Hükümet anayasa değişikliğinin ülkeyi demokratikleştireceğini ve Avrupa Birliği üyeliği kriterlerine uygun olduğunu savunuyor.
1982 anayasası askeri yönetim tarafından yazıldığından yıllardır eleştirilerin odağında.
Bilgi Üniversitesi öğretim üyelerinden Soli Özel, Türklerin büyük çoğunluğunun anayasa reformu istediğini söylüyor.
Özel, “Mevcut anayasayı yazan askerler, o dönemde soğuk savaşın muhtemelen hiç bitmeyeceğini ve Türkiye’de yarı otoriter bir sistemin devam edeceğini düşünüyorlardı. O zamanki felsefe ya da kısıtlamalar bugünün batı dünyasına, ülkenin şu andaki ihtiyaçları ve halkın ruh haline uymuyor” şeklinde konuşuyor.
AKP’nin sunduğu anayasa değişikliği paketinde 26 madde bulunuyor. Paket, kadınlara yönelik ayrımcılığın giderilmesinden siyasi parti kapatmanın güçleştirilmesine kadar birçok öneri içeriyor.
Paketin en çok tartışılan maddelerinden biri, askerlerin de Yüce Divan’da yargılanabilmesini öngören madde. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu konudaki açıklamasında değişikliklerin en iyi şekilde yapılması gerektiği uyarısında bulundu. Başbakan yardımcısı Cemil Çiçek de, reformların ülkeyi ileriye taşıması gerektiğini söyledi.
Ancak paketi eleştirenler zorlamayla kabul ettirilmeye çalışıldığını ve AKP’nin gücünü sağlamlaştırmak için bu fırsatı kullandığını savunuyor.
Anayasa Mahkemesi’ndeki hakim sayısının 11’den 19’a çıkarılmasının öngörülmesi ve bu üyelerden 16’sının Cumhurbaşkanı, 3’ünün de Meclis tarafından seçilmesinin önerilmesi de tartışma yaratıyor.
Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde temsil etmiş olan avukat Rıza Türmen paketi eleştiriyor.
Türmen, “Hükümet yargı ve anaysa mahkemesi üzerinde tam güce sahip olacak. Her ülkede güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü söz konusudur. Demokratik yollardan seçilmiş bir hükümetin sınırlarını yargı belirler. Çünkü aksi takdirde hükümet istediği gibi hareket edebilir.
Şu anda Türkiye’nin karşı karşıya olduğu tehdit de bu” diyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise yargının politize olduğunu ve halkın demokratik isteklerini yerine getiremediğini savunuyor. Erdoğan, paketin onaylanması için diğer partilerden de destek toplamaya çalışıyor.
Muhalefet partileri paketin tamamını onaylamayı düşünmüyor. Bu da hükümetin gerekli çoğunluğu sağlaması olasılığını azaltırken, paketin referanduma sunulması olasılığını yükseltiyor.
Paketin Nisan ortasından önce oylanması beklenmiyor. Oylama başarısızlıkla sonuçlanırsa referandum için iki ay kalıyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, düzenlemelerin görüşbirliğiyle yapılması gerektiğini, aksi takdirde paketin Anayasa Mahkemesi’ne gönderileceğini ve bunun da reformları aksatacağını söyledi. Uzmanlar bu durumun ülkeyi büyük bir siyasi krize sürükleyebileceği uyarısında bulunuyor.
Haberin tamamını sağ üst köşedeki bağlantıdan dinleyebilirsiniz.