WASHINGTON, DC —
Türkiye’den gelen hükümet yetkilileri, ekonomist ve özel sektör temsilcileri Washington’da düzenlenen bir toplantıda Amerikalı yatırımcılara Türkiye’deki yatırım ortamı ve ekonominin genel durumu hakkında bilgi verdi. Türkiye’den gelen heyetin üyeleri arasında Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Dr. Cevdet Akçay da vardı. Akçay toplantı sonrasında, yatırımcılara yaptığı değerlendirmeleri Amerika’nın Sesi’yle de paylaştı.
Amerika’da başlayan ve Avrupa’yı da etkisi altına alan küresel mali kriz sonrasında dünyadaki ekonomik dengelerde gelişmekte olan ülkeler lehine bir değişiklik gözlenmişti. Ancak son dönemde, bu ülkelerde de yavaşlama görülüyor. Amerika Merkez Bankası’nın tahvil alımlarını yavaşlatmaya başlayacağı yolundaki işaretler de bu ülkelerden sıcak para akışını kısa süreli olarak hızlandırdı. Bankanın bu kararı uygulamaya geçirmesiyle, akışın sürekli olup olmayacağı ve bu ülkeleri olumsuz etkileyip etkilemeyeceği, bu ülkelerin büyüme hızını devam ettirip ettiremeyecekleri de sıkça sorulan sorular oldu. Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Cevdet Akçay, küresel ekonomide son gelinen noktayı ve temel algıyı şöyle açıklıyor: “Önümüzdeki dönemde dünya ekonomisindeki en önemli nosyon, büyüme. Büyüme problemi olan bir dolu yer görüyoruz dünyada. Amerika toparlanma sürecinde, Avrupa kötü vaziyette. Daha da önemlisi gelişmekte olan ülkelerde büyüme problemi ortaya çıkmaya başladı. Bu sene öncesine göre farklı bir durum. Üç sene önce BRICS ülkeleri muazzam büyüyecek gibi gerçekçi olmayan bir beklenti vardı. Bunun gerçekçi olmadığı anlaşıldı. Çünkü her gelişmekte olan ülkenin kendine özgü sorunları ortaya çıktı. Bu yatırımcıları endişelendiriyor. Bir de bunun üzerine Amerika Merkez Bankası’nın varlık alımlarını azaltacağı haberi ikinci bir dalga etkisi yarattı. Zaten büyüme beklentisi aşağı çekiliyordu, bir de bu gelince, fonlama problemi çekecek ülkelerde daha da büyük sorun ortaya çıkacak gibi bir beklenti oluştu.”
Akçay bu nedenlerle şimdi katlanan bir büyüme beklentisi ve fonlama problemi algısı oluştuğunu söylüyor. Ancak Cevdet Akçay likidite problemi yaşanacağına inanlara katılmıyor: “Likiditenin artış hızı azaltılıyor ama artış azalması akut likidite olacağı anlamına gelmiyor. FED’in tapering’i [tahvil alım programının yavaşlatılması] bir Lehman krizi değil, bir Avrupa borç krizi değil. Aslında olan, iyi bir durum; Amerika’daki toparlanmanın yeniden fiyatlanması, dolayısıyla kriz muamelesi yapılacak bir durum değil.”
Cevdet Akçay, Türkiye ekonomisini değerlendirirken de, özel sektörün düşük yatırım maliyetlerine rağmen yatırım harcamalarını devreye sokmamasını bir sorun olarak görüyor. Bunun nedenlerinden birinin de yurtdışından kaynaklanan belirsizlikler olduğunu söylüyor.
Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Cevdet Akçay’ın değerlendirmelerini yukarıdaki bağlantıya tıklayarak izleyebilirsiniz.
Amerika’da başlayan ve Avrupa’yı da etkisi altına alan küresel mali kriz sonrasında dünyadaki ekonomik dengelerde gelişmekte olan ülkeler lehine bir değişiklik gözlenmişti. Ancak son dönemde, bu ülkelerde de yavaşlama görülüyor. Amerika Merkez Bankası’nın tahvil alımlarını yavaşlatmaya başlayacağı yolundaki işaretler de bu ülkelerden sıcak para akışını kısa süreli olarak hızlandırdı. Bankanın bu kararı uygulamaya geçirmesiyle, akışın sürekli olup olmayacağı ve bu ülkeleri olumsuz etkileyip etkilemeyeceği, bu ülkelerin büyüme hızını devam ettirip ettiremeyecekleri de sıkça sorulan sorular oldu. Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Cevdet Akçay, küresel ekonomide son gelinen noktayı ve temel algıyı şöyle açıklıyor: “Önümüzdeki dönemde dünya ekonomisindeki en önemli nosyon, büyüme. Büyüme problemi olan bir dolu yer görüyoruz dünyada. Amerika toparlanma sürecinde, Avrupa kötü vaziyette. Daha da önemlisi gelişmekte olan ülkelerde büyüme problemi ortaya çıkmaya başladı. Bu sene öncesine göre farklı bir durum. Üç sene önce BRICS ülkeleri muazzam büyüyecek gibi gerçekçi olmayan bir beklenti vardı. Bunun gerçekçi olmadığı anlaşıldı. Çünkü her gelişmekte olan ülkenin kendine özgü sorunları ortaya çıktı. Bu yatırımcıları endişelendiriyor. Bir de bunun üzerine Amerika Merkez Bankası’nın varlık alımlarını azaltacağı haberi ikinci bir dalga etkisi yarattı. Zaten büyüme beklentisi aşağı çekiliyordu, bir de bu gelince, fonlama problemi çekecek ülkelerde daha da büyük sorun ortaya çıkacak gibi bir beklenti oluştu.”
Akçay bu nedenlerle şimdi katlanan bir büyüme beklentisi ve fonlama problemi algısı oluştuğunu söylüyor. Ancak Cevdet Akçay likidite problemi yaşanacağına inanlara katılmıyor: “Likiditenin artış hızı azaltılıyor ama artış azalması akut likidite olacağı anlamına gelmiyor. FED’in tapering’i [tahvil alım programının yavaşlatılması] bir Lehman krizi değil, bir Avrupa borç krizi değil. Aslında olan, iyi bir durum; Amerika’daki toparlanmanın yeniden fiyatlanması, dolayısıyla kriz muamelesi yapılacak bir durum değil.”
Cevdet Akçay, Türkiye ekonomisini değerlendirirken de, özel sektörün düşük yatırım maliyetlerine rağmen yatırım harcamalarını devreye sokmamasını bir sorun olarak görüyor. Bunun nedenlerinden birinin de yurtdışından kaynaklanan belirsizlikler olduğunu söylüyor.
Yapı Kredi Bankası Baş Ekonomisti Cevdet Akçay’ın değerlendirmelerini yukarıdaki bağlantıya tıklayarak izleyebilirsiniz.
