İSTANBUL —
Son dönemde muhalefete, özellikle de Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı sert bir dil kullanan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Cumartesi günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği bir açılış töreninde yaptığı konuşmada bu kez işbirliği çağrısı yaptı.
Başbakan Erdoğan, son dönemde Kürt sorununun bittiği ve artık terör meselesinin devam ettiği yönünde mesajlar veriyordu. Ancak bu kez “demokratik siyaset” vurgusu yaparak Kürt meselesinde diğer muhalefet partilerini Sivas’ın ötesinde siyaset yapmaya ve sorunun çözümüne katkı sağlamaya çağırdı.
Erdoğan, “CHP'ye, MHP'ye sesleniyorum. Gelin Sivas'ın ötesinde teşkilatlarınızı ayağa kaldırın, çalışsınlar, halkın arasına karışsınlar. Diyorum ki, tabela partisi olmayın, halkın arasına karışın. Orada sadece AK Parti olmamalı, siz de olmalısınız. Orada beraber demokrasi mücadelesi verelim, demokrasiyi birlikte güçlendirelim. Bu süreklilik kazanırsa o zaman göreceksiniz ki, terör örgütü ve onun uzantısı, bu ülkede ciddi manada kan kaybedecektir” dedi.
Ya Kandil ya TBMM
Başbakan Erdoğan, her ne kadar Türkiye partisi olduğunu sürekli vurgulasa da toplumun çoğunluğu tarafından Kürt partisi olarak kabul edilen BDP’ye de önlerinde iki seçenek bulunduğunu söyledi.
“Her türlü sorunun çözüm yeri, demokratik siyaset alanıdır. Dağda siyaset yapmak isteyenler, buyursunlar dağa çıksınlar. Teröristlerle kucaklaşanlar, parlamentoda millet adına mücadele veremezler. Vermeye kalksalar dahi saygı göremezler. Zira iki tercih var ya Kandil ya TBMM. Eğer Meclis diyorsan gel mücadeleni Meclis'te ver, o zaman seninle müzakere masasına oturacak siyaseti, iktidarı bulursun”
Erdoğan: Teröre müsamaha göstermeyiz
AKP MYK’da “dokunulmazlıklar konusunda yargıya talimat verdik gerekeni yapacaklar” diyen Başbakan bu kez bu konuya değinmedi.
Erdoğan, PKK’da asla taviz verilmeyeceğinin altını çizdi.
'Bizim terör, silahla, korkutmayla, sindirmeyle bu ülkede varlık göstermeye çalışan hiç kimseye, hiç bir örgüte, hiç bir yapıya en küçük bir müsamahamız yoktur, olamaz. Biz siyaset yoluyla siyasetin meşru araçları ve dili yoluyla, her şeyin konuşulmasına taraftarız “.
CHP’den yanıt gecikmedi: 'Gelin birlikte Şemdinli’ye Uludere’ye gidelim'
Başbakan Erdoğan’ın ana muhalefet partisine yaptığı çağrının ardından Amerika’nın Sesi’ne konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Başbakan’a Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çağrıyı hatırlattı.
“Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerini anlamak mümkün değil. Başbakan bize “Sivas’ın ötesine geçin” diyor. Ancak madem demokrasi diyor, madem özgürlükler diyor, öyleyse onun önce icabet etmesi gereken bir çağrı var. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ona ‘Uludere’ye birlikte gidelim’ dedi. Hala ona bir yanıt vermiş değil. Kabul ediyorsa haydi hep beraber Şemdinli’ye gidelim, Yüksekova’ya gidelim, Hakkari’ye gidelim, Uludere’ye gidelim. Biz o bölgelerde de siyaset yapıyoruz.”
Tekin: İçişler Bakanı Hakkari’de korunamadı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin, Ramazan ayında Hakkari’ye yaptığı ziyarette kendisine yapılan taşlı saldırının ardından bir kafeye sığınan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in başına gelenleri hatırlattı.
“Eğer Sayın Başbakan’ın kabinesindeki İçişleri Bakanı bir kentin merkezinde 200 polisle korunamıyorsa ve pastaneye sığınıyorsa herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekir, en başta da Başbakan’ın.”
Başbakan Erdoğan, son dönemde Kürt sorununun bittiği ve artık terör meselesinin devam ettiği yönünde mesajlar veriyordu. Ancak bu kez “demokratik siyaset” vurgusu yaparak Kürt meselesinde diğer muhalefet partilerini Sivas’ın ötesinde siyaset yapmaya ve sorunun çözümüne katkı sağlamaya çağırdı.
Erdoğan, “CHP'ye, MHP'ye sesleniyorum. Gelin Sivas'ın ötesinde teşkilatlarınızı ayağa kaldırın, çalışsınlar, halkın arasına karışsınlar. Diyorum ki, tabela partisi olmayın, halkın arasına karışın. Orada sadece AK Parti olmamalı, siz de olmalısınız. Orada beraber demokrasi mücadelesi verelim, demokrasiyi birlikte güçlendirelim. Bu süreklilik kazanırsa o zaman göreceksiniz ki, terör örgütü ve onun uzantısı, bu ülkede ciddi manada kan kaybedecektir” dedi.
Ya Kandil ya TBMM
Başbakan Erdoğan, her ne kadar Türkiye partisi olduğunu sürekli vurgulasa da toplumun çoğunluğu tarafından Kürt partisi olarak kabul edilen BDP’ye de önlerinde iki seçenek bulunduğunu söyledi.
“Her türlü sorunun çözüm yeri, demokratik siyaset alanıdır. Dağda siyaset yapmak isteyenler, buyursunlar dağa çıksınlar. Teröristlerle kucaklaşanlar, parlamentoda millet adına mücadele veremezler. Vermeye kalksalar dahi saygı göremezler. Zira iki tercih var ya Kandil ya TBMM. Eğer Meclis diyorsan gel mücadeleni Meclis'te ver, o zaman seninle müzakere masasına oturacak siyaseti, iktidarı bulursun”
Erdoğan: Teröre müsamaha göstermeyiz
AKP MYK’da “dokunulmazlıklar konusunda yargıya talimat verdik gerekeni yapacaklar” diyen Başbakan bu kez bu konuya değinmedi.
Erdoğan, PKK’da asla taviz verilmeyeceğinin altını çizdi.
'Bizim terör, silahla, korkutmayla, sindirmeyle bu ülkede varlık göstermeye çalışan hiç kimseye, hiç bir örgüte, hiç bir yapıya en küçük bir müsamahamız yoktur, olamaz. Biz siyaset yoluyla siyasetin meşru araçları ve dili yoluyla, her şeyin konuşulmasına taraftarız “.
CHP’den yanıt gecikmedi: 'Gelin birlikte Şemdinli’ye Uludere’ye gidelim'
Başbakan Erdoğan’ın ana muhalefet partisine yaptığı çağrının ardından Amerika’nın Sesi’ne konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Başbakan’a Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çağrıyı hatırlattı.
“Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerini anlamak mümkün değil. Başbakan bize “Sivas’ın ötesine geçin” diyor. Ancak madem demokrasi diyor, madem özgürlükler diyor, öyleyse onun önce icabet etmesi gereken bir çağrı var. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ona ‘Uludere’ye birlikte gidelim’ dedi. Hala ona bir yanıt vermiş değil. Kabul ediyorsa haydi hep beraber Şemdinli’ye gidelim, Yüksekova’ya gidelim, Hakkari’ye gidelim, Uludere’ye gidelim. Biz o bölgelerde de siyaset yapıyoruz.”
Tekin: İçişler Bakanı Hakkari’de korunamadı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Tekin, Ramazan ayında Hakkari’ye yaptığı ziyarette kendisine yapılan taşlı saldırının ardından bir kafeye sığınan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in başına gelenleri hatırlattı.
“Eğer Sayın Başbakan’ın kabinesindeki İçişleri Bakanı bir kentin merkezinde 200 polisle korunamıyorsa ve pastaneye sığınıyorsa herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerekir, en başta da Başbakan’ın.”
