Birkaç gün önce Afganistan’da 10 gazetecinin öldürülmesi, gazetecilerin dünyanın çeşitli yerlerinde haber yaparken yaşadıkları tehlikeleri bir kez daha gözler önüne serdi.
Şiddete ve hükümetlerden gelen baskıya rağmen gazeteciler bedeli ne olursa olsun çatışma bölgelerinde işlerini yapmaya devam ediyor.
Gazeteci Myroslava Gongadze için basın özgürlüğü Ukrayna’da araştırmacı gazetecilik yapan eşinin hayatına mal oldu: “Eşim polis tarafından öldürüldü, çünkü Ukrayna’da çok sayıda yolsuzluk haberi yapıyorduk. Açıkça görülüyor ki devlet başkanı ve hükümet bundan hoşlanmadı. Eşim bir gün kayboldu ve iki ay sonra polis tarafından öldürüldüğünü öğrendik.”
Gazetecileri Koruma Komitesi’ne göre dünyada basın özgürlüğü her geçen gün azalıyor. Komitenin raporunda sadece son dört ayda 24 gazetecinin öldürüldüğü, bu gazetecilerin dokuzunun Kabil’de intihar saldırılarında hayatını kaybettiği belirtildi. Afgan Gazeteci Güvenliği Komitesi'nden Necib Şerifi, “Tehlikeler belirgin şekilde arttı. Bizler Afganistan tarihinde gazetecilere karşı yapılan en kanlı eylem olan bu kin dolu saldırıdan başka, ülkenin her yerinde gazeteciler olarak çeşitli düzeylerde tehditler alıyoruz" diye konuştu.
Gazetecilere yönelik saldırılar cinayetle sınırlı değil. Myanmar’da Reuter haber ajansının iki çalışanı 12 Aralık’ta tutuklandı. Nedeni yüzbinlerce Arakanlı Müslüman’ın geçen Ağustos’tan itibaren Bangladeş’e kaçmasına sebep olan Burmalı askerlerin Arakan eyaletindeki acımasız askeri operasyonunu haber yapmalarıydı. Gazetecileri Koruma Komitesi'nden Courtney Radsh, “Son iki yılda gazetecilere yönelik hapis uygulaması arttı. Geçen yıl en son yaptığımız hapishane sayımında en az 262 gazetecinin demir parmaklıklar ardında olduğunu gördük. Aralarında terörü desteklemek ve devletin hoşuna gitmeyen konularda haber yapmak da olan ‘devlet düşmanlığı suçlamaları’ biliyoruz ki gazetecilikle özdeşleştiriliyor” diye konuştu.
Greta Van Susteren’e konuşan Amerika'nın Sesi Afgan Dili Bölümü'nden Rahman Bunairee, medyaya yönelik tacizlerin gittikçe kötüleştiğini söyledi: “Özgür basından hoşlanmayan çok kişi var. Örneğin ordu, dini liderler ya da hükümetteki politikacılar. Geçen yıl kameramanımız bir protesto gösterisini çekerken hapse atıldı ve bu canlı yayındayken oldu. Bir asker muhabirlerimizden birinin ağzına gözyaşartıcı bomba koymaya kalktı, bu da yine canlı yayında oldu.”
Necib Şerif, kendisinin ve bölgede görev yapan diğer gazetecilerin yaşanan son şiddet olayı nedeniyle yıkılmayacaklarını söyledi: “Bu, onların görevlerine bağlılıklarına gölge düşüremeyecek. Haberlerini takip etmeye, bu meslekte çalışmaya devam edecekler çünkü medyanın rolünün önemine çok güçlü şekilde inanıyorlar.”
Tehlikeyle yüzleştiklerinde bile gazeteciler dünyanın karanlıkta kalmış bölgelerinden hiç duyulmamış haberlere ses vermek için hayatlarını ortaya koymaya devam ediyor.