TBMM Anayasa Komisyonu’nda, AKP’nin dokunulmazlıklara ilişkin anayasa değişikliği teklifi, bugünkü görüşmelerde HDP’nin salonu terk etmesinin ardından bir saat içerisinde CHP, MHP ve AKP’nin oylarıyla kabul edildi.
Meclis Anayasa Komisyonu, anayasa değişikliği teklifiyle ilgili ilk toplantısını geçtiğimiz perşembe günü gerçekleştirmişti ancak iki kez kavga yaşanmasının ardından görüşmeler hafta başına ertelenmişti. Komisyon, dünkü görüşmesine saat 15.00’te başladıktan sonra saat 17.30’da sert bir kavgaya sahne oldu ve bunun üzerine ara verildi. Saat 18.30’da Komisyon yeniden toplandığında, AKP’li Komisyon Başkanı Mustafa Şentop, muhalefetçe yöneltilen mekan değişikliği talebini reddederek görüşme maratonunu devam ettirdi.
Komisyon görüşmelerinde ilerleyen saatlerde, “yemek arası” gibi teklifleri de kabul görmeyen ve AKP’nin süreci uzatmakla suçladığı HDP’den protesto hamlesi geldi. Saat 22.45’te HDP’li milletvekilleri, Mithat Sancar grup adına veda niteliğindeki konuşması ardından Komisyon’u topluca terk etti.
HDP’nin yer almadığı Komisyon’da saat 23.45’te ise anayasa değişikliği teklifi görüşmelerini jet hızıyla tamamladı. AKP’nin, Meclis’te fezleke dosyaları olan milletvekilleri hakkında dokunulmazlıkları kaldırmayı öngören anayasa değişikliği teklifi, CHP ile MHP’nin de oylarıyla Komisyon’dan geçti. Şimdi artık gözler TBMM Genel Kurulu’ndaki görüşmelere çevrilecek.
CHP’li Tezcan’ı AKP alkışlayınca
Komisyon’da devam eden görüşmelerde ilk önce Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile HDP’li Meral Danış Beştaş, arasında sözlü gerilim yaşandı. Beştaş, Güneydoğu’da sivil halkın öldürüldüğüne ilişkin sözler sarf ettiğinde, Bakan Bozdağ’ın “Yalan” ifadesi kullanmasıyla kısa süreli polemik gözlendi. Bozdağ’a elinde tek tek isimler olduğunu belirterek, tepki gösteren Beştaş, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de (AİHM) tedbir kararı vermedi diyeceksiniz herhalde cevabınızı bekliyorum” diye konuştu. Beştaş, şimdi ise Anayasa Komisyonu’nda çoğunluk gücüyle fiziki şiddetle darbe yapıldığını söyledi.
HDP’li Beştaş’ın ardından sözü, CHP’li Bülent Tezcan aldı. CHP Genel Başkan Yardımcısı, konuşması sırasında CHP’yi de çözüme itiraz etmekle suçladığı için Beştaş’a tepki gösterdi. Tezcan, “Ben iktidar tarafından şehirlerde silahlar depolanırken terör örgütüne yardım ve yataklık yapıldığını söyledim. Hendek kazmak, çukurlara bomba yerleştirmek mi sorunu Meclis’te çözmek? Silah dağıtmak, kamyonlardan sorunu Meclis’te çözmek mi? Mahkeme kurup devlete alternatif yargılama yapmak mı sorunu Meclis’te çözmek? Militan kaydetmek mi, okul yakmak, barajları kundaklamak mı, iş makinelerini yakmak mı sorunu Meclis’te çözmek? Biz bunlara itiraz ettik, yine itiraz ediyoruz. Bir tarafta sorun Meclis’te çözülsün derken öbür tarafta teröre ağzını hiç açmamakla sorun çözülemez” diye konuştu.
Bu sırada AKP’liler, Tezcan’ı alkışlamaya başladı. Ancak Tezcan, onlara da, “Sizler hiç alkışlamayın” diye tepki gösterdi.
AKP konuşma hakkını 5 dakikayla sınırladı
Komisyon’da müzakere sürecine ilişkin gerilimi, AKP’li Recep Petek’in okuduğu konuşma süresine ilişkin önerge pekiştirdi. AKP, Komisyon üyesi vekiller dışındaki milletvekillerince sadece 5’er dakika konuşma yapılabileceğini belirten önergeyi oy çokluğuyla geçirdi.
TBMM İç Tüzüğü uyarınca, önerge üzerinde konuşmalar yapılması gerekli olmasına ve CHP’li Mahmut Tanal gibi, hem CHP hem de HDP’den itirazlara rağmen AKP’li Komisyon Başkanlığı müzakereye izin vermedi. Böylece Komisyon üyesi olmayan vekillere sadece 5’er dakika söz hakkı tanınacağı belirtildi.
HDP’de protesto sinyalini Kürkçü verdi
Süresi kısıtlı vekillerden HDP’li Ertuğrul Kürkçü, söz aldığında, “Böyle tartışma, böyle konuşma olmaz. Siz insanları tüm haklarından mahrum edeceksiniz konuşmaları için 5 dakika lütfedeceksiniz. Hadi canım.” diyerek salondan çıktı.
HDP’li Ayhan Bilgen de, AKP’ye neden bu fezlekeler ilk geldiğinde bunları işleme almadığını sorarak, şimdiki süreçte ülkeye kayıp yaşatılacağını savundu.
HDP’nin başörtülü milletvekili Hüda Kaya da, AKP’lilere seslenerek, 28 Şubat’tan farklı bir süreç yaşanmadığını ve bunun da darbe olduğunu öne sürdü.
Önder, Hükümet-PKK mesaj trafiğini hatırlattı
Senarist ve yönetmen olan HDP’li Sırrı Süreyya Önder, yıllarca cezaevinde yattığını ve bunun sonucunda sinema eserleri ortaya koyduğunu belirttiği konuşmasıyla dikkat çekti. Önder, Hükümet ile PKK arasındaki mesaj trafiğini vurguladığı konuşmasında şunları ifade etti:
“Muhtemeldir ki bu son konuşmamız. Cezaevine ilk 16 yaşında girdim Adıyaman'da. 18 yaşında yine 12 yıl ağır hapse mahkum edildim. Cezaevinde 50 gün ölüm orucu gerçekleştirdim. Anayasal düzeni tahrir ve ilgaya tam teşebbüsten suçlandım. Ama sonra çıktığımda burada yeni anayasa yazım komisyonunda görev aldım. Hep birlikte o eski anayasayı burada mahkum ettik. Ayrıca 12 Eylül faşizmini şebek eden iki film yazdım, birini de Beynelminel’i de yönettim. Sonra Barış Süreci başladı. Sayın Bakan ile, MİT ile, Milli Güvenlik Kurulu temsilcileri ile, PKK ile Sayın Öcalan ile 3,5 yıl süren özel görüşmeler yaptık. Devlet, Başbakan ve Bakanlar, MİT’in özel ricalarını PKK'ya götürdük. Günlerce dağda kaldık. Onlarla tartıştık, değerlendirdik, bu ülkeye barışı getirmek için. Şimdi hepinizin olumluyarak bahsettiği 2013 Nevruz Bildirgesi’ni okumuş olduğum için hakkımda müebbet hapis cezası isteniyor. Umurumda oluyorsa Allah şu merdivenlerden inmeyi nasip olmasın. Bugüne kadar çektiğim, yazdığım her şey şeref madalyamdır. Bir şeref madalyamı da siz takacaksınız. Bu şükran borcumu ödemek için bu dönemi de şebek eden bir film daha çekmezsem, bütün emeğim haram olsun. Ben bu Meclis’te bir şerefli iş daha yaptım ve Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda da yer aldım. O Komisyon'da bizzat bana işkence yapan albayı sorguladım, çıra gibi titriyordu. Hepsi geldiğinde, ‘Ben yapmadım fifi yaptı’ modundaydı. Sayın Bakan uzaktan şahit göstermeyiniz. Sayın Beşir Atalay, Sayın Efkan Ala, var iken Sayın Sadullah Ergin ile Başbakanlık’ta öyle gizli saklı yerlerde değil. Bu mahkeme kararlarını, bu çifte standartlı yaklaşımlar üzerine saatlerce hasbihal ettik. Şimdi bundan dolayı müebbet hapis cezası isteniyor. Bundan korkan dünyanın en alçak adamdır. Ama bu ülkeye toplumsal faturası büyük olacaktır. Ben çocuğuma böyle şeref madalyası bırakacağım. Ama umarım sizlere çocuklarınız ‘Baba siz o dönemde orada mıydınız?” diye sormaz.”
CHP’li Erkek: ‘Hayır ya da evet demek farklı bir şey’
Komisyon’da HDP’li Osman Baydemir’in ardından CHP’li Muammer Erkek de, teklifi nasıl anayasaya aykırı gördüklerini anlattı ve bakanlar da dahil olmak üzere CHP olarak tüm dokunulmazlıklara karşı olduklarını anımsattı.
Erkek, Başkanlık Sistemi dayatmasının gündemde olduğunu ve teklif ile anayasa değişikliği yapılmadan sadece askıya alan bir düzenleme yapıldığını vurguladı. Anayasa’nın geçici maddeyle askıya alınamayacağını belirten Erkek, “Hiçbir bir maddede değişiklik yapılmıyor, bu bazı düzenlemeleri askıya almaktır. Bunun yasal ve hukuksal dayanağını hiç kimse gösteremez bana. Varsa biri bana göstermeli” dediği sırada AKP’liler Bülent Tezcan’ın konuşmasını ileri sürdü. Ancak Erkek, Tezcan’ın da anayasaya aykırılığı anlattığını anımsatarak, “Hayır, Sayın Tezcan hukuka aykırılıkları ciddi bir şekilde tespit etti. Anayasa’ya aykırılığı tespit etmekle metne ‘hayır’ ya da ‘evet’ demek farklı bir şeydir” dedi.
Erkek’in metne CHP’nin ‘evet’ oyu vermesiyle anayasa aykırı demesi arasında fark bulunduğunu belirtmesi üzerine HDP’lilerden itirazlar geldi.
Mithat Sancar HDP’nin vedasını yaptı
Sonrasında sözü alan HDP’li Mithat Sancar, tüm arkadaşları adına konuşacağını belirterek, belki de Meclis tarihi açısından şu dikkat çekici konuşmayı yaptı:
“Anlıyoruz ki aceleniz var. Bizim geciktirme niyetimiz, bir şeyden korkumuz yok. Adalet, barış ve demokrasi için uğraştık. Siz, fiziksel olarak, şu Komisyon’un haline bakın, kapı polis dolu. Saldırılar hepsi kayıtta, kimin ne yaptığı. Aceleniz neden diye soruyoruz açıklamıyorsunuz. Ama biz acelenizin nedenini biliyoruz. Darbe planının en kritik kavşağı geçilecek. Tek adam yönetimini esas alan bir Başkanlık Sistemi için her alan kullanılacak. Size gelmiş talimat bu, bizim anladığımız bu. Bütün çabamızla demokrasi ortamına çevirmeye çalıştığımız bu ortam bu akşam itibariyle bir müsamereye, tiyatroya dönüşmüştür. Biz bu tiyatronun figüranı olmayacağız. Herhangi bir korkumuz olmayacağını da şimdi size göstereceğiz. Sizleri vicdanınızla, burada size destek verecek diğerleriyle birlikte sizi halkın vicdanında, tarihin bilincinde mahkum edecek davranışlarınızla baş başa bırakmak için komisyon toplantınızı terk ediyoruz. Hiçbir zaman boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Bunu bilin.”
CHP’li dostlarını tenzih ettiğini de söyleyen Sancar, ancak Bülent Tezcan’ı ise vicdanıyla bıraktığını da belirtti.
Meclis Anayasa Komisyonu'ndaki önceki kavga
HDP gitti, anayasaya aykırılık önergesi okundu
HDP’li vekiller salondan çıktığı sırada; AKP’li Komisyon Başkanvekili Petek, görüşmeleri devam ettirdi ve “Teklif geneli üzerindeki görüşmeler bitmiştir” dedi. Bunun ardından da anayasa değişikliği teklifine ilişkin HDP’nin anayasaya aykırılık önergesini okutturdu. Ancak o sırada salonda hiçbir HDP’li bulunmuyordu.
HDP’li vekiller ise, toplu halde yeni binadaki komisyon salonundan tarihi TBMM Ana Binası’na Kürtçe marşlar ve Kürtçe “Bıjî berxwedana meclîsê (Yaşasın Meclis direnişi)” ile Türkçe “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyla yürüdü. HDP’lilerden bazılarınca ayrıca “Biji Serok Apo” sloganı da attı.
Kurtulmuş: ‘Meclis’e gelecek’
Bu arada dün Bakanlar Kurulu, 6’ncı kez Beştepe’deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda toplanmıştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle yapılan Kurul ardından Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, basın açıklaması yaptı.
Kurtulmuş, dokunulmazlıklar hakkındaki görüşmelerde dün yaşanan süreci ise, “Bu görüntüler TBMM'ye yakışmıyor. Bu görüntülerle hiç kimse, hükümete geri adım attırır, rafa kaldırırız diye düşünmesin. Ben de az önce izledim. Kaba kuvvetin hakaretin, küfrün hepsinin bini bin para olduğu bir ortamı oluşturmaya vesile olmasınlar. Bu çerçevede kim ne yaparsa yapsın dokunulmazlık dosyaları milletin istediği istikamette Meclis'e gelecektir” diye yorumladı.