İran rejimine karşı yıllardır silahlı mücadele yürüten Halkın Mücahitleri örgütü, son günlerde yeniden gündeme gelmeye başladı. Amerika’nın terör örgütleri listesinde yer alan Halkın Mücahitleri, 1979’da Şah’ın devrildiği İslam Devrimi’ni düzenleyen kesimlerden biriydi. Hem Marksist hem de İslamcı karaktere sahip örgüt, daha sonra İran İslam Cumhuriyeti’ni hedef alan bir silahlı muhalif bir örgüte dönüştü.
İranlı muhalefet grubu Halkın Mücahitleri, adını Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın dış kaynaklı terör örgütleri listesinden çıkartmak için iki ayrı kampanya yürütüyor.
Bunlardan biri, önde gelen Amerikalı destekçilerin katıldığı bir halkla ilişkiler kampanyası. Diğeri de Amerika Dışişleri Bakanlığı’na karşı açılan dava.
Halkın Mücahitleri, yıllar önce terörden vazgeçti. Georgetown Üniversitesi’nden Paul Pillar’a göreyse örgüt kanlı geçmişini hala silebilmiş değil: “Halkın Mücahitlerinin 1970’li yıllara, Şah dönemine kadar uzun bir geçmişi var. Örgüt, hem İslamcı hem de Marksist prensipleri benimsedi. İlk eylemlerini de İran’daki Amerikan hedeflerine, askeri hedeflere düzenledi.”
Halkın Mücahitleri 1979 İslam Devrimi’nde Ayetullah Humeyni’ye ve Tahran’daki Amerikan büyükelçiliğinin basılmasına destek vermişti. Eski rehinelerden John Limbert anlatıyor: “Hiçbir şekilde barış yanlısı olmadılar. Zaman zaman, son derece açık bir şekilde, yargılanmamız ve idam edilmemizi istediler.”
1981’de Halkın Mücahitleri, İran’ın ulema rejimiyle ayrılığa düştü. Örgüt, düzenlediği bombalı saldırıda cumhurbaşkanı ve başbakanı öldürdü. Daha sonra liderleri Avrupa’ya kaçtı.
Örgüt 1980 ve 88 yılları arasındaki İran-Irak savaşında Irak’a destek verdi.
Irak diktatörü Saddam Hüseyin 1986’da, Bağdat’ın kuzeyinde Halkın Mücahitleri yanlıları için Eşref Kampı’nı kurdu.
1991 yılında Halkın Mücahitleri, Irak’ın kuzeyindeki Kürt, güneyindeki Şii isyanını bastırmada Saddam Hüseyin’e destek verdi.
1992’de örgüt üyeleri 13 ülkede İran büyükelçiliklerine ve temsilciliklerine saldırdı.
Amerika, 1997’de çıkardığı yeni yasayla Halkın Mücahitleri ve 29 diğer örgütü Dış Kaynaklı Terör Örgütleri listesine aldı. Arkasından İngiltere ve Avrupa Birliği de benzer bir açıklama yaptı.
2002 yılında örgüt Natanz ve diğer kentlerde İran’ın nükleer tesislerini ortaya çıkardı.
Amerika ve koalisyon orduları, ertesi yıl Saddam Hüseyin’i devirdi. Amerikan kuvvetleri Eşref Kampı’na girdi. Kamptaki Halkın Mücahitleri örgütü üyeleri silah ve terörden vazgeçme sözü verdi.
Fransız yetkililer, 2003 yılında örgütün lideri Meryem Recavi ve 160 örgüt üyesini terör saldırıları planlama ve mali destek sağlama suçlarından tutukladı. Recavi daha sonra serbest bırakıldı.
2009 ve 2011 yılları arasında Irak ordusunun saldırılarına hedef olan Eşref Kampı boşaltıldı.
Örgütün Amerikalı avukatı Allan Gerson, Halkın Mücahitleri’nin terör örgütleri listesinde yer almasının, Eşref kampı sakinlerinin başka yerlere yerleştirilmesine engel olduğunu savundu: “Halkın Mücahitleri’nin terör örgütleri listesinde tutulması, örgütün üyelerinin başka ülkelere yerleştirilmesinin önündeki en büyük engel.”
Halkın Mücahitleri, Dışişleri Bakanlığı’nın terör örgütleri listesinden çıkarılmak için Amerika içinde büyük bir halkla ilişkiler kampanyası yürütüyor.