İSTANBUL —
Emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un da aralarında bulunduğu çok sayıda emekli ve muvazzaf subayın cezaevlerine konması, Türkiye gibi NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip bir ülke için ağır bir darbe oldu. Ordu içinde istifalar ve erken emeklilik başvuruları artıyor. Bir yandan da Ergenekon ve Balyoz gibi davaların, bölgesel istikrarsızlıklarla çevrili bir ülkede ordunun askeri gücünü etkileyebileceği yönündeki kuşkular artıyor.
Ergenekon davasında, emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un ve emekli komutanların da bulunduğu 19 kişi, darbe planlamak suçlamasından ömür boyu hapis cezası aldı. Çok sayıda diğer sanık uzun hapis cezalarına çarptırıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’te kurulmasından bu yana laik ordu en sert sınırlamalara maruz kaldı.
Eski asker ve şimdi Hürriyet gazetesi yazarı Metehan Demir, Ergenekon davasının, kritik bir zamanda, özellikle Suriye ve İran’la yaşanan krizlerde, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zayıf duruma düşürdüğünü söylüyor. “Türkiye’de bazı alanlar dört yıldızlı bir generalin (orgeneralin) komutanlığına gereksinim duyar” diyen Metehan Demir, orgenerallerin çoğunun hapiste olmasından ya da yargılanmasından dolayı bu alanlara daha düşük rütbeli general ve amirallerin komuta etmek zorunda kaldığına dikkati çekiyor.
Türkiye’deki askeri konularda uzman olan Gareth Jenkins, davaların Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki etkisinin askerler arasında bir korku ortamı yarattığını söylüyor. Jenkins, “Henüz hapsedilmeyenler tetikte bekliyor. Eğitim seminerlerine katılmak istemiyorlar, eğer katılırlarsa birkaç ay sonra darbe planlamayla suçlanmaktan korkuyorlar. Birçok subay erkenden emekli olmaya çalışıyor,” diye konuşuyor.
Türk medyasında çıkan haberlere göre bu yıl yaklaşık Hava Kuvvetleri’nden yüz kadar pilot ayrıldı. Bunlar arasında bir general de bulunuyor. Soruşturmalar yüzünden geçen yıl da komutanlar arasında istifalar ya da erken emeklilik başvuruları olmuştu.
Soruşturmalara rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasını ve terör örgütüne liderlik yaptığı suçlamalarını kınamıştı. Metehan Demir bunun nedenini şu sözlerle açıklıyor: “Erdoğan bu kadar çok generalin hapsedilmesini istememişti. Gerçekte hükümetin, Türkiye’yi çevreleyen düşmanlara karşı pazularını göstermek için güçlü bir orduya ihtiyacı var.”
Ergenekon davasının sonuçlanmasının ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hukuki sürecin bitmediğini söylemiş, temyiz hakkına işaret etmişti.
Gözlemciler, hükümetin mevcut komutanlarla ilişkisinin düzeldiğini söylüyor. Metehan Demir, TSK’nın yeniden yapılandırılması sürecinde bu ilişkilerin önemli olduğunu, zamanla daha iyi olacağını belirtiyor.
Uzmanlar, Suriye’deki durum kötüleştikçe hükümet ve TSK’nın, Ergenekon davasının izlerini silme ve daha güçlü ilişki kurma konusunda daha hevesli olduğunu savunuyor.
Ergenekon davasında, emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un ve emekli komutanların da bulunduğu 19 kişi, darbe planlamak suçlamasından ömür boyu hapis cezası aldı. Çok sayıda diğer sanık uzun hapis cezalarına çarptırıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 1923’te kurulmasından bu yana laik ordu en sert sınırlamalara maruz kaldı.
Eski asker ve şimdi Hürriyet gazetesi yazarı Metehan Demir, Ergenekon davasının, kritik bir zamanda, özellikle Suriye ve İran’la yaşanan krizlerde, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni zayıf duruma düşürdüğünü söylüyor. “Türkiye’de bazı alanlar dört yıldızlı bir generalin (orgeneralin) komutanlığına gereksinim duyar” diyen Metehan Demir, orgenerallerin çoğunun hapiste olmasından ya da yargılanmasından dolayı bu alanlara daha düşük rütbeli general ve amirallerin komuta etmek zorunda kaldığına dikkati çekiyor.
Türkiye’deki askeri konularda uzman olan Gareth Jenkins, davaların Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki etkisinin askerler arasında bir korku ortamı yarattığını söylüyor. Jenkins, “Henüz hapsedilmeyenler tetikte bekliyor. Eğitim seminerlerine katılmak istemiyorlar, eğer katılırlarsa birkaç ay sonra darbe planlamayla suçlanmaktan korkuyorlar. Birçok subay erkenden emekli olmaya çalışıyor,” diye konuşuyor.
Türk medyasında çıkan haberlere göre bu yıl yaklaşık Hava Kuvvetleri’nden yüz kadar pilot ayrıldı. Bunlar arasında bir general de bulunuyor. Soruşturmalar yüzünden geçen yıl da komutanlar arasında istifalar ya da erken emeklilik başvuruları olmuştu.
Soruşturmalara rağmen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasını ve terör örgütüne liderlik yaptığı suçlamalarını kınamıştı. Metehan Demir bunun nedenini şu sözlerle açıklıyor: “Erdoğan bu kadar çok generalin hapsedilmesini istememişti. Gerçekte hükümetin, Türkiye’yi çevreleyen düşmanlara karşı pazularını göstermek için güçlü bir orduya ihtiyacı var.”
Ergenekon davasının sonuçlanmasının ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, hukuki sürecin bitmediğini söylemiş, temyiz hakkına işaret etmişti.
Gözlemciler, hükümetin mevcut komutanlarla ilişkisinin düzeldiğini söylüyor. Metehan Demir, TSK’nın yeniden yapılandırılması sürecinde bu ilişkilerin önemli olduğunu, zamanla daha iyi olacağını belirtiyor.
Uzmanlar, Suriye’deki durum kötüleştikçe hükümet ve TSK’nın, Ergenekon davasının izlerini silme ve daha güçlü ilişki kurma konusunda daha hevesli olduğunu savunuyor.