Fransa’nın yeni cumnhurbaşkanı Francoise Holland, seçimi kazandıktan sonra yeni hükümet kurma çalışmalarına hemen başladı.
Kesin sonuçlara göre Hollande yüzde 51.6 oy desteği alırken, koltuğu Hollande’a devredecek cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy yüzde 48.4 oyda kaldı. 57 yaşındaki Sosyalist lider göreve 15 Mayıs’ta başlayacak.
Fransa’da pazar günü yapılan ikinci tur seçimlerde 45 milyon seçmenin yüzde 82’si sandığa gitti. Fransız seçmeni, 17 yıldır süren sağ iktidara son vererek, 5’inci cumhuriyetin François Mitterrand’dan sonra ikinci sosyalist cumhurbaşkanını iktidara getirdi. Mitterrand, 1981 yılında sağcı Cumhurbaşkanı Valerie Giscard d’Estaing’i yenerek ilk kez solu iktidara getirmişti.
Akşam saatlerinde, daha resmi sonuçlar açıklanmadan Hollande’nin yandaşları Sosyalist Parti’nin Rue Solferino’daki binasının önünde ve Fransız devriminin sembolik mekanı Bastille Meydanı’nda toplanarak zaferlerini kutladılar. Meydanı tıklım tıklım dolduran sosyakistlerin yarıdan fazlasının gençlerden oluşması dikkat çekti.
Cumhuriyet gelenekleri gereği ilk sözü kaybeden adaya bırakan Hollande, Tulle kentinde Sarkozy’den sonra yaptığı konuşmasında, “Yeniden umut vermeyi başardığım için gurur duyuyorum. Değişim şimdi başladı. Bana oy vermeyenlere de sesleniyorum. Herkesin cumhurbaşkanı olacağım. Tek bir Fransa olacak, herkes cumhuriyette eşit hak ve özgürlüklere sahip olacak. Adalet ve gençlik bu cumhurbaşkanlığın iki hedefi olacak. Her vatandaşın daha iyi yaşadığı bir Fransa hayal ediyorum” dedi. Hollande, AB’ye de mesaj göndererek, “Avrupa bize bakıyor. Eminim pek çok Avrupa ülkesinde sonuçlar umut yarattı. Artık Avrupa’nın krizden çıkması için kemer sıkma değil büyüme umudu geliyor. Önce Almanya ile, ardından hızla diğer AB’li ortaklarımızla görüşeceğim. 6 Mayıs Avrupa için yeni başlangıç, dünya için yeni umut tarihi olacak” dedi.
Hollande Pazartesi günü yaptığı açıklamada ise AB ile kemer sıkma önlemlerini yeniden müzakere etme sözü verdi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ise AB mali anlaşmasının yeniden müzakere edilmeyeceğini ama yeni Fransa cumhurbaşkanıyla birlikte çalışmaya açık olduğunu söyledi
Kriz ortamında yeni iddia ve umutla iktidara gelen Hollande’ı son derece yoğun bir başlangıç bekliyor. Önce Chicago’da düzenlenecek NATO zirvesinde uluslararası arenada boy gösterecek olan Hollande, daha sonra yine Amerika’nın ev sahipliğinde yapılacak G-8 toplantısında uluslararası sınavdan geçecek. Mayıs ayı sonunda ya da Haziran başında toplanması beklenen AB zirvesi ise ‘yeni bir Avrupa’ tezini savunacağı ilk mekan olacak. İç politikada da önemli sınav verecek Hollande, partisini 10-17 Haziran tarihlerinde yapılacak milletvekili seçimlerine hazırlayacak. Senato’yu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Sosyalistler, genel seçimleri de alırsa, önemli güce ulaşacak.
'Normal Adamın' Zaferi
François Hollande, 1954 yılında, koyu sağcı bir doktor babanın oğlu olarak, Rouen’de doğdu. Babasına karşı çıkıp üniversite yıllarında sol hareket içinde yer alan Hollande, Fransa’nın devlet adamı yetiştiren en itibarlı okulu ENA’yı dereceyle bitirdi. Hollande, burada kendisi gibi sol hareket içinde yer alan Segolen Royal ile tanıştı. Evlilik kurumunu reddeden çift 30 yılı aşkın hem politik hem de özel yaşamı paylaştı ve 4 çocuk sahibi oldu. 1979’da François Mitterrand’ın yönetimindeki sosyalist Parti’ye üye oldu. Parti içinde hiç bakanlık yapmadı ancak Elysee’den Sayıştay’a devletin diğer kurumlarında önemli görevler aldı. 1988’de sağın güçlü ismi Jacques Chirac’ın seçim bölgesi Correze’den milletvekili seçildi. Siyasi ve ekonomi birikimi sayesinde Meclis’te ve Elysee’de önemli görevler aldı. 1992 yılında PS Genel Başkan yardımcılığına geldi. 1997 yılında da, Lionel Jospin Başbakan olunca yerine, uyumlu ve sakin kişiliği olan Hollande’ı kavgalarla bölünen PS’in Genel Sekreterliği’ne getirdi. 11 yıl boyunca partiyi yöneten Hollande, 2007’de eşi Segolene Royal aday olunca, adaylığını koyamadı. Gazeteci Valerie Trierweiller ile ilişkisi nedeniyle 30 yıl beraber yaşadığı Royal’den ayrıldı. 2 yıl siyaset sahnesinde geri planda kalmayı tercih eden Hollande, 2012 seçimlerine, kilo vererek, yeni bir imaj ve yeni bir hayat arkadaşı ile aday oldu.
Neler Vaad Etti?
Hollande’ın en büyük vaadi, Sarkozy’nin politikasıyla bölünen ve zayıflayan ülkeyi yeniden birleştirmek oldu. Sarkozy’nin atadağı yandaş medya yöneticileri, yarggıç ve savcılar ile polis içindeki isimleri değiştireceğini söyledi. 'Değişim, şimdi' sloganıyla "Benim gerçek rakibim Sarkozy değil, finans dünyası" diyerek, kampanyasının en sembolik çıkışını yaptı. Yatırım bankalarının ayrılması, fransız bankalarına ‘finans cenneti’ olan ülkelerde yatırım yasağı, uluslararası finans hareketlerinin vergilendirilmesi gibi krizin çözümünde finans dünyasını kontrol altına alan reformlar önerdi. 26 Ocak’ta açıkladığı '60 Öneri' ile bütün reformlarını tüm detaylarıyla takvimlendiren Hollande, 5 yıl içinde 60 bin öğretmen alacağını vaad etti. Gelir vergisi reformu ve büyük vergi birleştirme reformu, yıllık 150 bin Euro üzerinde geliri olanlardan yüzde 45 daha fazla vergi alınması önerileri ile ‘zenginleri de elllerini taşın altına koymaya’ çağırdı. Yerel seçimlerde yabancılara seçme hakkı getirme sözü verdi. Ayrıca, ‘Merkozy Planı’ denilen yeni AB Anlaşması’nı büyüme hedefli bir politikayla yeniden masaya yatıracak, benzin fiyatlarındaki artışı 3 ay durduracak, katma değer vergisine Sarkozy’nin getirdiği artışı silecek."
Hollande ve Türkiye
Yeni Cumhurbaşkanı Hollande, her fırsatta Sarkozy’nin kopma noktasına getirdiği ilişkileri yeniden inşa etme konusunda kararlı olduğunu dile getirdi. Hollande ve Sarkozy arasında, inkar yasasındaki politika açısından önemli bir değişiklik olmayacak. François Hollande, " Benim 2004 yılından bu yana bu konudaki tavrım değişmedi. Türkiye bu konuda artık adım atmalıdır" diyor ve inkar yasasını yeniden Anayasa’ya uygun olarak getireceğini söylüyor. AB’ye tam üyelik konusunda ise Türkiye’ye daha yakın bir profil çiziyor. Sarkozy’nin aksine müzakerelerin sürmesinden yana görüş belirten Hollande, tam üyelik için Türkiye’nin henüz demokratik gerekleri yerine getiremediğini, bunun için ciddi adımlar atması gerektiğini savunuyor. Hollande, bu konuda da, "Müzakereler Fransız devletinin de imzası ile başladı. Müzakerler sürer ama tam üyelik benim iktidarım döneminde olmaz. Çünkü istenen adımlar atılmadı ve 5 yılda atılacak gibi de görünmüyor" dedi.
