Suriye’nin geleceğine ilişkin Cenevre müzakereleri sürecinin nasıl gelişeceği merak konusu iken; Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu yönetiminden Halid Hoca, Suriye’nin herhangi bir şekilde bölünmesi yönünde atılacak adımların Türkiye’nin bölünmesi anlamına geleceğini savundu.
Hükümet politikalarını destekleyici çizgideki SETAV (Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Araştırmaları Vakfı), Suriye’deki kriz tablosunu 5’nci yılın sonunda değerlendiren bir panel gerçekleştirdi. SETAV Genel Koordinatörü Yardımcısı Muhittin Ataman’ın yönetimindeki panelde, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) Müzakere Kurulu üyesi Halid Hoca, gazeteci Hadi Abdullah ile SETAV Uzmanı Ufuk Ulutaş konuşmacıydı.
Cenevre’de geçmiş müzakere süreçleri ve kararlarını etkisizleştirecek adımlar atıldığını anımsatan Hoca, 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararını hatırlattı. Mevcut gelişmeleri Rusya’nın yönlendirmeye çalıştığını kaydeden Hoca, “Rusya bu sürece rejim için kurtuluş olarak görüyor” görüşünü dile getirdi. Suriye’nin parçalanmasına yol açacak her adıma karşı çıkacaklarını vurgulayan Hoca, “Suriye’yi bölmek Türkiye’yi bölmektir” dedi.
Amerika’nın Sesi’nin, Suriye’nin geleceğine ilişkin beklentisini sorduğu Halid Hoca,muhalifler olarak ne beklediklerini şöyle anlattı:
“Mutlaka demokratik, çoğulcu ve bireysel özgürlüklere dayalı bir Suriye olacak. Bunu elde edinceye kadar Suriye muhalefeti, aktivisti ve Özgür Suriye Ordusu ile mücadelesine devam edecek. Ama Suriye, bugün artık uluslararası bir sorun. Suriye halkının üçte birinden fazlası Suriye dışına çıktı, mülteci durumunda. Barış artık herkesin sorumluluğundadır. Müzakerelerde, 4 temel nokta üzerinde duruyoruz. İç barış, yeniden yapılanma, anayasa ve düzenli ordu kurulması. Bu konularda uluslararası bir desteğin oluşturulması lazım. Özellikle de mülteci konumundaki Suriyelilerin geri dönüşü ve kent yapılanmaları için destek gerekiyor.”
Ulutaş: Amerika’nın federalizmi
SETAV Dış Politika Direktörü Ufuk Ulutaş, Suriye’deki tabloda vekaletler savaşı yaşandığı tezine karşılık bunun askerleriyle girmeyi göze alamayanlarca yürütülen bir savaş olduğunu kaydetti. Ancak Suriye’de ise farklı bir durum ortaya çıktığını da belirten Ulutaş, ilk öncesinde Suriyeli muhalefetine destek verilirken öbür tarafta İran kendi askerleriyle içeride bulunuyor. “İran için bu vekaletler savaşı değil” diyen Ulutaş, Rusya’nın hava saldırısı düzenlediğini ve içeride de asker bulundurduğunu dile getirdi. Suriye’deki savaş bir taraf için vekaletler savaşı diğer taraf içinse bizzati savaş anlamına geldiğini söyleyen Ulutaş, “Suriye’ye dair bir şey biliyorsamo da Suriye’deki muhalefette birleşme sağlanamayacağıdır” dedi.
Cenevre’deki son durumda “federalizm” tartışması gördüğünü belirten Ulutaş, “Bütün aksi yöndeki açıklamalarına karşın ABD’nin federalizm fikrine hazır olduğunu düşünüyorum. Bu konuda ciddi planları olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Suriyeli gazeteci rejimi suçladı
Suriye’deki gelişmeleri yerinde izlemek üzere sıkça Türkiye ile çatışma noktaları arasında mekik dokuduğunu kaydeden Suriyeli gazeteci Hadi Abdullah da, IŞİD ile ilgili olarak “Esad rejimi cinayetleri yerine kendi eylemlerine videolu paylaşımlarıyla dikkati üzerine çekti” görüşünü savundu. Suriye’deki halkın devrimini kimseye çaldırmayacağını belirten Abdullah, El-Nusra için de benzeri olacağını ve halkın karşı koyacağını dile getirdi. Abdullah, Esad rejimiyle barış ortamı sağlanamayacağını da vurgulayarak, “Zulüm, baskı, katliam son 50 yıldır devam etmektedir. Esad ailesi kendi çiftliğinin köleleri gibi Suriyelileri kullanıyor. Halk devrimi zalim rejime karşı direniş haline dönüştü. Esad kendisi itiraf etmişti ki ‘İlk 6 ayda devrimciler silah kullanmadı’ diye. Ama direnişçiler, katliam ve cinayetlere maruz kaldılar” ifadelerini kullandı.