Pazartesi günü Birleşmiş Milletler'in en yüksek mahkemesi olan Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı'nda "İsrail'i işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının" ele alınacağı duruşmalar başladı.
Filistinli temsilciler Pazartesi günü mahkeme yargıçlarından İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini yasadışı ilan etmelerini isteyerek, tavsiye niteliğindeki görüşlerinin iki devletli bir çözüme ve kalıcı bir barışa katkıda bulunabileceğini söyledi.
Talepler, Uluslararası Adalet Divanı'nda bir hafta süren duruşmaların açılışında geldi. BM Genel Kurulu 2022'de işgal konusunda tavsiye niteliğinde ya da bağlayıcı olmayan bir görüş istemişti. 50'den fazla devlet 26 Şubat'a kadar argümanlarını sunacak.
Filistin'in Birleşmiş Milletler Temsilcisi Riyad Mansur, sesinin çatladığı ve gözyaşlarını tutamadığı konuşmasında, "Sizi İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığının yasadışı olduğunu teyit etmeye çağırıyoruz" dedi.
"Bu yüce mahkemeden çıkacak bir karar, işgalin derhal sona erdirilmesine katkıda bulunacak, adil ve kalıcı bir barışa giden yolu açacaktır" şeklinde konuşan Riyad Mansur, hiçbir Filistinli'nin ya da İsrailli'nin öldürülmediği, iki devletin barış ve güvenlik içinde yan yana yaşadığı bir gelecek istediklerini kaydetti.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki de Pazartesi günü İsrail'in Filistin topraklarını işgaliyle ilgili bir hafta süren oturumların açılışında yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığını ve yıllardır Filistinliler'e karşı 'apartheid' politikası uyguladığını söyledi.
El Maliki, "Bunun devam etmesine izin vermek kabul edilemez. Buna bir an önce son vermek ahlaki ve yasal bir zorunluluktur" ifadelerini kullandı.
İsrail duruşmalara katılmıyor
Duruşmaların 26 Şubat'a kadar sürmesi ve bu tarihten sonra yargıçların birkaç ay içerisinde tavsiye niteliğinde bir "danışma görüşü" bildirmeleri bekleniyor.
ABD, Çin, Rusya, Güney Afrika ve Mısır’ın da katılması beklenen duruşmaların son günü olan 26 Şubat'ta ise Türkiye bir sunum yapacak. İsrail ise, yazılı gözlemlerini göndermesine rağmen Lahey’de bulunmayacak.
İsrail geçmişte benzer tavsiye kararlarını görmezden gelmiş olsa da, devam eden İsrail-Hamas çatışmaları ve Gazze’den yaşanan sivil ölümler nedeniyle açıklanacak görüşün İsrail üzerindeki baskıya arttırabileceği yorumları yapılıyor.
Bugün başlayan duruşmalar, İsrail'in yine UAD'de soykırım sözleşmesini ihlali nedeniyle yargılandığı davadan farklı. Danışma görüşü, diğer davadan farklı olarak, iki devletin karşı karşıya geldiği bir dava niteliği taşımıyor.
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırılardan sonra Gazze'de tırmanan şiddet, Ortadoğu'da zaten derinlere kök salmış olan mağduriyetleri daha da karmaşık hale getirmiş ve barışa giden yolu bulma çabalarına zarar vermişti.
Uluslararası Adalet Divanı'nın 15 yargıçtan oluşan heyetinden İsrail'in "Kutsal Şehir Kudüs'ün demografik yapısını, karakterini ve statüsünü değiştirmeye yönelik tedbirler de dahil olmak üzere işgal, yerleşim, ilhak ve ilgili ayrımcı mevzuat ve tedbirleri kabul etmesini" incelemesi istenmişti.
Duruşmalara katılmayan İsrail, Pazartesi günü mahkeme tarafından yayınlanan 5 sayfalık yazılı bir açıklama göndererek, BM Genel Kurulu tarafından sorulan soruların önyargılı olması nedeniyle bir tavsiye kararının çatışmayı çözme girişimlerine "zarar vereceğini" belirtti.
Yargıçların, işgalin hukuki statüsü ve sonuçlarını da değerlendirmelerini isteyen taleple ilgili görüş bildirmelerinin yaklaşık altı ay sürmesi bekleniyor.
İsrail, Filistinliler'in devlet kurmak istedikleri tarihi Filistin toprakları olan Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs'ü 1967'deki savaşta ele geçirmiş ve o zamandan beri Batı Şeria'da yerleşim yerleri inşa ederek işgal altındaki alanları sürekli genişletmişti.
İsrailli liderler, egemen bir Filistin'den değil, bir savaş sırasında Ürdün ve Mısır'dan ele geçirildikleri gerekçesiyle bu toprakların resmi olarak işgal altında olduğu fikrine karşı çıkıyor.
Birleşmiş Milletler 1967'den beri bu toprakların İsrail tarafından işgal edildiğini belirtiyor ve barışı sağlamanın tek yolu olarak İsrail güçlerinin geri çekilmesini talep ediyor. Ancak 1967 tarihli kararda bu kararın yasadışı olduğu özellikle belirtilmemişti.
İsrail geçmişte hukuki görüşleri görmezden gelmiş olsa da bu karar, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasından bu yana Gazze'deki sağlık yetkililerine göre yaklaşık 29 bin Filistinli'nin ölümüne neden olan Gazze savaşı üzerindeki siyasi baskıyı arttırabilir.
2005 yılında Gazze'den çekilen Hamas, komşu Mısır'la birlikte Gazze'nin sınırlarını kontrol etmeye devam ediyor. Hamas ayrıca çoğu ülke tarafından tanınmayan bir hareketle Doğu Kudüs'ü de ilhak etti.
'Ahlaki, siyasi ve hukuki bir zorunluluk'
Duruşma, Filistinliler'in uluslararası hukuk kurumlarının İsrail'in tutumunu incelemesini sağlama çabalarının bir parçası. İsrail'in Hamas saldırılarına karşılık olarak Gazze'ye açtığı ve İsrail rakamlarına göre 1200 kişinin ölümüne yol açan savaştan bu yana bu çabalar hız kazandı.
İsrail, Hamas militanları ve diğer gruplar tarafından varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğunu ve meşru müdafaa amacıyla hareket ettiğini kaydediyor.
Öte yandan İsrail saldırılarından kaçınmak için Gazze'nin güneyine kaçan bir milyondan fazla Filistinli'nin son sığınağı olan Refah kentine yönelik bir İsrail kara saldırısı endişeleri de artıyor.
BM Genel Kurulu 2022 yılında, mahkemeden işgal konusunda tavsiye niteliğinde ya da bağlayıcı olmayan bir görüş istemişti.
Kurul, Dünya Mahkemesi olarak da bilinen Uluslararası Adalet Divanı'ndan ikinci kez, işgal altındaki Filistin topraklarıyla ilgili bir danışma görüşü talep ediyor.
Temmuz 2004'te mahkeme İsrail'in Batı Şeria'da inşa ettiği ayrım duvarının uluslararası hukuku ihlal ettiğine ve yıkılması gerektiğine karar vermişti.
"Danışma görüşü" nedir?
Birleşmiş Milletler'in temel yargı organı Uluslararası Adalet Divanı'nın görevleri arasında ilk olarak devletler arasında ortaya çıkan hukuki ihtilafları, uluslararası hukuka uygun şekilde çözmek, ikinci olarak da kendisine yönlendirilen hukuki konularda danışma görüşü bildirmek bulunuyor.
BM organları ve faaliyet alanlarıyla ilgili olması şartıyla BM yetkili kuruşları uluslararası hukuka ilişkin konu hakkında UAD'den danışma görüşü isteyebiliyor. Devletler ise, Divan'dan danışma görüşü isteyemiyor.
UAD bu meselede İsrail'in, işgal ettiği Filistin'deki politikaları ve uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin bağlayıcı olmayan danışma görüşü verecek.
Danışma görüşleri her ne kadar bağlayıcı olmasa da UAD'nin o mesele hakkındaki görüşünü yansıtması bakımından önem taşıyor.
Forum