VOA: “Sayın Kırlıkovalı, şu anda Temsilciler Meclisi ve Senato’da Türkiye karşıtı iki tasarı bekliyor. Bu tasarıların özellikle Başkanlık seçimlerinin yapıldığı bu yılda ne yöne gidebileceğini sormak istiyorum size.”
ERGÜN KIRLIKOVALI: “Bugüne kadar Ermeniler bildiğiniz gibi bu tasarıyı getirirlerdi ve co-sponsor yani imza atanlar olarak 100-150-160-180, hatta 2007 yılında 200’ü bile aştılar. 218’e kadar ulaştılar. Bu sene enteresandır. 80’de kaldılar. Genellikle bu dönem en hızlı zamanlarıdır. Şu sıralarda 150-200’e kadar yanaşmaları lazım. Halbuki 80’de kaldılar. Bu madalyonun aksi tarafı belki bunu izah eder: Kongre’deki Türk dostları sayısı, tarihimizde ilk defa olarak 137’ye ulaştı. Biz halbuki 135’e ulaşmayı bile büyük bir mutluluk sayıyorduk, çünkü Ermeni dostu sayısı 135. Yani onları geçtik. Bu o kadar önemli bir olay ki. Tarihimizde ilk defa, bu işte yeni olmamıza rağmen arkadan geldik, daha süratle koştuk ve onları geçtik. 137 tane Türk dostu var (Amerikan Kongresi’nde). Bu açıklayabilir neden 80’de kaldıklarını. Niyetimiz, Haziran sonuna kadar bu rakamı 150’ye çıkarabilmek. Biliyorsunuz seçimlerden sonra bunlardan belki üçte biri değişebilir, şu veya bu şekilde. Kongre’ye tekrar seçilebilenler olacak, seçilmeyenler olacak. Dolayısıyla tarihi bir açıklık var önümüzde, bir pencere var. O pencere 30 Haziran’a kadar bizim 150’yi bulup bulamayacağımız. Şu anda Ermeni lobisini geçtik. Önümüzde Yunan ve Yahudi lobileri var. Zaten Yahudi lobisi çok ileride. Onlarla zaten yarışmamız da yok. Ama 150’ye ulaşmak muazzam bir başarı olur. Bu rakamlar size Ermeni tasarısının neden 80’de kaldığını herhalde anlatır.”
VOA: “Türk Amerikan Koalisyonu Başkanı Lincoln McCurdy, Amerikalı Kongre üyelerinin Türkleri tam tanımadığını söyledi. Siz, ‘Türk-Amerikan Dostluk Grubu’ndaki sayıyı 150’ye çıkarmayı düşünüyoruz’ dediniz. Tüm eyaletlerde Türk Dostluk Grubu’nu temsil eden Kongre üyeleri yok. Siz McCurdy’nin görüşüne katılıyor musunuz? Amerikalı Kongre üyeleri Türkiye’yi yeterince tanımıyor mu? Tanımaları için neler yapılabilir?”
KIRLIKOVALI: “Yürekten katılıyorum. 10-15 kadar eyaletten henüz hiçbir üye yok, ama bunlar genellikle İngilizce’de ‘flyover states’ dediğiniz, üzerinden uçakla uçtuğunuz eyaletler. Amerika’nın iki yakasındaki bütün eyaletlerden temsilcilerimiz var, ama ortalardan yok. Ortalarda biliyorsunuz, tarım ağırlıklı, düz araziler var: Nebraska, Iowa gibi. Lincoln’ın dediği doğrudur, katılıyorum. Ancak şöyle bir avantajımız var. Türklerin, Türk dünyasının en büyük zenginliği insanı. Hakikaten muhteşem bir insanımız var. İnsansever, candan, yardımsever, misafirperver. Giden aşık oluyor. Bizim yapacağımız iş, bu insanları beşerli onarlı gruplar halinde Türkiye’ye göndermek ve bunların Türkiye’yi ve Türk insanını tatmalarını sağlamak. Bunu yaparsak, önümüzde hiç kimse duramaz. Çünkü henüz Türkiye’ye gidip de Türkiye’ye aşık olmayan bir politikacı tanımıyoruz.”
VOA: “Kongre içinde diğer lobilerle işbirliği hala mümkün mü?”
KIRLIKOVALI: “Yapıyoruz. Mesela Balkan lobileri: Makedonya lobisi, Bosna lobisi. Sonra bazı Arap lobileri. Afrika’dan Somali lobisi. Yani bütün bu insanlarla dirsek teması halindeyiz. Onlarla konuşuyoruz. Ortak taraflarımızı öne çıkarıyoruz. Beraber çalışıyoruz. “Capwiz” olayı var biliyorsunuz, Pax-Turcica’nın yarattığı. Ben orada da yöneticiyim. Bu anında bizim sesimizin seçilmişler tarafından duyulmasının sağlandığı, ileri teknoloji kullanan bir sistem. Diyelim ki Türk aleyhtarı bir olay yaratılıyor. Bugün saat diyelim ki öğlene doğru önüme geldi. Bilmem kim, Türkiye’yi kötüleyen bir tasarı hazırlamış. Biz hemen üç-beş kişi biraraya geliriz, bir şeyler yazarız. Çok acil müzakere ederiz. Dört-beş paragraflık bir mesaj hazırlanır ve bunu Capwiz’e koyarız. Capwiz’e koyduğumuz zaman yüzlerce, belki de binlerce üyemiz var. Bunlara deriz ki: Lütfen bunları hemen gönderin. Onlar da posta bölge kodlarını girerler ve çıkan mektubu kendi seçilmişlerine gönderirler. Bu en önemli olay. Böylece sesimizi duyulmasını sağlar. Yani 24 ila 48 saat içinde Amerikalı Türklerin sesi duyulmuş olur. Bu yüzden ben dostlar, arkadaşlar arasında hep söylüyorum: Ermeni lobisinin Amerika’daki balayı bitmiştir. O yüz senelik balayı bitmiştir. Şimdi artık biz varız. Biz de konuşuyoruz.”
VOA: “Yüz sene dediniz. 2015’te soykırım iddialarının yüzüncü yıldönümü dolayısıyla Ermeniler daha büyük bir girişimde bulunmayı düşünüyorlar. Buna hazır mısınız?”
KIRLIKOVALI: “Şöyle hazırız. Biz hiçbir zaman mücadeleyi bırakmadık. 2015 de gelse, 2055 de gelse, biz buradayız, konuşacağız, yazacağız. Çünkü haklıyız. Şimdi Ermeniler’in 2015 planlarını mahveden iki tane gelişme oldu. Birincisi Yüksek Mahkeme (Amerikan Anayasa Mahkemesi), Ermenilerin sigorta şirketlerini 2015 iddialarıyla dava edemeyeceğine hükmetti. İkincisi de Fransa Yüksek Mahkemesi, Ermeni soykırım iddialarını yalanlamanın hapisle cezalandırılmasını öngören yasayı iptal etti. Hem Fransa’dan, hem de Amerika’dan, Atlantik’in iki yakasından da Ermenilere ardı ardına çok büyük darbeler geldi. Ermeniler de ne olduğunu şaşırdı. Bu yüzden şimdi Amerika’da çok daha fazla bastıracaklardır. Biz buna hazırlıklıyız. Ama en büyük desteklerini kaybettiler. Hukuk desteklerini kaybettiler. Şimdi bizim niyetimiz bunu tarihe döndürmek. Çünkü tarihte biz zaten hazırız. 2005 yılından beri hem Başbakan (Recep Tayyip) Erdoğan’ın vermiş olduğu bir mektup var Ermenistan’a: ‘Gelin beraber bir tarihçiler komisyonu kuralım. Bu işi uzmanlara bırakalım.’ Hem de 2009’da imzalanan protokollerde böyle bir uzmanlar komisyonunun kurulması metne girmiş vaziyette. Yani iki cephede de biz diyoruz ki, bu işi artık politikadan çıkaralım tarih bazına döndürelim. Bu iş bir bilim işidir, araştırma işidir, uzmanlık işidir. Politikadan çıkaralım, tarihe döndürelim. Hukuk tarafından yediği darbeler yüzünden şimdi tarihe doğru gidiş başladı, gibi. Yalnız buna Ermeniler karşı çıkacaktır, çünkü oraya doğru giderlerse ellerindeki kozu kaybedecekler.