiniz. Yahu koskoca şehir terörist olur mu? Nereden buldun onca teröristi? Böyle saçmalık olur mu?”
Erdoğan Beşar Esad rejimi için “halen açık bulunan belki de son fırsat penceresini değerlendirerek gereken tüm reformları somut bir takvim içinde uygulamaya geçmesinin” şart olduğunu söyledi, aksi takdirde Suriye’de yaşanacakların tüm bölgeyi etkileyebileceği uyarısında bulundu.
‘Kimse hesabını Libya’nın petrolü üzerinden yapmasın’
Başbakan Erdoğan, Libya konusunda da Batı ülkelerini suçladı. “Libya’nın yeraltı zenginlikleri hedef alınmamalıdır,” diye konuşan Başbakan Erdoğan, “Batı lütfen hesabını Libya’nın petrolü üzerinden yapmasın, Libya’nın yeraltı kaynakları Libyalılarındır. Aynen Irak’ta yaşananların Libya’da da yaşanmaması gerektiğini söylüyorum,” diye konuştur. Bugün Irak’taki petrolün çoğunu “Irak’ı işgal eden ülkelerin” idare ettiğini öne süren Başbakan Erdoğan, Libya’nın da dışarıdaki bankalarda 170 milyar dolar parası olduğunu, bunun 1 milyar 200 milyon dolarının Türk bankalarında olduğunu ve Türkiye’nin bu paraların tamamen serbest bırakılması taraftarı olduğunu kaydetti. Erdoğan Libya’nın dış bankalardaki paralarının nemalarının da daha çok bu bankaların bulunduğu ülkelerde kaldığını söyledi.
Wexler: ‘İsrail’le İlişkileri Onarın’
Başbakan Erdoğan’ın konuşmasından önce söz alan Amerika Temsilciler Meclisi’nin eski üyelerinden ve Kongre’deki Türkiye Dostluk Grubu’nun kurucularından Robert Wexler, Washington’un Türkiye ve İsrail’i Ortadoğu’daki en yakın ve en önemli iki müttefiki diye tanımladı. Halen Daniel Abraham Ortadoğu Barış Merkezi adlı düşünce kuruluşunun başkanlığını yürüten Wexler, Türkiye ve İsrail’i “demokrasi, özgürlük ve refahın parlayan iki örneği” diye tanımladı. 14 yıldır tanıdığını söylediği Başbakan Erdoğan’ın İsrail’e ve Yahudi halkıyla uzun vadeli dostluğuna önem verdiğini bildiğini söyleyen Yahudi asıllı eski Temsilciler Meclisi üyesi, İsrail ve Türk başbakanlarına, aralarındaki zayıflamış ilişkiyi bir an önce onaracak adımlar atmaları konusunda güveninin tam olduğunu söyledi.
Erdoğan New York’tan ayrılmadan önceki son temasını İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad’la gerçekleştirdi, ancak görüşmeden ayrıntı vermedi.
Bu arada Başbakan Erdoğan dün gece New York’tan ayrılırken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu burada temaslarını bir süre daha devam ettirecek.