Ermeni tasarısının oya sunulup sunulmayacağı belirsizliğini koruyor. Temsilciler Meclisi 111. yasama döneminin son günü bugün (Çarşamba).
Amerikan yönetimi tasarısıya karşı olduklarını yineledi, ABD Dışişleri Bakanlığı Temsilciler Meclisi'yle temas halinde olduklarını bildirdi.
Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs ise bir soru üzerine "Türkiye’yle ikili ilişkilerimiz son derece önemli. Başkan Obama’nın bu konuda herhangi bir telefon görüşmesi yaptığını zannetmiyorum. Başkan’ın bu konudaki görüşleri biliniyor," şeklinde konuştu.
Tasarının Çarşamba günü gündeme gelmesi ihtimali var - ancak kesin bir şey söylenemez.
252 sayılı tasarı 1915 Ermeni tehcirini soykırım olarak nitelendiriyor ve Amerikan dış politikasının bu konudaki hassasiyeti yansıtması isteniyor.
Bağlayıcı niteliği bulunmayan tasarı Mart ayında Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda onaylanmıştı. Tasarsının dün oylanabileceği belirtiliyordu, ama olmadı. Temsilciler Meclisi Genel Kurulu bugün TSİ 17:00’de yeniden toplanacak. Tasarının oya sunulup sunulmayacağı hala netlik kazanmadı. Washington’daki Amerikan Alman Marshall Fonu uzmanı Ian Lesser - geçmişe bakılacak olursa – tasarının Genel Kurulun gündemine alınmasını beklemiyor: “Tahmin yürütecek olsam hayır derdim. Ama bu sadece geçmişe bakarak vardığım bir tahmin. Bu tasarı hemen her yıl gündeme geliyor. Geçtiğimiz yıllarda Genel Kurulun gündemine alınmadı. Tahmin yürütecek olsam, hayır gündeme gelmez derim… Ama biliyorsunuz, Amerika’da siyasi olarak çok değişik bir dönemden geçiyoruz. Yasama döneminde bir iki gün kaldı – onun için sağlıklı bir tahmin yürütmek zor.”
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi – Ermeni lobisinin desteklediği bir isim. Kasım ayında yapılan ara seçimlerde Demokratların Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu kaybetmeleri neticesinde Pelosi yeni yasama döneminde Meclis Başkanlığı’nı bırakmak durumunda kalacak. Mevcut yasama dönemi sona erdiğinde 252 sayılı tasarı düşmüş olacak. Pelosi - gündemi belirleme yetkisini kaybetmeden önce - Ermeni asıllı seçmen tabanına uzun zamandır verdiği sözü yerine getirip tasarıyı Genel Kurulun gündemine alacak mı? Tabii bunu yaparken kendi partisinin lideri olan Başkan Barack Obama’yı da zor durumda bırakmış olacak. Türk Amerikan ilişkilerine vereceği zarar nedeniyle tasarının onaylanmaması konusunda Başkan George Bush’un bile uyarılarına kulak vermiş olan Pelosi’nin kendi partisinin lideri Obama’nın telkinlerini görmezden gelebilir mi?
Amerika Dışişleri Bakanlığı tasarıya karşı olduklarını yineledi – Temsilciler Meclisi’yle temas halinde olduklarını açıkladı. Ancak Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, Obama’nın tasarının engellenmesi için girişimde bulunduğunu zannetmediğini söyledi. Amerikan yönetimi – daha önceki yıllardan farklı olarak – bu konuda fazla tepkili görünmüyor. Lesser, tasarının yeniden gündeme gelmesinin ani olduğunu düşünüyor.
Lesser şöyle konuştu: "Daha önceki yıllardan farklı olarak bu konu bu sefer çok hızlı gelişti. Son derece yoğun bir yasama gündemi var. Yasama döneminin son günleri… Yeni yasama döneminde son derece farklı bir tabloyla karşı karşıya kalacak Obama yönetimi. Onun için biraz şaşırmış olabilirler. O nedenle açıklamalarının bu kadar kısa ve öz olmasının ardında bu yatıyor olabilir. Bence yine de tasarının Genel Kurulun gündemine alınmaması için önlem alacaklardır ve daha önce yaptıkları açıklamaları tekrarlayacaklardır."
Amerikan yönetimi, Ermeni tasarısına karşı genelde iki tez öne sürüyor: Türkiye’nin stratejik önemi ve tasarının onayının Türk Amerikan ilişkilerine vereceği zarar; Ve tasarının onayının Türkiye Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesi sürecini olumsuz yönde etkilemesi… Türkiye- Ermenistan protokollerinin rafa kaldırılması Obama yönetiminin tezlerinden birini kaybetmesine mi neden oldu?
Lesser şöyle diyor: "Evet, durumu biraz zorlaştırdı. İlişkilerin normalleştirilmesi ihtimali bir iki yıl boyunca bir fırsat yarattı. Tabi, daha önceki yönetimlerin elinde de böyle bir koz yoktu. ‘Stratejik ilişkilerin önemi’ tezi her zaman öne sürülecektir. Ayrıca bu konuya bu şekilde eğilmemek gerektiği de savunulacaktır. Ama protokollerin rafa kaldırılması Obama yönetimini güçlü bir tezden yoksun bırakıyor."
Bu tür tasarıların bağlayıcı niteliği bulunmuyor… Başkanın imzasına sunulmuyor ve her hangi bir yaptırım gücü yok. Amerikan Alman Marshall Fonu uzmanı Ian Lesser, tasarının önemini şöyle ifade ediyor: “Tasarının ne kadar önemli olduğu, yüklediğiniz anlama bağlı. Bunlar sembolik tasarılardır. Türkiye’de ve yurtdışında bir çok kişi bunu anlamıyor. Bu tasarılar bir olayı anmak veya hatırlamak açısından hazırlanıyor. Genelde bu kadar etkili bir konu için hazırlanmazdı. Yasal zemini, yaptırım gücü bulunmuyor… Politika açısından anlam taşımıyor. Onayının ardından bir şey yapılmasını gerektirmiyor. Bu alt tarafı bir ifade şeklidir. Dolayısıyla o açısından baktığımızda kaygı duymaya gerek yok. Ancak sembolik açıdan önemli… Kullanılan söylem açısından önemli tabii.”
Peki tasarının onayı Türk Amerikan ilişkilerini nasıl etkiler: “Benzer tasarılar Avrupa’da da onaylandı – Kanada’da da yanılmıyorsam. Dolayısıyla bu konuda biraz tecrübemiz var. Evet ikili ilişkileri etkileyen bir şey. Türk kamuoyunun bu konuda çok güçlü görüşleri var. Ayrıca bunun Amerikan Kongresi olması açısından önemi var – neticede bu Fransa veya Belçika değil… Bunun ağır bir bedeli olacağını düşünüyorum. Özellikle kamu nezdinde. Türk kamuoyu zaten Amerikan liderliği konusunda son derece olumsuz görüşlere sahip. Bu da aşılabilir mi? Muhtemelen aşılır. Ama zaman alır…”
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin makamı tasarının gündeme alınıp alınmayacağı konusundaki sorularımızı yanıtsız bıraktı. Washington’da Türk tarafının kaygı duyduğu nokta tasarının bir oldu bittiye getirilmesi ve Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nun görüştüğü diğer maddelerin arasında sıkıştırılması...
(VOA - TGRT Haber Ortak Yayını - 21 Aralık, 2010 - TSİ 21:00)
Temsilciler Meclisi Genel Kurulu bugün TSİ 17:00’de yeniden toplanacak. Tasarının oya sunulup sunulmayacağı hala netlik kazanmadı